Aslında dışarıdan bakılınca, eşinden boşanmış, %63 engelli, iki çocuğuna tek başına bakan bir baba gibi görüne bilirim. Ama daha fazlası var.
Daha çektiğim çok acı var, mesela dışarıdan bakan hiç kimse eşimin kendi çocuğunu öldürdüğünü söyleyemez, dışarıdan bakan hiç kimse kolumu bu hale eşimin getirdiğini, yıllarca boşanmış olmamıza rağmaen eski eşimin tecavüzlerine uğradığımı, kimse bunları söyleyemez. Söylemeye yüreği yetmez, iki çocuğum için katlandığım o piç herife nefretle dolu olduğumu kimse söyleyemez ama ben kolaylıkla söylerim, çünkü yaşadım, çünkü biliyorum, çünkü bir cümleyi yazarken bile kırk saat uğraşıyorum.
Acı, bu kelimenin tanımını kimse yapamaz herkese göre farklıdır bu kelime, kiminin aşk acısı, kiminin ruh acısı, kiminin fiziksel acısı, kimininse evlat acısı, benim acımsa benim gibi, benim gibi buruk ve bir yanı felç, artık öyleki bir kabuk bağlamışlık bir kanamamazlık var üzerinde. Tam 18 yıl önce severek evlendiğim adamdan iki yıl sonra bir çocuğum olmuştu mutluduk, ben hep ona benzeyen bir çocuğum olsun istiyordum çünkü, o eşsizdi o zamanlar bana göre dünyanın en iyi insanıydı, öylede olmuştu, 16 yaşındaki oğlum Hyunjin onun kopyası, adeta klonuydu.
Hyunjin 1,5 yaşındayken 2.çocuğumu dünyaya getirdim, o da bir oğlandı, sağlıklı ve henüz çok gençtim, 23 yaşındaydım o zaman, şimdi ise tek kolu felç, 40 yaşına yeni girmiş ve acizce eski eşinden hamile olan biriydim.
Yazıktı bana, hayatıma yazıktı mesela şiddetle geçen 18 yılıma yazık mesela, 20 yaşıma yazık benim, yazık benim yıllarıma, yazık benim acizliğime kendimi korumayı bilmeyişime, tek bir arkadaşım olmamasına, harika bir mesleğim olsada felçli koluma yazık benim.
BoRa, gözümün önünde babasına aldığı hediyeyi çöpe atarken onu tek kolla durduramıyordum, Hyunjin'i çağırsamda dışaroda olduğu için gelmesi zorlaşmıştı, dayanamayıp ilk defa oğluma bağırmıştım. "BoRa artık dur, yeter seni durdurmak ne kadar zor biliyormusun?" diye bir çığlık koptu azğımdan, yavaş yavaş sakinleşiyordu ve bir cümle daha kurdum, "Bebeğim, canım oğlum dur artık lütfen, bak canımı acıtıyorsun böyle yaparak." ve işte o an ağlamasının iç çekişlere döndüğü an.
Mutfaktan salona geçip oturmuştuk, başı dizlerimdeydi ve ben saçlarını okşuyordum. Azını açıp kapatıyordu bir şey söylemek ister gibi, "Söyle BoRa." dedim konuşması için, "Ben anlamıyorum Baba onu iyi biri sanıyordum nefret ediyorum ondan, meğerse ne kadar iğrenç biriymiş sürekli Hyunjin bana kızınca boş konuştuğunu düşünüyordum ama saçmalayan o değil benmişim."
"BoRa o senin baban lütfen böyle söyleme." demiştim BoRa hemen bana karşı çıkmaya başlamıştı ki o sırada telefonuma mesaj gelmiş ve konuşmaya dalmış BoRayı duymamaya başlamıştım.
Namjoon:
Sen mi söyledin Hyunjin'e?
Hayır, neden söyleyeyim?Namjoon:
Nereden biliyor bu çocuk bunları o zaman boşandığın yetmedi birde çocuklarımı bana karşı kin ile mi dolduruyorsun?
Senden nefret etsemde çocuklarımızı senden soğutmaya çalışmam Namjoon saçmalama.
Hyunjin 4 senedir sana böyle bunun farkına yeni varman hata seni geri zekalı. O her şeyi öğrendi ve öğrendiği zamandan beri böyle. Sen kendi çocuğunu tanımıyorsan ben ne yapabilirim, ve afferin seni piç bir çocuğunu daha kendinden soğuttun BoRa senin ona aldığın şeyleri çöpe attı ve eve girmeni yasakladı ne bok yersen ye bizden uzak dur.Namjoon:
Seokjin. Özür dilerim yıllardır neler çektim ben, kendini aldın benden beni sensiz bıraktın yetmedimi Seokjin? Üstüne üstlük çocuklarımı aldın, yetmedimi Seokjin bir kolun ve doğmamış bir bebeğin bedeli bunlar olmamalı.(Bu kişiyi engellediniz, artık bu kişiden mesaj alamaz ve durum güncellemelerinizi göremez.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Watermelon ¥Namjin¥
FanfictionSeokjin 3. Çocuğuna hamileydi ama Namjoon ile boşanmışlardı. §text §düzyazı §mpreg §yan ship yok [Ağır şiddet içeriklidir, etkilenen veya içeriye girip beni linçleyecek varsa lütfen okumayın.]