0.3

3 0 0
                                    

Furkan'ın dediklerini algılamakta zorlanıyorum ya da algılamak istemiyorum. İkimiz de bir süre şokunu atlatmaya çalıştıktan sonra Furkan başlıyor konuşmaya.

"Benden nefret ettiklerini biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim. İki gün önce beni yanına çağırdı. Gittim. Eğer davayı geri çekmezsen hayatın asla eskisi gibi olmaz dedi. Takmadım. Korkmuyordum İzel. Ama şimdi korkuyorum deli gibi. Ne yapacağı belli olmayan bir manyakla uğraşıyoruz ve size zarar gelmesinden çok korkuyorum. " diyor sesinden de hissettiğim üzüntüyle.

Bir süre sessiz kalıyorum, söyleyecek kelime bulamadığımdan sanırım. Sonra yine yapabileceğim tek şeyi yapıp sarılıyorum Furkan'a. O kaybetme korkusu artık sadece soyut bir kavram olarak kalmıyor. Gözlerim doluyor, ağlamamak için kendimi zorluyorum. Geri çekildiğimde konuyu dağıtmak için soruyorum, biraz da merak ettiğimden.
"Barış Abi'ye anlatacak mıyız?"

Kafasını eğip biraz düşünüyor Furkan da. Daha önceden de düşündüğüne eminim ama verdiği kararın doğruluğunu sorguluyor olmalı.

"Normalde söylemememiz gerektiğini düşünürdüm ama şu an herkes tehlikede. Mecburuz." diyor çok da emin olmayan bir tavırla.

"Sanırım öyle. O zaman Baraka'ya çağırıyorum bizimkileri." diyorum onay bekler bir şekilde.

Kafasını sallayıp ayağa kalkıyor. Furkan balkona doğru giderken ben de herkesi Baraka'ya yani son 7 yıldır topladığımız ve kimsenin bilmediği küçük bir kulübeye çağırıyorum. Sonra da Furkan'ın yanına balkona çıkıyorum. Elinde sigarası, üzüntüsü bir kilometre öteden belli olacak tavrıyla demirlere yaslanmış dışarıya bakıyor. Hızlanmaya başlayan kalbimi görmezden gelerek yanına yaklaşıyorum.
"Furkan, hadi herkes 20 dakikaya orda olur, ancak gideriz." diyorum ama pek de bir tepki vermiyor.

Bir kaç dakika sonra yavaşça balkondan çıkıyor. Onun peşinden çıkıyorum ben de. Dolaptan ceketini alıp odasından da çıkıyor. Ben de kendi odama gidip arabanın anahtarını ve montumu alıyorum. Aşağıya indiğimde Furkan'ı annemle konuşurken buluyorum.

"Ne olacağını bilemiyorum Aysel teyze. Hepimizin başı dertte. Davayı geri çekip kurtulalım diyorum. Tek çözüm bu gibi duruyor." diyor.

"Oğlum, bak benim için İzel'den bir farkınız yok hiçbirinizin biliyorsun. Hiçbirinize zarar gelsin istemem. Ama o adamlar da elini kolunu sallaya sallaya gezmesinler. Annen baban yüzünden öldü, yanına mı kalsın? Eğer sen doğru olanın ne olduğuna inanıyorsan onu yap, biz yanında dururuz. " diyor ve omzunu sıvazlıyor.
Furkan'ın annemi ne kadar sevdiğini ve onun için ne büyük şeyler ifade ettiğini bildiğimden gülümsemekle yetiniyorum. Furkan sessiz kalmayı tercih edip kapıya yöneliyor. Ben de onu takip ediyorum. Arabaya binip Baraka'ya doğru yola çıkıyoruz. Ortamın sert ve soğuk havasını kırmak adına radyoyu açıp şarkıyı dinlemeye odaklanmaya çalışıyorum.

Seni öpmeden ölürsem şehrimin yağmurları
Adına kazınır, yine sana yazarım
Seni öpmeden gidersem tutmaz ayaklarım
Seni bulmalıyım kalbine dokunmalıyım

Beni sev, beni gör, beni duy ve sarıl.
Kokunu benle sanıp bağrıma basarım.
Kendime darılır kendime kızarım.
Odamdan solmaya başladın.

Şarkı çalarken gözüm arabayı kullanan Furkan'a kayıyor. Bu kadar üzüldüğüm şeyin küçüklüğü daha da içimi yakıyor. Onu kaybetmekten korkuyorum, onun başkasıyla olmasından hatta bir de bu kişinin gözümün önündeki biri olması ihtimali nefes aldırtmıyor bana. Tüm bunların rüya olmasını, bir an önce kurtulmayı diliyorum sadece.

"Kim?" diye soruyor Furkan bir anda. Ne olduğunu algılayamayan bakışlarla yüzüne bakıyorum. Anlamam için açıklıyor. "Kim seni bir şarkıda bu hale getiren?" diye tamamlıyor sorusunu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BarakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin