Bölüm 9

36 3 0
                                    

Multimedya: Alev ile Rüzgarın gittiği kafe

Hatırlatma: Tek yaptığım titremekti, zorla arkamı dönerek bize doğru gelen adamı işaret ettim. Rüzgar geçte olsa anladı ve beni arkasına alarak konuşmaya başladı. "hayırdır bir sıkıntımı var?"

Rüzgar sinirle adama bakıyordu,adamda Rüzgarı görünce hafif tırsmış ve durmuştu. "Sana ne kardeşim yanındaki bayanla konuşuyorum ben." Rüzgar bana bakarak sessizce kafeye girmemi söyledi ilk defa dediğini yaparak kafeye girdim ve camdan onları izlemeye başladım. "Derdin varsa bana anlat sevgilisi oluyorum kendisinin." Adam biraz daha korkmuşa benziyordu ama yinede Rüzgarın üzerine doğru yürümeye başlıyordu.

Rüzgara bir şey olmasından korkarak kafenin içine baktım ve arkadan bir kapı daha olduğunu gördüm sanırım yan markete açılıyordu, elime bir gazoz şişesi aldım ve koşarak kapıya doğru ilerledim tahminimde yanılmamıştım o marketten geçerken herkes şaşkınca bana bakıyordu.

Umursamadan o kapıdan da çıktım ve adamın arkasına geldim sesizce ilerleyip, Rüzgara vurmak için hamle yapacak olan adamın kafasına bardağı geçirdim ve adam aniden bayıldı.

Rüzgara şirince gülümseyip bardağın elimde kalan parçasını arkama sakladım. "Ne yaptın kızım! Hadi çabuk arabaya geç." Aceleyle konuşurken kendi de arabanın anahtarını alıp arabaya koştu ikimizde hızla arabaya bindikten sonra Rüzgar arabayı çalıştırdı ve kafeden uzaklaşmaya başladık.

Biraz daha uzaklaştıktan sonra ikimizde rahatlamış gibi derin bir oh çekerek birbirimize baktık. Ben yaptığım şeyi hatırlayınca utanarak yüzümü başka tarafa çevirdim. " Bana her şeyi anlatıcak mısın yoksa ben tek tek soru sormaya başlıyayım mı?"

"En iyisi ben anlatayım." Dedim gülerek ve hafifçe yutkunup anlatmaya başladım. "Seni beklerken bir adamın bana baktığını gördüm ne bakıyorsun dedim sonra garip bir iltifat etti, bende sinirlendim yerden bulduğum bir taşı kafasına attım oda sinirlendi ve üzerime yürümeye başladı tam kafeye girecekken sana çarptım gerisini biliyorsun zaten." dedim ve Rüzgara bakmaya başladım.

"Annen ve baban senin ismini yanlış koymuş senin ismin yürüyen bela olmalıydı." Göz devirip yola doğru baktım sahile gidiyorduk. "Sahilde ne işimiz var?" kaşlarımı çatarak Rüzgara baktım. Rüzgar bana dönüp elindeki poşeti gösterdi elime alıp içine baktığımda içinde birkaç tane poğaça ve 2 meyve suyu olduğunu gördüm Rüzgar beni yine yanıltmıştı ama güzel bir yanıltmaydı tahmin ettiğimden daha tatlı birisiydi. "Sahildemi yiyeceğiz?" dedim gülümseyerek "Hayır sahile geldiğimize göre okulda yiyeceğiz."

Dedi alaycı bir tavırla, hayır Rüzgar tam tahmin ettiğim gibi bir salaktı. Göz devirip yola bakmaya başladım, arabayı park etti ve arabadan indik oturmak için bank aramaya başladık ama her yer doluydu bu yüzden deniz kenarını kapatan dekorasyon amacıyla dizilmiş kayalara oturmaya karar verdik.

Kayalara oturduk ve poğaçaları yemeye başladık. " Poğaçalar çok güzel olmuş, burayı tesadüf olarak mı buldun yoksa zaten bildiğin bir yer miydi?"

" Sürekli gittiğim bir yer, burayı küçükken kaybolduğumda bulmuştum. Sahipleri de benimle ilgilenmişlerdi o zamandan beri hep giderim."

Rüzgar küçükken kayıp mı olmuştu? Bu normal bir şeydi ama konu Rüzgar olunca normal bir şey bile bana çok ilginç geliyordu. Onu tanımak hoşuma mı gidiyordu yoksa onu kendime benzettiğim için mi bu kadar sevmiştim. Konuyu uzatmadım ve poğaçamı yemeye devam ettim.

........

"Of ya senin yüzünden geç kaldım." dedim hem Rüzgara söyleniyor hemde çantamda ki griftimi arıyordum, umarım evde unutmamışımdır yoksa bu gıcık bana griftini vermez.

Biraz daha aradıktan sonra Rüzgar griftimi gösterip konuşmaya başladı. "Bunu mu arıyorsun?" yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. "Sen onu nasıl aldın ya?"

Umarım beğenirsiniz. Gülerek yazdığım bölümlerden biriydi, sizin de bunu okurken yüzünüzde küçücük bir gülümseme bıraktıysam  ne mutlu bana.

Yeni bir bölümde görüşmek dileğiyle❤❤

TATLI BELA❤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin