''Artık gülüyorum. Kırılıp paramparça olurken, hatıralar ağlarken, sözcüklerim kalemin ucun da intihar ederken, gülüyorum. Olur olmadık yerde, hep bir gülücük yüzümde. Neden hep gülüyorsun? Diyenlere demiyorum ki: Diğer duygularımı tüketmişim, geriye elim de bu kaldı. Gülmek...''
Saat 14.00
İlla balkonun demirlerine oturmak gerekmiyor. ben o balkonun demirlerine oturmazken de yalnızım. minderlere uzanıp kolumu başımın arkasına alıp yüzünü düşlemek de saçma geliyor artık. ''En güzel günlerini demek bensiz yaşadın.'' demişler, kötü günlerin de bensiz geçiyor artık. fark ettim aslında, sen hiç yokmuşsun. bardak devrildi demin, bardak bile devrilirken, ben mi devrilmeyecektim? sigara yaktı demin boğazımı, sigara bile boğazımı yakarken, ben mi yanmayacaktım? Şu elime bastığım kül gibi olacaksın. kül gibi olacaksın ki; başkası yakmaya geldiğinde kül olmana gerek kalmayacak, canın acımayacak. Ben seni affetmeyeceğim, çünkü sen hiç yoktun.
ben seni affetmeyeceğim, çünkü sen benden önce beni kül ettin.
ben seni affetmeyeceğim, çünkü ben tanrı değilim.
ben seni affetmeyeceğim, çünkü sen o balkonun demirlerinden beni ittin.
Ne oluyor biliyor musun? Unutursun. Aslında unutmazsın, alışırsın. Varlığına alıştığın gibi yokluğuna da alışırsın. Sonra bir gün sokakta yürürsün, biri geçer yanından. Parfümünün kokusunu alır almaz donup kalırsın, gözlerin dolar. Arkana bakmaya korkarsın onu göreceğin için. O değildir tabi, hiç bir zaman o olmaz ki zaten. Aldığın o koku yüzünden zamanın etkisi yok olur bir anda. Koku, zamanın düşmanıdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enkazın Altından
ChickLitAslında hiç bir şeyim yok, sadece kendimi çok kötü hissediyorum ama bu hissettiklerim çok fazla olaydan sonra oldu. Önce zamana bıraktım sonra Tanrı'ya bıraktım, baktım olmuyor, zaman beni bıraktı. İçimden kağıtlara kendimi dökmek geliyor ki rahatla...