🔗0.6🔗

484 76 71
                                    

🎶Şarkı önerileri🎶

O.T Genasis - Big Shot
Winner - Remember
Ateez - Inception
Astro - Go & Stop
Hoppipolla - Enough

●●●●●●●●

İYİ OKUMALAR 😘

Bugün çok uzun ve yorucu olacak

🔗🔗🔗🔗

Elimdeki poşetlerden birini felix'e uzatırken ister istemez üzülmüştüm ve birazdan bu iki poşeti 8 kişinin beraber götüreceğini gerçeği daha da üzücü. Çantalarımızı da alıp sınıftan çıktık ilk biz geldiğimizde Seungmin ile Felix'in yanlızlığımızı fırsat bilip beni sıkıştıcaklarını fark ettiğimde onları tanımıyormuş gibi etrafa bakmaya başladım seslenseler bile cevap vermedim. Ne soracaklarını veya ne diyeceklerini gayet iyi biliyorum ama cevaplarını ben bile bilmiyorken onlara ne diyebilirim ki.

Çok geçmeden Hyunjin ile Jisung da yanımızdaki yerlerini almışlardı. Hyunjin yine çantamı aldığında öncekiler gibi bir tepki veremedim alışkanlık olmuştu. Şerefsiz, beni iyi alıştırdı. Kolunu omuzuma atınca bizimkiler yine imalı imalı bakmaya başlamıştı onları hiç takmadan diğerlerinin gelmeni bekledim. Chan hyunglar da gelince onların evine doğru yola koyulduk.

Herkes kendi halindeydi, ortalıkta farklı farklı sohbetler dönüyordu bazıları futboldan bahsederken bazıları ise oynadıkları oyunun son sürümünün ne kadar harika olduğundan bahsediyordu benle hyunjin ise sesizce onları dinliyorduk.  Tabi bu sessizliğimiz çokta uzun sürmemişti. "Çok durgunsun " Bana merakla bakan hyunjin'e kısa bir süre bakıp önüme döndüm "dalmışım" dedim. Kolu hala omuzumdaydı, uyum içinde yolda ilerliyorduk ve ben bu küçük temasımızda bile heyecanlanıyordum. Ne kadar kabul etmek istemesemde Hyunjin den etkileniyordum. Kim etkilenmez ki?

"Beyninin içinde ne dönüyor bilmiyorum..." emin ol ki bilmemen ikimiz içinde daha yararlı "... bir sıkıntı varsa ben burdayım, seni dinlerim ve sorunun ortadan kaybolması için elimden geleni yaparım bunu bilmelisin " cümlesinin sonuna yerleştirdiği o eşsiz gülümsemesi beni benden alsada kendimi toparlayıp bende gülümsemeye çalıştım "Biliyorum, teşekkür ederim " dediğimde saçımı karıştırıp önüne dönmüştü.

Eşek gibi yürüdüğümüz 20 dakikanın sonunda Felixlerin evine varmıştık. Chan hyung kapıyı açtıktan sonra içeri geçip kendimizi koltuklara attık. Jisungla minho hyung sarmaş dolaş tekli koltuğa geçmişlerdi onlara göz devirip iki yanıma göz atmıştım olucak işmi bu koca kanepede ortada kalmıştım. Kafamı felix'in bacaklarına koyup bacaklarımıda diğer tarafımda oturan Seungmin'in üzerine attım.

Kıçım hissetiğim yanmayla beraber ağzımdan çıkan sesle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Az önce Seungmin kıçıma şaplak atmıştı ve ben buna inlemiştim. Odadaki herkes garip garip bize bakarken Seungmin o nefret ettiğim alaycı tavrını takınıp "uwu bizim minik bebeğimiz bundan mı etkilendi"  dedikten sonra tekrar şaplak attı eline tekme atıp "çek elini puşt" dedim ama şerefsiz hiç takmışa benzemiyordu. Biranda üzerime çıkınca gözlerim olabildiğince açılmıştı "çekmesem ne olur etkilenir misin yoksa? " bu bardağı taşıran son damlaydı koçum.

Kaşlarımı çatıp sert bir tekmeyle  Seungmin'in yere yapışmasını sağladım. Yerimden doğrulup yerde iki seksen yatan piçin üstüne atladım parmaklarımı boynuna dolayıp kulağına eğildim sadece onun duyacağı bir tonda "seni chan hyung'un gözünün önünde sikerim bu yüzden..." geri çekilip yüzüne baktım korkuyla bakıyordu gülmemek için kendimi zor tutarken sesimi biraz yükseltip "... kendine gel sinirlerimi bozma " dedim. Başıyla onaylayınca üzerinden kalkıp felix'in yanındaki yerime tekrar oturdum.

Stuck On YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin