17. Bölüm: "Sonsuzluk Bilekliklerimiz"

49 9 6
                                    

17. Bölüm: " Sonsuzluk Bilekliklerimiz "

...   

 Bindiğimiz de herkes çığlık çığlığaydı. Tabi bende. 

''Oh sonunda bitti.'' dedi Burak.

 Benim biraz başım dönüyordu. 

"Noldu Burak korktun....'' demekle kalmadan yere yığıldım.

''Kanka, Mine Mine kızım nolduu?'' 

''Uyansana Mine'' 

''Mineee, Minee'' 

Gökçe'yle Umay ağlıyordu.

Yazarın Ağzından

    Mine bayılmıştı. Gökçe'yle Umay ağlıyorlardı. 

''Çabuk çabuk arabaya götürelim. Hastaneye gidelim!" dedi Rüzgar. Mine'yi arabayla hastaneye götürdüler. Doktor 

''Sadece panik yapmış ve korkmuş. Yani korkulacak, kötü bir şeyi yok.'' 

''Ohh iyi çok şükür. Ne zaman uyanır peki.''

 '' 1 saate uyanır.'' 

''Tamam Doktor Bey çok teşekkür ederiz.''

1-2 Saat Sonra

''Mine uyandıı.'' 

 Hemen odaya girdiler.

Burak

  ''Kızım ne kadar korkuttun bizi haberin var mııı?''

Uğur 

''Baksana şunlara ağladılar.'' 

''Ay şiş ağyadınış mı? Kurban olurum sizee :) '' 

''Komik değil gerizekalı ne kadar korktuk biz ya .'' dedi Umay.

  ''Aaay tamam kızma ya.'' 

dedikten sonra Rüzgar ''Hepsi benim yüzümden oldu. Ben dedim binelim diye. Çok çok özür dilerim Mine. Gerçekten böyle olacağını düşünmemiştim.''  

''Ya yok ne özürü saçmalama, özür dilemene gerek yok. Benim hatamdı. Hem düşe kalka büyüyeceğiz dimi ama. Ben bindim binmeseydim olmazdı böyle.''

 Burak 

'' Neyse neyse artık lunaparka falan gitmek yok!'' 

''Hayıııırr ya, sadece o şeye binmeyiz. Gideliim.'' 

''Hayır gitmek yook!'' 

''Ya Buraak!!!'' 

'' Tamam tamam be.'' 

''Ne zaman bitecek bu serum?'' dedi Mine.

''Az kalmış kanka biter birazdan.''

 ''Zehra ablalara söylemediniz dimi. Şimdi panik yaparlar.'' 

'' Yok yok söylemedik.'' 

''He iyi o zaman.'' dedi bir 5-10 dk sonra serum bitti.

 Hastaneden çıktılar. 

Umay 

''Gençler kumsala gidelim mi?'' 

" Mine daha yeni çıktı hastaneden ama-"

" Yok yok iyiyim ben gidelim güzelim."

 Diğerleri de kabul etti. Hemen iki sokak altlarındaydı zaten. Oraya gittiler. 

Mine'nin Ağzından

    Denize gelmiştik. Yakındı zaten. Gökçe, Umay, Uğur, Burak ve Rüzgar kumda oturuyorlardı.

  ''Sınavlar yaklaştı ve bizim yaptığımız şeye bakın.'' 

Rüzgar 

''Gökçe bize kopya verir yaa :) '' 

''Oldu başka bir arzunuz var mıydı Rüzgar Bey?'' 

''Hımm şu anlık yok galiba.'' 

''Aaay söylüyo bir de ya! Bana ne vermem gidin çalışın.'' 

''Çok doğru söylüyor gidin çalışın.'' dedim. 

Elime bir çubuk aldım ve kuma kosskoca bir kalp çizdim. 

''Buraya geliin.'' diye bağırdım. 

Burak

''Noldu kız?'' 

''Ya gelin siz.'' dedim. 

''Şimdi bir söz isteyeceğim sizden.'' 

''Ne sözü?'' dedi Rüzgar. 

''Sonsuza kadar birlikte kalacağız. Ölene kadar birlikte miyiz?'' 

''Eveet.'' 

''Eveeet.'' 

''Eveet.'' 

''Eveet'' ve son olarak Rüzgar

 ''Eveet.'' dedi.

 ''Size bir sürprizim var .'' dedim. İplerden yaptığım bileklikleri verecektim. ''Ta daa.'' dedim ve gösterdim. Teker teker takmaya başladım. 

Önce Umay onunki siyah-bordoydu. 

Gökçe, onunki siyah-kırmızıydı. 

Uğur, siyah-beyazdı. 

Burak'ın siyah-beyazdı.

 Rüzgar'ın siyah-maviydi. Onunkini takarken göz göze gelmiştik. Bana göz kırpmıştı. Son olarak benimki de siyah-mordu. 

''Yaa çok güzeller Mine çok teşekkür ederim.'' dedi Gökçe. Hepsi çok beğenmişti. 

''Bu bileklikler bileklerden çıkmayacak. Çıkarsa sizi döverim:)'' 

''Tabiki çıkarmayız.'' 

''Sonsuzluk bilekliklerimiz.''

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Umarım bu bölümü beğenirsiniiizz. Oylamayı ve yorum atmayı unutmayııın.


3 Yakın DostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin