18. Bölüm

172 55 64
                                    

NOT: Merhaba arkadaşlar yeni bir bölümle karşınızdayım. Böyle 1 hafta arayla atınca tuhaf geldi ya. Sürekli bölüm atmak daha eğlenceli gibiydi. Ama olsun en azından benimde düşünmek ve yazmak için zamanım oluyor. Bu şekilde daha iyi sonuçlar çıkarabileceğimi de umuyorum hem.

Evet biraz gevezelik yaptıktan sonra sizlere yeni bir şarkıyı takdim ediyorum. (Açılış müziği devreye girer.) Bugünkü şarkımız Adamlar grubundan geliyor. Bu grup sevdiğim müzik grupları arasında. Şarkıları çok güzel ya. Biraz dikkatli dinlerseniz bazı yerlerde sizi güldürebilirken bazı yerlerde de hüzünlendirebilir. Her neyse top sizde.

NOT: Önce şarkıyı dinle len.

WİLLİAM

Alura kolumdan tuttuğu gibi kalabalığı yararak beni tekrar çekiştirmeye başladı. birlikte Alura' nın kulübesine gittiğimizde Alura tek bir kelime bile etmiyordu, sadece sinirle soluyordu.
Neden bu kadar sinirlendiğini anlamamıştım, gerçi arenada neler olduğunu bile tam olarak anlamamıştım.

Alura hızla kapıyı açtı ve beni içeriye ittirdi. Kapıyı hızla kapattı ve öfkeyle bana bağırmaya başladı.

"William seni gerizekalı, orada ne yaptığının farkında mısın sen? kendini yaralayabilirdin veya ölebilirdin.. Aptal mısın sen?!" diye bağırdı ve dehşetle yüzüme baktı.

Şu an çok korkutucu görünüyordu ama yaptığımın arkasında durmalıydım.

"Evet ama ölmedim değil mi? O çocuk benim anneme ve sana laf attı. Orada hiçbir şey yapmadan duramazdım." dedim biraz yüksek çıkan sesimle.

Alura' nın gözlerindeki öfke dinmiş gibiydi biraz, elini alnına götürdü ve ağır bir küfür etti. Sonra bana yaklaştı ve beni incelemeye başladı. Kollarımda, kendimi savunmaya çalışırken bir çok ufak kesik oluşmuştu ama ağır bir yara yok gibiydi.

Alura tekrar öfkeyle soludu ve kolumdaki kesiklerden birine bastırarak beni süs havuzunun önüne getirdi. Kolumun acımasıyla istemsizce aaa! offf! diye acayip sesler çıkarırken Alura' nın bunu bilerek yaptığından hiç şüphem yoktu.

Alura bir elini süs havuzuna koydu ve diğer eliyle yaranın üstüne dahada bastırdı. Önce biraz acısada daha sonra tüm kesiklerin kapandığını hisettim. Alura beni iyileştirmişti.

Kolumu bıraktı ve biraz nefes aldı. Daha sonra tekrar kolumu tutarak beni yatağa oturttu ve yanıma oturdu. Bana sarılmaya başladı ve

"Sakın bir daha böyle bir şey yapma tamam mı? çok korktum." dedi.

Güldüm ve ona sıkı sıkı sarıldım. Biraz öyle durduktan sonra aklına bir şey gelmiş gibi benden ayrıldı ve merakla yüzümü
inceleyerek konuşmaya başladı.

"William nasıl o çocuğu kılıç dövüşünde yenebildin? Seninle on dakika antreman yaptığımızda nefes nefese kalmıştın." dedi.

Aslında bende bunu soracağını biliyordum. Alura' nın ellerini tuttum ve açıklamaya başladım

"Dediğin gibi on dakika yorulduktan sonra astımım başladı, zaten genelde on dakika koştuktan, veya çok efor sarf ettikten sonra astım krizleri başlıyor.. Bende on dakikam olduğunu düşündüm,  o kılıçla bana saldırırken kendimi çok yormamak için sadece savundum." derin bir nefes aldım ve konuşmaya devam ettim.

"..Ona baktığımda saldırmaktan yorulmuştu ve bende öfkeleniyordum bir anda kaslarımın eridiğini hisederken içime bir güç doldu ve ona saldırdım. Sonra  anlamadığım bir şekilde onu yendim." dedim ve tekrar nefes aldım. Alura hayretle bana baktı

Ateşin Oğlu (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin