Günlerdir sonunu bilmediğimiz karanlık ormanda bir hayalin elinden tutmuş onu saklayan eğreltiliklleri dolaşıyoruz. Artık birbirimizin yanında ağlamıyoruz ya da üşümekten, acıkmaktan bahsetmiyoruz.
Ateşin iki yanına uzanmış kâbuslu uykularımızı beklerken alevlerin sönmesini hiç istemiyoruz..Bazı zamanlar "KYUNGSOO!!!" diye haykırıyor Ravi, ağaçlardan kuşlar uçuşuyor, dallar oynaşıyor, yeniden umutlanıyor.. ve daha canla başla dalıyor eğreltiliklere..
O zaman anladım ki aklını kaybetmemek için, ne aradığını hatırlamak için yapıyor bunu..6 gün oldu..
2 günümüz kaldı..
Çantalarımızda erzağımız bitti. Ravi'nin tanıdığı otlardan yiyoruz.. nehre inebildiğimiz yerlerde balık tutmak için biraz mola verdiğimiz oldu.. ama günler eksildikçe artık bu bir zaman kaybına dönüştü..
Üzerimizden çok kere helikopter geçti, o kadar alçaktan uçuyordu ki arama kurtarma ekibine ait olduğunu anladık. Ama derdimiz kurtarılmak değil kurtarmaktı.
Koca koca ağaçlar köklerine bile güneşi engellerken bizi de iyice örtüyordu.
Ormanın değişik yerlerinden yükselen kırmızı işaret fişeklerini de görür olduk. Bizden epey uzakta ve bazen nehrin diğer tarafında, çok aksi bir yerden yükseliyordu.
"KyungSoo'yu da böyle aradılarsa nah bulurlar.." diye homurdandı Ravi.
"Kırmızı ipleri farketmemişler anlaşılan."
"Birini görmeseler ötekini görürler.. biz KyungSoo'yu bulalım da.. olmadı dönüş yolumuz olur o ipler.." dedi iç çekerek..
Kabuklarını soyduğu dikeni uzattı. Böğürtlen dikenlerinin yenilebildiğini bilmezdim..
"Buralarda mı?" dedi, görebilecekmiş gibi etrafına bakınırak.. Böğürtlen dikenlerine konan bir kelebeği yakalamaya çalışan KyungSoo'ya bakıp başımı hafifçe salladım..
"Başka bir şey demedi mi hiç?! Bu cehennem ormanında dünya kadar eğreltilik var. Hiç köpek sesi de yoktur. Olsaydı kesinlikle Nina'mın sesine havlarlardı."
İhtimaller içinde bu kaçıncı boğuluşumuz..
"KyungSoo bu kadar yolu gelmiş olamaz.. hepimizden küçüktü.. kahretsin.. hemen hastalanırdı bir de.."
Benden daha istekli daha ümitli arayışlarını kıskanıyorum. Beş yıllık donukluğum ona en yakın olduğumuz arayışta bile kendini koruyor. Kendimden nefret edecek oluyorum.
KyungSoo sonunda kaçırdığı kelebeği gösteriyor.
"Ordayken yakalamıştım bunlardan. Bu siyah kelebekler çok tembel oluyor, hemen yakalanıyorlar.."
Omuzlarını sıkıca kavradım, "nerede? Nerede yakaladın kelebeği KyungSoo?!"
Ravi koşarak geldi yanıma,
"Ne nerede? Bir şey mi dedi? Ne diyor?"
"Bi dur Ravi? Hatırlamaya çalışıyor!"
Ravi'nin yüzü düşse de o an bütün dikkatim KyungSoo'nun ağzından çıkacak başka bir ipucunda idi.
"Eğreltiliklerin oraya giderken.." dedi, hatırlamaya çalıştıkları ile alnı kırıştı.