20. Bölüm: Beklenmedik Kişi
"Hayat sizcede garip değil mi? İstediğiniz zaman vermez istemediğiniz zaman verir..."
Sabah çok güzel kokuyla uyandım. Kendimi direk banyoya attım. Ellerimi lavaboya dayadım. Gözlerimi açtım ve aynada kendime baktım. Gözlerim şişmiş. Sıcak suyla bir güzel bir duş aldım. Rahatlamıştım. Dolaptan kıyafetlerimi aldım ve giydim. Saçımı beyaz ve pembe renkli havluya sardım. Aşağı indim. Adrien ocağın başında krep yapıyordu. Arkasından sarıldım. "Günaydın" dedim yorgun sesle. "Ooo siz kalkarmıydınız" dedi dalga geçerek. Geri uzaklaştım ve sandalyenin birinde kollarım bağlı oturdum. Bana döndü ve konuştu. "Hadi ama güzelim. Şurada güzel bir kahvaltı yapıcaz" eğer güzelim demeseydi belki devam ederdim ama her kızın zaafı olan "güzelim" kelimesine dayanamam. Yüzümde gülümseme oldu.
Yüzündeki gülümsemeyle konuştu. "Siz kızlar cidden bu 'güzelim' kelimesine dayanamıyor musunuz?" Kurumuş dudağımı yaladım. Ona zafer kazanmış gibi baktım. "Siz erkeklerde böyle bişi yoktu. Yani odunlar anlamaz" yüzü bozuldu ve tavadaki krepleri tabaklara koydu. Ve masaya taşıdı. Masaya oturdu. Önündeki tabakla ilgilenmiyordu. Elini yanağına koymuş hayattan bıkmış bir ifadesi vardı. O kadar hoştu ki her hali. Göz ucuyla bana baktı. Şuan akan sular durmuştu benim için. "Neden öyle bakıyorsun?" Bıkkın sesi beni daldığım şeyden çıkardı. "Sevgilime bakıyorum" yüzü güldü ama sakladı hemen. Yemeği yerken hiç konuşmadık. Yemek bitince topladık. Yukarı çıktım. Üstüme dar kot pantolon ve kırmızı bol t-shirt giydim. Aşağı indim ve kapıdan çıkarken Adrien bana seslendi. "Nereye gidiyorsun?" Arkamı döndüm ve elimi alnıma vurdum. "Bugün kızlarla buluşucaz gezicez, yemek falan işte" bana sert bir ifadeyle baktı. Ve o beklediğim soruyu sordu. "Erkek olucak mı?" Ona "öyle bişi olabilir mi?" Der gibi baktım. "Hayır olmuycak" arkasını döndü sırıttığını hissediyordum. "Peki geç kalma" dedi. Kapıyı çektim ve çıktım. Kızlar gelmişlerdi. Bugün ayaklarımıza kara sular inene kadar gezicektik.
"Hadi be. 2 saat seni bekledik!" İç çektim ve konuştum. "Adrien beyin kıskançlığı tuttu" yüzlerinde öyle bir sırıtış vardı ki anlatamam. Chloe ben ve Alya gezicektik. Diğerleri burdan taşındılar ama arada bir görüşüyorduk.
Öyle sohbet ediyorduk. Erkek arkadaşlarımızdan. alış veriş merkezine geldiğimizde göz attım. Hemen güzel bir kıyafet mağzasına girdik. Kapının orda bir afiş vardı. 1 hafta sonra bir balo vardı. Kızlarla birbirimize baktık. Bu bakış "gidiyor muyuz?" Bakışıydı. Güldük ve "evet!" Dedik. Hemen telefondan Adrien'ı aradım. Telefonu açınca konuştum. "Alo, Adrien şey 1 hafta sonra balo varmış biz kızlarla gitmeyi düşünüyoruz. İsterseniz sizde gelin" 1 dk boyunca sustu. "Peki geliyoruz" gene kıskançlığı tuttu. Kızlarla 1 saat kıyafet topladık. İlk baş Alya girdi. Kırmızı kıyafetle çıktı. Olmadığını söyledik ve tekrar girdi. Bu sefer pembe bir elbiseyle çıktı. Buda olmamıştı. Tekrar girdi ve lacivert bir elbiseyle çıktı. Bu çok yakışmıştı. "Bak eğer buda olmadı-" derken sözünü kestik ve aynı anda "çok güzel olmuş" dedik Chloe ile. Sonra tekrar kendi kıyafetlerini giydi sıra Chloe'deydi. Chloe girdi kabine. Üstünde turuncu bir elbise ile çıktı. Güzeldi ama olmamıştı. "Yok bu olmamış" alya'da buna benzer bişi dedi. Chloe bu sefer açık mavi elbise ile çıktı. "Bu elbise olmamış" Alya'ya katıldım. Tekrar girdi ve açık pembe bir elbiseyle çıktı. Çok yakışmıştı. "Bu bana sanki olmadı ha" Alya ile birbirimize baktık ve "saçmalama Chloe" dedik. Ve hepimiz güldük. Chloe kendi kıyafetiyle çıktı sıra bende'ydi. Ben daha çok 2 renkten oluşan kıyafetler seçtim.
İçeri girdim ve yarısı sarı ve turuncu olan elbise ile çıktım. Beni süzdükten sonra bana baktılar ve bu bakış olmamış bakışıydı. Tekrar girdim toz pembe ve beyaz çizgili olan elbise ile çıktım. "Hmm bu biraz sana ters düşmüş" dedi Alya. Ve Chloe'de alya'yı onayladı. Tekrar girdim. Kırmızı ağırlık basan üstüne sanki siyah desenler serpiştirilmiş gibi olan elbiseyi giydim. Aynaya bakmadan çıktım. Bana boş boş bakıyorlardı. Olmamıştı eminim. "Tamam ben diğerini-" derken Chloe sözümü kesti ve konuştu. "Dur, dur bu... Çok güzel olmuş" dedi. Kabine mutlu bir şekilde girdim ve kendi kıyafetlerimi giydim. Biraz takı aldık kendimize. Alya kendine büyük yuvarlak küpe aldı. Chloe ise uzun bir küpe aldı. Ben ise ne uzun ne çok büyük küpe aldım. Ben abartılı olmasın diye "A" yazan sade altın renginde bir kolye aldım. Chloe ve Alya biraz daha takı aldı. İşimiz bitince. AVM'de olan kafeye girdik. Hepimiz sıcak çikolata aldık. Balo hakkında konuşuyordu Alya ve Chloe. Ben dalmıştım. Biri omzuma dokundu. Başımı ona çevirdim. "Bu sandalye boş mu?- Marinette?" İlk baş tanımaya çalıştım. "Ben üniveriste'den jacop" bu... Bu oydu. "Haa" dedim. O ara Alya ve Chloe bize döndü. "Tanışıyor musunuz?" Jacop'la aynı anda cevap verdik "evet". Chloe sert bir şekilde "neyi oluyorsun?" Dedi. Jacop güldü. "Ben onun-" bacağına vurdum. "Gelsene jacop" kolumda taşıya taşıya biraz uzaklaştım.
"Sen napıyorsun!?" Dedim sinirli bir şekilde. Bana flört ediyor gibi bakıyordu. "Bak ben seni unuttum. Zaten beni reddettin sen" hala konuşmuyordu. Gideceğim sırada bileğimden tuttu. "Ben seni... Seni seviyorum marinette" o an herşey durdu. Gözüm yaşardı. Hemen akmadan sildim. "Jacop benim yeni bir hayatım var... Sevgilim var ve onu çok seviyorum herşeyden çok..." İçi darmadağın olmuştu. Gözlerinden belliydi. "Bana bir şans versen" ona baktım. "Benim... Kalbim kırıldı. Sen tekrar geldin beni seni çok sevdim ama sen beni elinin tersiyle ittin... Ve düşünsene... Kırık bir kalbi yapıştırdığını ve hep o iz kalıcak... Üzgünüm zaten ben onu çok seviyorum..." Elimi bıraktı. Gözlerimden yaş aktı. Hemen masaya oturdum. Alya ve Chloe benle ilgilendiler. Onlara herşeyi anlattım. Eve gittik. Alya ve Chloe başımda durdular. Gece olunca gittiler. Adrien geldi. Aşağı indim.
"A-adrien" arkasına döndü. Ağladımı görünce yanıma geldi. "Ne oldu?" Adrienı elimden kaybedemem. "Şey kızlarla duygusal film izledikte" bana öylece baktı. beni kolunun altına aldı. Uzun koltuğa geçtik. Ben olayı anlamaya çalışıyordum. Kumandayı eline aldı. Anladım ki film açıcaktı. Mutfağa gittim ve mısır patlattım. Büyük kase aradım. Aşağı raflarda yoktu. Muhtemelen yukardaydı. Boyun yetmediği için sandalye koydum. Yerde halı olmadığı için hafif kayıyordu. Dolabı açmaya çalıştım. Ama açılmadı. Biraz zorladım. Birden açılınca sandalye ayağımdan kaydı. Kocaman kapağa tutundum. "Adrieeeen!!!!" Koşarak geldi. "Gene ne yaptın?" Beni sinir etti gene. "Dalop kapağı tutukluluk yaptı. Artık yardım eder misin?" Kollarını belime uzattı. Resmen dolap kapağına koala gibi yapıştım. Yavaşça beni kucağına aldı. Sonra indirdi. Tabağa mısırları koydum. Elime tabağı aldım. Belimde kol hissettim. Ve Adrien bey beni kucağına almış. İçeri taşıyordu. "Sen hayırdır?" Bana öylece baktı. "Ne demek 'sen hayırdır?' hep öküz mü olcaz?" İçeri götürdü. Bütün gece film izledik. En son gözüm kapanmıştı...
---
Arkadaşlar jacop için şarkının 42. Saniyesini açabilir misiniz? Cjxkskxkc teşekkür ederim açtığınız için. Dediğim gibi yeni hikaye yazıcam. Başroller acayip iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü araştıran benim ve kolay kolay hiçbir karıyı beğenmem vjxnxndk neyse.
Sizleri çok seviyorum ❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️ dry_tyr_61 doğum günün kutlu olsun knk☺️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Muhtaç /İNSTAGRAM/AdrieNette
Teen Fictionbu hikaye Instagram ve buluşmalar üzerine olucak