|partie un|

1.2K 46 6
                                    

"Kanka dün iki saat boyunca prova yaptım. Nino'nun etkilenmeme gibi bir şansı yok. Dibi düşecek, buna eminim."

Alya ve Chloé ile birlikte yeni okulumuza gidecektik. Chloé'nin babasının gönderdiği arabayı bekliyorduk. Aslında Nino'yu ayartmak istememizin sebebi yine okuldan atılmak istemememizdi. Sonuçta Nino Lahiffe, okulun sahibinin en büyük oğluydu ve onunla yakınlık kurarsak bir şekilde atılmamızı engelleyebilirdi.

"Yaptığım 'stalk'lara göre iki tane kankası varmış. Ve onlar kim biliyor musunuz? Adrien Agreste ve Luka Couffaine. Onları da Marinette ile birlikte ayartırsak..."

"Atılmayacağımız kesinleşir." diye tamamladım Chloé'nin lafını.

"Ama okullarında yatmadıkları kız kalmamış neredeyse! İşimiz çok zor olacak, söylemedi demeyin."

"Bu bizim için zor olmaz öyle değil mi? Biz her şeyi yapabiliriz. Adrien bende!"

Elimdeki telefondan, internette 'Adrien Agreste' hakkında yapılan yorumları okumaya başladım. Onu hassas noktasından vurmalıydım sonuçta.

Yorumları biraz daha incelerken bir yorumda takılı kaldım. Kızlar duysun diye sesli bir şekilde tekrar okudum.
"Arkadaşımın kuzenini kandırıp yatağa atmış ve ertesi sabah kızı iterek yatağından kovmuş. Arkasından da para fırlatmış pezevenk! O şerefsizden nefret ediyorum! Hâlâ onun resmine bakıp kendini parmaklayan kızlar var. Yazık..."

"Ne? Kanka bu ne?"
Gülme krizine girmiştik. Chloé yoldan gelen arabayı gösterdi. Arabamız gelmişti. Başlıyorduk.

Yol boyunca Adrien Agreste'nin nasıl dikkatini çekerim diye düşündüm. Tabiki kaydımızı onların olduğu sınıfa yaptırmıştık. Bu bize kolaylık sağlayacaktı.

Arabadan indik. Karşımızda 'Özel Lahiffe Koleji' vardı. Daha ders başlamamıştı. Saat 09.42 idi. Sanırım 10.00'da başlayacaktı.

Chloe ve ben havalı olacağını düşündüğümüz için derse geç girmeye karar verdik.

"Ne hava ama(!) Ya siz salak mısınız? Benim Nino'yu dersten önce görmem lazım. Plan yaptım diyorum anlamıyor musunuz?"

"Tamam Alya, erken gireriz derse. Dersin başlamasına çeyrek saat kaldı bu arada. Ne yapalım dersiniz?"
Chloé'yi kafamı sallayarak onayladım ve sorusuna cevap verdim.

"Bence fotoğraf çekilelim. Sonra okulda tuvaletin, soyunma odalarının yerini falan öğrenelim."

"Tenis kortuna da bakalım."

"Tamam Chloé, bebeğim her yere bakacağız."

Okulun önünde birkaç fotoğraf çektik ve okula girdik. Okula giriş şeklimizi bile planlanmıştık. Köşede birkaç erkek gördüm. Bize değişik bir şekilde bakıyorlardı. Etkilendiler sanırım. Yetmez, biraz daha etkilensinler. Onlara havalı ama samimi gelen bir bakış attım ve göz kırptım. Onlar da bana çapkın bir bakış attılar. Gözlerimi onlardan ayırıp karşıma baktım. Ve hafifçe bir güldüm.

Erkekleri nasıl mı etkiliyoruz? Büyük göğüsler ve geniş kalçalarla falan değil. Duruşumuzla, özgüvenimizle, bakışımızla ve gülümsememizle. Etrafımda erkekleri etkilemek için kusursuz bir vücuda sahip olmak isteyen bir sürü kız var. Sırf birkaç erkeğe kendini beğendirebilmek için vücuduna düşman kesilmek ne kadar mantıklı?

Tuvalete girdik. Tuvalette üç tane boy aynası, dört tane lavabo ve dört tane kabin vardı. Bir tane de büyük yuvarlak bir pencere vardı. Pencerenin manzarası okulun arka bahçesine bakıyordu ve okulun arka bahçesi okulun 'doğa kulübü' tarafından yemyeşile boyanmıştı.

Lise Sapıklığı ෴ 〳Adrienette〵-askıda-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin