Sabah kapının sesli bir şekilde çalınmasına uyanmıştım, Namjoon ve çocuklar uyuyordu. Aşağı inip kapıyı açmadan önce kapı dürbününden bakmıştım, annemi görünce içimden bir 'Hassiktir' çekmiş hızlıca yukarı kata çıkıp odama girmiştim, Namjoon'u uyandırmam lazımdı sonrada saklamam.
Annem yıllar öncesinden beri Namjoon'a kinliydi ne zaman konusu açılsa 'Onu gördüğüm yerde bir kaşık suda boğacağım' veya 'ilk gördüğüm yerde işkence yaparak öldüreceğim' derdi ve şuan o kinle besli olduğu adam benim yatak odamda uyuyordu, onu bian önce göndermeliydim, bugün salıydı temizlik günü akşama kadar gitmez temizlik yapardı, her ay bir kere gelir ve temizlik yapardı.
Çocuklar uyanmasın diye fısıldıyordum, "Namjoon, güzelim hadi uyan lütfen." kafasını sağa sola çeviriyor mırıldanıyordu, dayanamayıp sesli bir şekilde bağırmıştım, "Kim Namjoon annem aşağıda ve seni görürse değil bu ev Seul'e giremezsin hemen kalk." bir anda sıçramış 'annen mi' demişti, "hm hm" diyerek kafa sallamış çabuk olmasını ve gizlice evden çıkmasını söyleyerek anneme kapıyı açmaya gitmiştim.
Kapıyı açıp selamlaşıp sarıldıktan sonra, çocukları uyandıracağımı ve üzerimi giyineceğimi söyleyerek odaya çıkmıştım, odaya girdiğimde Namjoon yoktu, gülümseyip telefonu elime alıp onun numarasını tuşlamıştım,
"Alo bebeğim nerdesin?" derin soluklar içinden konuşamıyor hızlı hızlı nefes alıp veriyordu, "Koşuyorum Seokjin, nefesim tükendi" kıkırdayıp devam etmiştim "Koşma artık aldım içeriye mutfaktadır yavaş yavaş yürü, ama kapatmam lazım seni seviyorum." demiş, "Seni seviyorum güzelim görüşürüz." yanıtını aldıktan sonra telefonu kapatıp pijamalarımdan kurtulmuştum, üzerime beyaz bir tişört ve kot, dizleri yırtık bir pantolon geçirip aşağıya inmiştim.
Annem kahvaltıyı hazırlamış, "Hani nerede çocuklar?" diyerek sofraya oturmuştu karşısına oturup "Uyanırlar birazdan. " cevapını vermiştim, bir kaç dakika sonra BoRa "Günaydın canım babalarım." diye bağırarak mutfağa girmişti benim içtiğim meyve suyu boğazımda kalmış öksürmeye başlarken annemin tek kaşı havaya kalkmış gözlerini kısmıştı, BoRa'nın annemi görmesiyle yüzünün değişmesi bir olmuştu suratında 'Allah beni kahretsin' ve 'Dilim kopsaydı' ifadeleri aynı anda belirirken annem söze atlamış "Babaların?" diye sormuştu, öksürüğümü bastırıp, "Ağzından yanlış çıkmıştır ya yoksa kesinlikle Namjoon'u affetmedim." diyivermiştim işte ben yalan söyleyemezdim, ben kim yalan kim.
Bunu söylemem ile annemin "Kim Seokjin." diye çığlığı basması bir olmuştu, "Nasıl yaparsın? Sen böyle aptalca bir şeyi nasıl yaparsın ha? Söyle bana Seokjin senin hayatını mahveden adamı nasıl affettin sen?" diyip mutfaktan çıkıp dış kapıya yönelmesi bir olmuştu, arkasından bağırarak gidiyordum "Anne, anne bir dur dinle anne bir dur ya!" kapıdan çıkmış giderken "İyi git bana ne" diye bağırıp salona geçmiştim, BoRa onu azarlayacağımı sanıp gittikçe küçülürken yanıma çağırmıştım onu, "Baba lütfen kızma ben bilmiyordum." demişti, ben bu kadarmı çok kızıyırdum bu çocuklara yav, "Uf hayır kızmayacağım eninde sonunda öğrenecekti boşver babanı ara diyecektim, gelsin." "Tamam." diye bağırıp odasına çıkmış babasını aramıştı, eee ne oldu şimdi evi tek başımamı temizleyeceğim ben, ay yok yok yok, asla.
:::
Dördümüz kahvaltı yaptıktan sonra üçününde eline birer bez vermiş temizlik yaptırıyordum, ben mi? Tabiki de oturuyorum.
"Namjoon aynayı düzgün sil bak leke var, BoRa o vilada bezinin suyunu iyi sık şapır şapır su damlıyor, Hunjin süpürge öyle tutulmaz düzgün tut." diye komutlar yağdırıyordum bana hava hoş ne güzel oturuyorum.
Aradan yarım saat geçmiş salon bitmiş sıra mutfaktaydı, yine oturmuş emir yağdırıyordum, Namjoon kullanılmayan ve tozlana tabakları yıkıyor Hyunjin buzdolabının içini temizliyor BoRa ise dolapların içini siliyordu.
Aradan saatler geçmiş, akrep 7'ye yelkovan 12'ye gelmişti, tüm evin temizliği bitmiş üçününde perti çıkmıştı, sıra sıra isyan eder gibi ellerindeki bezleri yerr fırlatıp koltuğa bayılır misali kendilerini bırakmışlardı, gülüp hepsine ödül vereceğimi söyleyip içeri gitmiştim, elimde üç ayrı hediye kutusuyla içeri girerken hepsinin esnediğini duymuştum, "Ohooo siz uyursanız bu hediyeleride yan komşuya vereyim o zaman." BoRa yan komşuyu hiç sevmezdi çünkü herşeye maydanoz olan bir kızları vardı, ha birde homofobiklerdi bu yüzden BoRa onlardan nefret ederdi, bu yüzden yarı uyuyor olsada "Hayır ben sabah alırım sehbaya koy lütfen uykum var ama baba ya." diye isyan etmişti uykusu olduğu için saçma cümleler kuruyor alakası olmayan kelimelerle bir cümle oluşturuyordu. Hepsinin hediyesini kucaklarına koymuştum, BoRa'nınkinde hoşlandığı çocuğun numarası ve adresi vardı, Hyunjin'inkinde sevdiği grubun V.I.P konser bileti vardı, Namjoon'da ise yıllar önce çıkarıp attığım evlilik yüzüğüm vardı, kendininkisini hiç çıkartmamış hep takmıştı ben ise yerini dahi unutmuştum. "Hadi şimdi uyuyun sabah açarsınız." diyip hepsini odasına götürmüştüm, onlar uyuduktan sonra benim uykum gelene kadar bahçede oturmuş kitap okumuştum.
Uykum geldiğinde ise odama çıkmış, eşime sarılıp uyumuştum.
:::
Sabah adımın seslenilmesi ve sulu sulu öpücüklerle uyanmıştım, ilk Namjoon sansamda sonradan tek olmadığını anlamış yanaklarımdaki üç dudaktan kafamı sallayarak kurtulmuştum, Hyunjin'in "Sen dünyanın en iyi babasısın" çığlıkları BoRa'nın "Ama sen bunu nasıl buldun canım babacığım" nidaları ve en önemlisi Namjoon'un sesiz göz yaşları ve kıkırdaması kulağıma dolarken başımı yavaş yavaş kaldırmış "Sabah sabah sırayla gelin ya." demiştim BoRa öne atılıp teşekkür ettikten sonra öpüp odadan çıkmıştı, Hyunjin de aynısını yapıp çıktıktanda sora benim koca bebeğime gelmişti, uzunsüre baktıktan sonra göz yaşını silmiş ve sarılmıştım, geri çekildiğimde yatağa doğru itmişti beni, afallamış neden böyle bir şey yaptığını sorgularken dudağıma asılmıştı, yavaş yavaş öpüyor, emiyordu.
Öpücüğümüz şehvet değil, sevgi barındırıyordu, bende vakit kaybetmeden karşılık verdiğimde, nefesimiz tükenene kadar öpmüştük birbirimizi sonra ayrılıp sarılmıştık, sarılırken bile boynumu öpüyor beni sevdiğini söylüyordu, sarıldıktan sonra yüzüğü eline alıp parmağıma geçirmişti bunların hepsi olurken Namjoon hala ağlıyordu, son kez ağlamamasını söyleyip gözlerini öptükten sonra sarılmıştım tekrar, sonra çocuklar gelmiş, okullarının düzenlediği yaz gezisine katılmak için izin istemişlerdi, yıllardır asla geziye gitmezlerdi evde bana yardımcı olmak için, bu beni üzerdi. Şimdi gelip Namjoon'a güvenerek izin istemeleri beni cidden çok mutlu etmişti.
İzin vermiştim bende, bir birlerinden ayrılmamaları gerektiğini ve rahat durmalarını söyleyerek evden göndermiştim onları, akşam 8 gibi gelirlermiş, bizde Namjoon'la biraz eğlenirdik.
Lunaparka gitmiştik yıllar sonra, deli gibi eğlenmiştik, bir gün içinde üç farklı yerde sevişmiştik ve sokaklarda bağıra çağıra gezmiştik, eve döndüğümüzde saat yedi buçuktu, önce duş almış sonra akşam yemeği hazırlamıştık beraber, saat 20.15'de çocuklar gelmiş günlerinin nasıl geçtiğini anlatmıştı, bizde günümüzün iyi geçtiğini söylemiştik, ve şimdi ise Namjoon ile beraber sarılmış yatakta uzanıyorduk, çocuklar çoktan uyumuş biz birbirimizi seviyorduk o benim saçlarımı öpüyor ben onun boynunda soluklanıyordum, işte bir günümüz daha bitmiş ve biz yine eskisi gibi birbirimizin kolları arasındaydık.
_________
973 kelime oldu bölüm (bu kısım dışında sadece bölün 973 kelime) ee nasıl buldunuz? Bence gittikçe barışmaları hiç olmadı ama minik sevgilim barışsınlar diye tutturmuştu bu yüzden barıştırdım, normalde benim aklımda normal bir şey yazmak vardı hiiiç barışmadan eski anılarını anlatıp evliliklerinin nasıl bozulduğunu anlatacaktım ve Namjoon yine her hafta sonu çocuklarını gören bir baba olarak kalacaktı ama neyse.
Sizi seviyorum görüşürüz🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Watermelon ¥Namjin¥
FanfictionSeokjin 3. Çocuğuna hamileydi ama Namjoon ile boşanmışlardı. §text §düzyazı §mpreg §yan ship yok [Ağır şiddet içeriklidir, etkilenen veya içeriye girip beni linçleyecek varsa lütfen okumayın.]