Chapter Four

114 22 6
                                    

Odamın kapısını kapatıp çantamı kenara attım.

"Sakın öyle yatayım deme Deniz."

"Tamam." yatağa ilerledim ve kendimi attım. Kapı açıldı.

"Deniz." kafamı yatağa gömdüm.

"Kalk montunu çıkar bari."

"Yorgunum. " omzumdan çekti.

"Çıkartmaya bile üşeniyorum demiyorsun da yorgunum diyorsun. Sanki taş taşıdın sırtında kalk şimdi."

"Off. " yenilgi ile kalktım ve oturur pozisyonda anneme baktım.

"5 dakika içinde üstünü değiştirip yemeğe gelmiş ol sonra istediğin kadar yatarsın" saçlarımı karıştırdım.

"Tamam." odadan çıktı. Kendimi tekrar yatağa attım. Gözlerimi kapattım beynim sulanmıştı saatlerdir soru çözüyordum. Kapı açıldı gözlerimi açıp o yöne baktım.

"Anne bu hala yatıyor." yanımda ki yastığı alıp kapıya fırlattım sırıttıp kapıyı kapattı.

"Hain." Kapıyı tekrar açtı.

"Çıkarlarım doğrultusunda çalışıyorum. Ufak bir ücret karşılığında ortak olursak hain olmam biliyorsun." Gözlerimi kıstım.

"Sana bir TL mi bile vermem Yağız git hainliğine devam et."

"Teklifimi yaptım kendin kaybedersin." kapıyı kapatıp gitti. Neden böyle bir kardeşim vardı ki. Kalktım ve montumu çıkartıp yatağa bıraktım. Ayağa kalkıp dolabıma ilerledim. İşim yokmuş gibi bir de bu dağınıklıktan üst bulacaktım. Tişörtü üstümden çıkarırken gözümle dolabı tarıyordum. Köşede ucu gözüken gri kazağa uzandım. Kolum... Elimi geri çektim ve yüzüme yaklaştırdım. Şaka falan mıydı bu? O aptal hangi ara yapmıştı bunu.

Eğer tekrar yazmamı istemiyorsan silmekten fazlasını yapmalısın
Koluna bana mesaj bırak :) yazmaya geldiğimde okumak isterim belki yazmaktan vazgeçerim :))

Dalga mı geçiyorsun? Gün boyunca fark etmemiş miydim? Aynı yazıydı. Gerçekten komik şaka aptal. Kendini ne sanıyordu acaba. Neymiş yazmasını istemiyorsam mesaj bırakacakmışım. Sinirle koluma bakmaya başladım. Etrafa baktım masanın üstünde gözüme çarpan kalemi almaya gittim. Aptal kendini bir şey sanan mal.

Eğer ki bir daha geldiğinde yine görememiş olursam diye yazıyorum

Yakalayacaktım ve her yerine yazı yazacaktım o zaman görecekti gününü.

UĞRAŞMA

Yakalarsam emin ol her yerin yazıyla dolmuş olacak.

Dirseğime kadar çıkmıştım. Gerçekten benle neden uğraşıyordu ki kalemi masaya attım. Koluma baktım. Ben niye bunu şimdi yazmıştım. Sanki şimdi görecekte ben kolumu yazıyla dolduruyorum iyice kafam gitmişti. Ayağa kalkıp kazağı omzuma atıp odadan çıktım. Lavaboya gidip kolumu silmeye başladım. Beynim iyice yanmıştı. Yarın belki yazardım belki de uyumayıp bulurdum onu mu dinleyecektim bir de. Yazarsam yazmazmış benim kolum mesaj panosu mu da oraya yazacağım. Aptal. Sabunu koluma sürtüp silmeye çalıştım. Uğraştığım şeye bak. O tavırlarına pişman olacaktı. Yazı kolumdan yavaşça silinirken aynadaki görüntüme baktım. Kaşlarım çatılmış yüzüm gerilmişti. Erken yaşta kırışıklık bekleyecekti beni bu gidişle. Kazağı üstüme geçirdim saçımı düzeltip lavabodan çıktım. Kimseyle uğraşmazdım ki ben niye benle uğraşmak için çaba sarf ediyordu gerçekten sinirlenmiştim. Yatmak istiyordum ama yemek yemeden olmazdı ağır adımlarla mutfağa girdim hepsi masada oturmuş yemeğe başlamışlardı. Masada göz gezdirdim bana yemek katmamışlardı. Yavaş adımlarla dolaptan bir tabak indirip çorba kattım.

"Kaplumbağa senden hızlı be oğlum." babama döndüm.

"Yorgunum. "

"Ne zaman değilsin ki." göz devirip bir kepçe daha kattım ve kaşık aldım.

"Demek ki çok yoruluyorum." elimde tabakla masaya oturduğumda Yağız karşımdaydı dil çıkardı haraketini ona tekrarladım.

"Baba. "

"Deniz çocukla çocuk olma yorgunsun." hepsi ile ufak bir bakışıp çorbama kaşığı soktum. Aç bile hissetmiyordum ama bir tabakta olsa yemezsem gece uyutmazdı annem.

"Okul nasıldı Deniz." anneme baktım gülümsedim.

"Klasik test çözerek geçti tüm zamanım."

"Netlerin iyiye gidiyor mu?" kafamı salladım.

"İyi iyi." babam konuşmuştu.

"Dershanenin parasını bırakayım bugün de yarın ödersin."

"Tamam." çorbamdan bir kaşık daha aldım sıcaklığı içimde hissederken rahatladım.

"Deniz."

"Efendim." annemle buluştu bakışlarım.

"Uyumadan banyo et."

" Ne o kokuyor muyum? "kaşığı bırakıp kendimi kokladım.

" Yok rahatlarsın diye hem iki gün su kesintisi yaşanacak deniyor pis kalma sonra . "

" İki gün ne ya. "saçlarımı karıştırdım sürekli sular kesiliyordu. Bu sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı.

" Tamam gireyim. "çorbamdan bir iki kaşık daha yiyince sonuna ulaştım. Tabağımla kalktım ve makineye yerleştirdim.

" Yeseydin daha pilav falan vardı. "

" Doydum." odama gidip telefona baktım bildirim yoktu telefonu geri bıraktım. Dolaptan bir kaç kıyafet çıkartıp banyoya ilerledim

Elime şampuan sıkıp saçımı köpürtmeye başladım su yavaşça akarken saçımı iyice köpürtmeye devam ettim. Suyu kısmak için gözlerimi araladım ve musluğu sıktım.

Efsanelere inanır mısın ?

Ne yanlış mı görüyordum gözlerimi ovuşturdum şampuan gözüme bulaşması ile yanmaya başladı.

"Söveyim" suyu hızla açıp gözüme tuttum acıyla iyice sıkarken üstümde ki köpükleri gidermeye çalıştım ve hızla çıkıp havluyla gözümü temizlemeye çalıştım. Acısı yavaş yavaş geçerken gözümü açtım. Bedenimden sular damlarken gözlerimi kırparak netleştirmeye çalıştım. Sonunda görüşüm düzelmişti. Koluma baktım.

Biz bir

Yanında harfler belirtmeye başladı. Sikeyim ne oluyordu. Sertçe yuktundum.

efsanenin içindeyiz

Ne?

Olaylar olaylar. Sonunda Deniz bir şakadan fazlası olduğunu gözleriyle görebildiğine göre tam gaz devam.

Umarım güzel bir bölüm olmuştur.

Sizi seviyorum

Bir Gün, Üç Sonbahar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin