ROSE'NİN AĞZINDAN
Lisa'nın hayvan gibi Rose diye bağırmasıyla gözlerimi kocaman açıp yerimden sıçrayarak uyandığım an yastığımı elime alıp Lisa'ya fırlatarak bağırarak konuştum;
" Lisa biran önce kaç çünkü ayağa kaltığım gibi seni geberticem!!!" Diyip hemen ayağa kalkarak Lisa'yı kovalamaya başladım aşağıya indiğimizde Jungkook'larında burda olduğunu gördüm ama takmayıp Tae'nin arkasına saklanan Lisa'ya bakarak tatlı bir şekilde gülümseyip konuştum;
" Benim canım arkadaşım hadi çık ordan gerçekten bi şey yapmıcam " dedim Lisa;
" Hayır söz vermeden çıkmam " dediğinde sinirle dudaklarımı yalayıp ona kötü kötü baktım iyice Tae'nin arkasına sinince Tae'ye bakıp yine sevimli halime bürünerek konuştum;
" Tae oppa Lisa'nın yanından gider misin? " dedim Tae;
" Çok sevimlisin Rose ama hayır " dedi ben;
" İyi sen bilirsin " deyip Tae'nin önüne geçtiğim gibi suratına yumruk geçirip konuştum;
" Şimdi çekilcek misin? " dediğimde Tae hemen çekildiği an sırıtarak Lisa'ya baktım
" Rose özür dilerim " dedi ben gülümseyip ona sarıldığım an Tae isyan edercesine konuştu;
" Ya benim suçum ne? Neden bütün cezayı ben çektim " dedi ben Lisa'ya sarılırken ona baktım dudağı patlamıştı o kadar sert mi vurdum ya? Suga birden kahkaha atmaya başlayınca Tae ve Jungkook hariç hepimiz gülmeye başladık zar zor sakinleştiğimizde Jimin konuştu;
" Oğlum sen az önce bi kızdan dayak yedin " dedi Tae sinirle konuştu;
" Jimin kes sesini yemin ederim bütün hıncımı senden çıkarırım " dedi sonra bana dönüp konuştu;
" Offf Rose beni rezil ettin herkese lütfen bir süre konuşmayalım " dedi ben önünde eğilip dudaklarımı büzerek bebek taklidi yaparak konuştum;
" Özür dilerim Tae oppa " dedim Tae;
" Rose bana şöyle şeyler yapma " dedi ben tekrar aynı şekilde yaptım ama bu sefer gözlerimi doldurarak konuştum;
" Ama çok üzgünüm lütfen affet beni " dedim Tae;
" Tamam affettim " dediği an ellerimi çırpıp gülerek ayağa kalktığımda konuştum;
" İşte bu kadar " dedim Tae şaşkınca konuştu;
" Ama sen az önce ağlıcak gibi oldun " dedi ben sırıtıp Tae'nin yanaklarını sıktıktan sonra konuştum;
" İşte buna oyunculuk diyorlar Tae " deyip merdivenden çıkarken yine herkesin kahkaha seslerine kulak misafiri oldum ama takmayıp direk odaya giderek daha dolaba yerleşmemiş olan bavulumdan rastgele kıyafet çıkartım ve odadaki banyoya giderek kısa bir duş alıp hemen üzerime seçtiğim kıyafetlerimi giydikten sonra saate baktım 16:00 vay aslında baya uyumuşum Lisa'nın beni uyandırması normal diyicem ama tabi beni düzgün uyandırmadı ki en azından yanağımdan falan öperek uyandırır insan böyle hayvan gibi bağırarak uyandırması gerekmez bence her neyse burda duracağıma aşağıya iniyim odadan çıkıp direk aşağıya inerek Jennie ile Lisa'nın arasına oturup dudağına minik bir yara bandı takan Tae'ye bakıp konuştum;
" O kadar sert vurmuş olamam Tae " dedim Tae anında sinirle kafasını bana çevirip konuştu;
" Haaa tabi Rose senin elin el değil ki bildiğin taş " dedi Jennie göz devirerek konuştu;
" Tae abartma istersen ölmedin ya " dedi ben Jennie'yi kafamla onaylayınca Tae;
" Benim kızların düştüğü yakışıklı suratımda şuan bi yara var bu ne demek biliyormusunuz? Artık hiç bir kız bana bakmıyacak demek " dedi ben gülüp sabır dilercesine havaya baktıktan sonra konuştum;
" Merak etme Tae sana diğer kızlar bakmasada Lisa bakar " dediğimde Lisa sinirle bana bakıp konuştu;
" Rose!!" Dedi azarlarcasına ben omuz silkip konuştum;
" Tamam her neyse artık neden burda toplandığımızı sorabilir miyim? " dedim Namjoon;
" Toplantıya burdan beraber gidicez o yüzden geldik " dedi Suga saate bakıp konuştu;
" Daha gitmemize dört saat var " dedi Jennie;
" O zamana kadar napıcaz? " dedi ben;
" Birazdan Minjoon okuldan çıkıcak ben gidiyim " dediğimde Jisoo konuştu;
" Rose dün sana dediğimi unuttun heralde korumalar Minjoon'u götürüp getirecekler " dedi ben;
" Evet dedin ama korumalara güvene bilirim değil mi? " dedim Jennie;
" Güvene bilirsin Rose " dedi ben sadece kafamla onaylamakla yetinip telefonla ilgilenmeye başladım Lisa hemen ayağa kalkıp mutfağa gitti gelince elinde çikolatalı ekmek vardı bana uzatarak konuştu;
" Uyanmadığın içim hiç bir şey yiyemedin al ye şunu " dedi ben kafamı hayır anlamında sallayarak konuştum;
" Hayır Lisa canım istemiyor " dedim Jisoo;
" Rose ye yoksa ben o ekmeği direk tıkarım ağzına " dediği an Lisa'nın elindeki ekmeği alıp yerken birden koşarak içeri gelen Minjoon'la kaşları mı çattım? Tabi çocukları görünce Minjoon direk durup kaşlarını çatıp onlara baktıktan sonra bana dönüp konuştu;
" Bunlar kim abla? " dedi ben gülümseyip konuştum;
" Minjoon onlar benim arkadaşım " dedim Minjoon bana sarılarak çocukların hepsine sırayla bakıp konuştu;
" Sevgilime yaklaşırsanız gebertirim sizi " dedi Tae gülüp konuştu;
" Aynı ablası gibi hem sevimli hemde asi sevdim seni ufaklık " dediğinde Minjoon Tae'ye dil çıkartıp bana dönüp konuştu;
" Abla sana yaklaştıkları zaman bana söylüyorsun ben seni korurum " dediği ben;
" Minjoon dediğim gibi onlar sadece arkadaşım " dedim Minjoon beni onaylayıp tek Jungkook'un yanı boş olduğu için hemen onun yanına gidip oturup Jungkook'a baktı sonra bana dönüp konuştu;
" Abla bak bana anlattığın hayalindeki çocuğa benzeyen birini buldum " dediği an utançla kafamı yere eydim of Minjoon of bi kere sussan ne olacak sanki? Jungkook bana bakarak pis pis sırıtınca hemen Minjoon'un yanına gidip kucağıma alarak konuştum;
" En iyisi biz odaya gidelim ben sekize kadar hazır olunca gelirim çıkarız" dedim ve Minjoon ile beraber odaya çıktım gelince hemen Minjoon'u indirerek kapıyı kapatıp konuştum;
" Beni rezil ettin " dedim Minjoon omuz silkip elini kalemini ve defterini alarak bi şeyler çizmeye başlayınca bende bavuluma bakıp kendime orda giyebileceğim güzel bir kıyafet seçmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam ( Rosekook )
RandomBu benim ilk hikayem bazı hatalarım olabilir ve ben şimdiden özür dilerim.