58+

289 16 0
                                    

Jungkook önündeki çocuğu elinden tutarak döndürdü. "Aman tanrım, harika oldun Taehyung." Kahverengi çocuk her zaman yaptığı gibi utangaçca gülümsedi. "Teşekkür ederim hyung, senin sayende."

Kapı açılıp mavili gözüktüğünde Tae sevinçle şakıdı. "Hyung nasıl olmuşum?"

Jimin'in büyüyen gözleri ve değişik bir şekle giren ifadesiyle sonu biraz sönmüş olsa cümlesini tamamlayabildiğine sevinmeliydi. Güzel giyinmiş çocuk hiddetle kırmızılı olana döndü. "Ne yaptın çocuğa?"

Kook aynı neşeyle omuz silkti. "Beğendin mi?" Park Jimin elini başına götürdü. "Bir de choker takmışsın."

Dalgalı saçlı olan, ellerini beline koydu. "Choker buluşma gecelerinin vazgeçilmezidir Park Jimin." Taehyung'un gözleri ikisi arasında masumca gidip geliyordu. "Buluşma gecesi mi?"

Jimin oturduğu yerden kalkıp Jeongguk'un kolunu yakaladı. Kardeşinin duyamayacağı bir şekilde fısıldadı. "Çocuğu seks objesi haline getirmişsin."

Çocuk biraz daha sesli olsa da yine de Taehyung'un hâlâ duyamayacağı bir şekilde  cevap verdi. "Birbirinden hoşlanan insanlar için her zaman karşı taraf seks objesidir zaten Jimin. Ayrıca biricik prensesine artık tecavüze uğrayacak kız kardeş gibi davranmayı bırakırsan sevinirim. O aklı başında bir çocuk."

"Değil" Park Jimin'in sesi yükseldiğinde Taehyung bu sefer onları duyabiliyordu. Kook bu sefer üzerine gelen çocuğun karşılık olarak üzerine gitti. "Kes kıskanmayı"

"Beni kimden kıskanıyorsun ki hyung? Jungkook hyungu kıskansana, bak çok güzel olmamış mı?" Jimin odaya girdiğinden beri kardeşiyle ilgilenmekten dikkat bile etmediği kırmızı ağırlıklı çekici kıyafete baktı. Saçları hâlâ aynıydı. Biraz incelediğinde sessizliği bozan uzun boylu oldu.  "O beni kıskanmaz bebeğim. Hadi aşağı inelim yoksa burada kavga ederek birbirimizi öldüreceğiz. Kapı çalarsa duymayız."

Tüm bunları söylerken mavili çocuğa tıslayarak ve kısık gözleriyle baktığında Taehyung kapıyı kimin çalacağını anlamamıştı. Tam soracakken Jungkook tarafından tutup çekilmesi ve nazikçe odadan çıkarılmasıyla ne yazık ki bunu başaramamıştı. Jimin arkalarından bağırdı "Bari o boynundakini çıkarsın." ve Kook da aynı şekilde cevap verdi. "Hayır."

Onlar biraz oyalanırken mavi saçlı çocuk çoktan aşağı inmişti. Jungkook ani bir şekilde söyledi. "Hoseok da gelecek çiçeğim."

"Hoseok mu? O zaman be-" Kook birden yukarı doğru yönelen çocuğu kolundan tuttu. "Hiçbir yere gitmiyors- ah bak geldi bile!" Onu ne kadar zorla da olsa kibar bir şekilde merdivenden indirdi.

Hoseok yol boyunca yaptığı gibi takım elbise giymesinin abartı olup olmadığını düşünüyordu. Kapıyı açan yüzü görmesiyle birlikte eğildi. Bu çok saçmaydı. Aynı yaşta olmalarına rağmen ona saygı gösterisi yapıyordu.

Ve diğerini görmesiyle buraya şövalye kıyafetiyle bile gelse ona erişemeyeceğini anladığı çocuğu gördü. Tüm düşünceleri kafasından uçup gitmişti.

"Nereye gidiyoruz hyung? Hyung?" Girişteki 3 çocuk özenle hazırlanmış masadaki mumları yakan Jeon'a döndü. "Siz değil biz gidiyoruz tatlım."

Jungkook yanlarına geldi, Hoseok ve Tae'nin elini tuttu. "Şimdi şöyle bir durum var, Hoseok ve sen aslında bunca zamandır birbirinize karşı aynı şeyleri hissediyormuşsunuz da bundan haberiniz yokmuş." Sonra Jimin'in elinden tutarak salonda iki tane şoka uğramış yüz bırakarak kapıyı çekip çıktı.

blue or spontane | jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin