5.{Bölüm}

505 13 0
                                    

     Cansu: Cansel ablacım nasılsın iyimisin.

     Cansel: İyiyim abla ama kötü bişey yok demi çok önemli diyince korktum iyisin demi.

     Cansu: İyiyim kuzum merak etme benim sana asıl demek istediğim ablacım benim 1 yıldır görüştüğüm biri vardı ve bana evlenme teklifi etti.

     Cansel: Abla bu çok güzel bir haber düğün ne zaman ona göre Bursa'dan İstanbul'a geliyim hem kim bu adam tanıyor muyuz.

     Cansu: Tanıyoruz hani benim patronumun oğlu rüzgar vardı ya işte rüzgar ile evlenicez.

     Cansel: Abla hani sen bu adamdan hiç haz etmiyordun.

     Cansu: Tanıyınca çok iyi biriymiş hem sana kötülediğim zamanlar aslında ona küstüğüm zamanlardı.

     Cansel: Yani sen mutlu olacaksan abla benim için bir problem yok siz düğün tarihi aldınız mı.

     Cansu: Aldık ablacım ama 2 gün sonra nikah 3.gün ise düğünümüz var.

     Cansel: Abla neden bu kadar erken ne aceleniz var, abla yoksa hamile misin.

     Cansu: Hayır Cansel hamile falan değilim rüzgarın babası çok rahatsız ve bizde bunu öğrenince uzatmanın bir anlamı olmadığını düşündük ve en yakın zamana aldık sende en erken İstanbul uçağına bak kuzun gel tamam mı.

     Cansel: Tamam abla ama geldiğim zaman her detayları öğrenmek istiyorum tabi zaman kalırsa bekle senin gelinliğin hazır mı.

     Cansu: Gelinlik mi gelinliğe gerek yok Cansel hadi baybay kuzum.

    Cansel: Abla sen delirdin mi gelinliği bir kez giyeceksin sakın unutma al bak yoksa senin sevmediğin tarzda alırım ona göre hadi baybay ablacım.

     Cansel ile telefon konuşmamız bitti ama rüzgar bana bakıyor neden ki bana doğru yaklaştı ellerimi tuttu.

     Rüzgar: Cansu kusura bakma gelinlik işi tamamen aklımdan çıkmış ama babamdan sonra hemen gelinliği de halledebiliriz olur mu.

     Cansu: Tamam olur oradan sonra evden eşyaları mı alıcaz.

     Rüzgar: Zaman kalırsa alırız Cansu ama istersen yeni baştan bir dolap dizebilirsin eskileri almaya gerek yok.

     Cansu: Buna hiç gerek yok rüzgar benim zaten kıyafetim var.

     Rüzgar: Tamam onları da alırız ama yenilerini de alırız.

     Cansu: Ne yani benim giyim kötü mü ısrarla yeni kıyafet almamı istiyorsun.

     Rüzgar: Giyimin kötü değil sadece gözle görülmicek kadar kısa.

     Cansu: Rüzgar kısa değiller normaller hem ayrıca senin takıldığın kızların giydikleri daha kısa.

     Rüzgar: Bak sakın kendini onlarla kıyaslama onlar tek gecelik ama sen evleneceğim kadınsın anladın mı evet senin kısa kıyafet giymeni istemiyorum tabi benim dışımda, ayrıca bu konuyu artık kapatalım lütfen yoksa sonu kötü yerlere gidebilir ve bunu istemiyorum olur mu.

     Cansu: Tamam ama kıyafetlerime çok karışma.

     Rüzgar bana gözlerini devirmişti ve duşa girmişti bende o gelene kadar biraz odaya baktım oda gerçekten çok büyüktü odanın içinde iki tane daha kapı vardı biri duş için, ama öbür kapıya yaklaştım ve kapıyı açtım içerde resmen kocaman bir oda daha çıktı ve her yerde dolaplar vardı burası giyinme odası olmalı çok düzenli hatta baya düzenli aynı çok pahalı bir mağaza gibi duruyor yavaş yavaş rüzgarın eşyalarına yanaştım ve bakındım dolaplarda hep takım elbiseler kravatlar ve bir saatçi dükkanı kadar saat var bu kadar eşyanın içinden nasıl seçiyor ben bile bir ayakkabımı giysem öbürü aklımda kalıyor.

     Daha fazla odada durmak istemedim ve odadan çıktım kapıyı kapatmam ile rüzgar tam karşımda çırıl çıplak bekle çırıl çıplak hemen arkamı döndüm rüzgar da havluyu yerden alıp tekrar etrafına sardı, ben korkmuş bir şekilde çıktığım kapıya bakıyordum yavaş yavaş adım sesleri duymam ile daha çok ürkmüştü ben evlilikten sonra olacaklardan korkarken birde üstüne rüzgarın her şeyini görmem sahada kormama neden oldu o neydi öyle sanki üçüncü bir bacak gibi hayır hayır çık git aklımdan. Arkamdan nefes sesleri duymam ile rüzgarın geldiğini anladım.

     Rüzgar: Cansu bakabilirsin havlu var da sen aşağıda değil miydin.

     Cansu: Hayır yani şey sen gidince biraz odayı gezmek istemiştim ve giyinme odana bakmıştım tam çıkıp aşağıya inicektim ki seni öyle gördüm.

     Sonlara doğru sesim çok cılız çıkmıştı hala kapıya baktığım için rüzgarın ne yaptığını anlamıyordum ki sesli bir şekilde gülmeye başladı pardon kahkaha atmaya başladı noldu şimdi ben burada yerin dibine giriyim beyefendi kahkaha atsın bir sinirle arkamı döndüm ve parmağımı rüzgara doğru sinirli bir şekilde salladım ama bu hareketime daha çok güldü offf şuan Tokat atmamak için kendimi zor tutuyorum.

     Tam rüzgarı itip geçicekken kolumdan tuttu ve beni kendine çekti şuan o kadar yakınız ki yavaş yavaş bana bakmaya başladı sanki her bir hattımı ezberlemek ister gibi gözleri dudaklarıma kaydı bekle dudaklarıma mı? Bunun düşüncesi ile kalbim yerinden çıkıp gidicek gibi oldu ve rüzgar yavaş yavaş bana yaklaştı bu sefer kendimi çekmek istemedim istemsiz bir şekilde kendimi rüzgara yakınlaşırken buluyordum ve kontrolümü kaybedip kafa attım rüzgar hemen uzaklaştı.

     Rüzgar yine gülmeye başladı noluyor ya bu sabah ya paşamızın keyfi çok yerinde herşeye gülüyor sinirlendim ve rüzgarı ittirip bağırmaya başladım.

     Cansu: Ya noldu ya neden herşeye gülüyorsun bugün yanlışlıkla oldu işte kusura bakma.

     Rüzgar: Bu konularda çok deneyimsizsin demi bekle sakın daha önce kimseyle öpüşmedim deme.

     Cansu: Ne önüme gelen herkesi öpiyim mi?

     Rüzgar: Yok hayır da yani kafamı kırıcaksın diye çok korktum.

     Benimle resmen dalga geçiyor ya sinirim geçiyordu ama bu sefer de yüzüm domates gibi kızarmıştı bunu yüzümün yanmasından anladım. Rüzgar aniden yine yaklaştı ve dudağıma küçük bir öpücük bıraktı ve giyinmeye gidiyorum diye giyinme odasına girdi. Bende saçımı topuz yaparak aşağıya indim mutfağa doğru yol aldım dolaptan Menemen için malzemeleri aldım Menemen olurken domates salatalık doğradım peynirleri koydum güzelce masayı hazırlarken rüzgar kapıdan beni izliyordu.

     Cansu:Rüzgar hadi gel yemek hazır.

Rüzgar: Ama sen bana her sabah ellerinle kahvaltı hazırlarsan ben çok alışırım.

Cansu: Alış zaten ki dışarda yemek yeme, ben yaparım.

Rüzgar masaya oturdu bende en son menemenin altını kapattım ve masanın üstüne koydum ikimizde yemekleri bitirince sofrayı toplamama yardım etti rüzgar kalanları dolaba koyarken bende bulaşıkları bulaşık makinesine koydum mutfağı tamamen topladık.

Rüzgar: Cansu hadi hazırlan babamın yanına gidelim.

Cansu: Tamam ama ben ne giyicem yani en son şirkette giydiğim etek ve tişört vardı ama babanın yanına onlarla gidemem önce eve uğrasak olur mu.

Rüzgar: İstersen bir mağazadan alalım hemen.

Cansu: Gerek yok Rüzgar evden giyinirim hemen.

Rüzgar: Tamam tamam karışmıyorum neyse ben üstümü değiştirip geliyorum.

Onaylar biçimde kafamı salladım ve bende telefonumu almak için yavaş yavaş üst kata odaya çıktım eski kıyafetlerimi giymek için lavaboya girdim hemen üstümü değiştirdim ve çıktım rüzgarda üstünü değiştirmişti ve aşırı yakışıklıydı lacivert takım elbisesi ile çok güzel duruyor gözlerimi çekip çıkalım mı dedim ve birlikte aşağıya indik rüzgar otoparka inip arabayı aldı siyah Porsche arabası işe tam önümde durdu kapıyı açıp arabaya bindim zaten evin yolunu bildiği için bişey demedim. Sessizce ilerledik.

SözleşmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin