1. bölüm

503 20 3
                                    

Soğuk karlı ve sisli bir Washington günüydü. Üşüyordum. Termometreler -28°C'yi bulmuştu. Bu yüzden ellerimi Hırkamın cebine soktum. Nefesimi verirken çıkan buhar bile donmak üzereydi. Dondurucu soğuğa rağmen etraftaki herkes mutluydu. Çünkü Noel'e bir hafta kalmıştı. Washington her zamanki gibi noel hazırdı. Dükkanlarda yanıp sönen kırmızı ışıklar, her yere bağlanan kırmızı kurdeleler, noel baba kostümlü elemanlar...

Her zamanki gibi stefani geç kalmıştı. Otobüs durağında donarak stefani'yi beklerken garip şeyler oldu. Çok hızlı bir şekilde önümden bir karaltı geçti. Korkmuştum.

"BÖÖÖÖ."

stefani beni korkutmak için sinsi sinsi yaklaşmıştı. Bende çığlık atım. Korkmuştum. Stefani bana gülüyordu. Duraktakiler bizi izliyordu.

" çok komiksin. " dedim koluna kafif bir yumruk atarken.

" Korkmazdın normalde iyi misin ateşin mi var? " karaltı ürpermeme sebep olmuştu. stefani de bağırınca yapınca ister istemez korktum.

" yok bir şey hadi gidelim." anlatmak istemiyorum. Hayali şeyler gördüğüm için delirdiğimi düşünecek.

Noel yaklaşıyordu. Okuldaki parti için alışverişe gidicektik. Otobüse bindik. Stefani durmadan konuşup ne alacağım hakkında soru soruyordu kız kardeşim gibi. zaten Stefani'nin kız kardeşimden farkı yok.

Sokakta yürürken yine o karaltıyı gördüm bu sefer ürperdim ve stefani'ye sordum. Görmediğini göz yapılması olduğunu söyledi. Elbise bakmaya devam ederken etek kısmının önü arkasına gore 5 santim kısa ve kolları bilek ile dirsek arasında biten siyah bir elbise aldım. Stefani ne alacağına karar vermediği için bakmakla yetindi.

Geç olmuştu elimizde kahvelerle otobüse bindik. Stefani'yi eve çağırdım. Yemeği bizle yemek için ailesinden izin aldı. İçeri girince John stefani diye bağırarak stefani'ye sarıldı. Angie masayı kurma görevini bize bıraktığı için masayı biz kurduk. Angie'nin leziz yemeklerini masaya koyduk ve yemeğe oturduk.

John benim öz babam değil. Angie de öz annem değil. Küçükken ailem beni yetimheneye bırakmış. John ve angie beni evlatlık edinmiş. Ben kendimi bildim bileli john ve angie var hayatımda.

Küçükken ailemin beni neden bıraktığını düşünüp onları affetmeye çalıştırdım ama artık onları düşünmek canimi yakıyor. Büyüdükçe beni bıraktıkları gerçeği yüzüme çarpıyor. Elimden geldiğince onları düşünmüyorum sonuçta onlar beni terk etti. John ve angie beni evlatlık edinmişti. Onlardan başka kimsem yok.

"Yine et ve az pişmiş kanları da duruyor ." dedi stefani kulağıma. Yine aileme dalmıştım. Önceden fark etmemiştim ama gerçekten az pişmişti. Omuz silktim ve yemeğe devam ettim.

Yemekten sonra stefani eve gitti. Bende odama çıktım. Evimiz iki katlıydı. Üst katta yatak odaları ve john'un çalısma odası vardı. Odamdaki banyoma girip duşa girdim. Üstüme pandalı pijamalarımı giyip yatağıma girdim. Uyuyamadım aklımda bir sürü şey vardı. Neden korktum? Gördüğüm şey neydi?..

Alarmımın çalmasıyla uyandım. Üstüme dar paça kot pantalon ve siyah kazak giydim. Çantamı alıp evden çıktım. Durağa vardığımda saat sekiz buçuktu. Yine geç kalıp servisi kaçırmıştım. Okula doğru yürümeye başladım. Birden önüme birisi çıktı.

"merhaba ben nicolas." Çocuğun ani çıkışı beni korkutsada duruşumu bozmadım. Siyah saçları mavi gözleri bembeyaz bir teni vardı. Ben neden dikkat ediyorum ki...

"bende angelic." Dedim yanından sıyrılıp yürümeye devam ederken. "görüşürüz. "

"çok güzel bir adın var." Dedi yanımda yürürken.

vampir ailemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin