Pek içime sinmedi özür dilerim bir iki güne kadar yeni bölüm gelir. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen..
Öpücükler ve bukleler...
Huzur, şu an iliklerime kadar hissettiğim şey. Özgürüm şu an. Hiç olmadığım kadar özgür. Hiç hissetmediğim kadar iliklerimde özgürlüğü hissediyorum. Onun kollarındayım, hissediyorum evet. Gözlerimi daha açmadan içime dolan mutlulukla gülümsedim. Ağrımdan eser yoktu. Onun verdiği huzur.. Özledim. özlemişim.. Özlenmicek gibi değil, bir kuşun üzerinde önce korkarak sonra da rahatlayarak uçtuğunuzu düşünün. Nereye isterseniz, nasıl isterseniz. İşte böyleydi.. Korkarak bindiğim kuşla hiç olmadığım kadar uçtum ben. Yatakta ona sarılır vaziyette uyuduğumu fark edince karnımın üzerinde ki ağırlığıda fark etmem uzun sürmedi. Karnımda ki kolunu yavaşça kaldırırdım ve yatağımda doğruldum. Nasılda huzurlu uyumuştum ayrıca öküz hala uyuyordu. Yataktan çıktığım da yarı çıplak olduğumu fark ederekten onun yere fırlattığı kıyafetini giydim. Siyah kazağının kolları bana uzun gelirken üzerime de elbise gibi olmuştu. Nedenmi onun kazağını giydim, çünkü kokusu beni cennete gibi hissetiriyor. Vanilya, çikolata, ıslak toprak kokusu gibi değil. Hepsi gibi. Cennet gibi. Babam gibi.. Aynanın karşısına geçtiğim de rengimin biraz açıldığını fark ettim. Aklıma gelen ani fikirle saçımı kulağımın arkasına atıp yan odaya onun odasına geçtim. Uyuyordu, en azından biraz odasını karıştırabilirim.. Dikkatimi ilk çeken şey kitaplığın da ki kitaplar olmadı tabiki(!) Kitaplık vardı ama bomboştu. Simsiyahtı bir kaç girintiye süslemeler yerleştirilmiş, geri kalanlar ise boştu. En yakın zamanda bu kitaplığı doldurmak lazım. Bunu not ettim.. Daha sonra masasının üzerinde hala açık vaziyette duran laptopu gördüm. Yavaşça laptapun kapağını açtım. İnternet sitesi, regl dönemi, kızaran yanaklarım.. Benim içinmi araştırmıştı? Utancımın yanında mutluda oldum şuan. Laptopu eski haline getirirken yatağına bıraktım kendimi. Kokusu... Muhteşem bir şey, ben gözlerimi huzurla kapamış yatağında yayılırken duyduğum ses irkilmeme sebep oldu.
''Yanım da rahat edemedin sanırım?'' Kaşlarını meraklı şekilde yukarı kaldırmış ve kapıya sırtını dayıyarak kollarını göğsünde hızalamış Asi..
''Demek küçük bela benimle uyumayı sevmiyor, ha?'' Ah, hayır seninle uyumayı seviyorum sadece kokun..
''Öyle değil, senin, şey senin yatağın benimkinden dahamı rahat diye baktım'' aptal Burcu salak Burcu..
''Yani seninle alakası yok'' Yüzü alaycı bir gülümseme alırken çoktan arkasını dönmüştü.
''Güzel'' yataktan hızla kalkarak onu takip ettim. Mutfağa yönelince acıktığı apacık ortadaydı.
''Dün masalı ben anlattım, kahvaltıyı sen hazırla?'' Ağzı o şeklini alırken vücudunu döndürmeden belden üst kısmını bana döndürdü.
''Ben?? Kahvaltı?? üstelik bir kıza??'' gözlerim yumşarken suratım çoktan düşmüştü.
''Ya lütfen'' masum ve yapmacık hüznüm her ne kadar onu ikna etmese de, olsun denemekte fayda var.
''Olmaz'' kesin ve net sesiyle tekrarladı ''Asla ama asla olmaz''
''Lütfen'' e'leri bilerek uzatıyordum ve sürekli peşinde dolaşarak üzerine geçirdiği yeni kazağı çekiştiriyordum.
''Hayatta olmaz, ölüceğimi bilsem bile gene hazırlamam''
''Peki'' diyip dudaklarımı çocuk misali büzdüm. Gerçekten üzülmüştüm, bildiğim kadarıyla güzel yemek yapıyordu. Bana kahvaltı hazırlasaydı ne biliyim, biraz değişik hissedicektim. Belki çiftler gibi.. Saçmalamayı kesiyorum tamam. Yavaş hareketlerle arkamı döndüğüm de içten bir of çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELALI SERSERİM
Novela Juvenil●○Tüm hakları saklıdır○● Sahte bir silah. Maskeli bir adam. Her şeyden habersiz bir kız. Ve berbat olan bir şaka. ''Sen kime sataştığını biliyor musun?'' ''Evet..'' dedim, gülümserken. ''Bir öküze.'' İki karanlık birbirini aydınlatabilir mi? Yoksa...