2.bölüm.

48 8 18
                                    

3 HAFTA SONRA

Aslında Peyan'nın susması bu hayatta olan tek sıkınağı olan annesiydi .
Susacaktı , öyle bir günü yok sayacaktı,annesi dışında kimse de umrunda değildi zaten . Bu hayatı boyunca çekeceği bir vicdan azabı olarak.

O gün Peyan koşarak kendi evine sığınmıştı . Kapını ardında herşeyi bırakarak annesiniyle birlikte her zaman ki sakinliğini koruyarak yemeğini bitirip odasına çekilmişti .
İlk yaptığı şey polisi aramaktı , aradı da polise yeri ve ve silah seslerinin geldiğini söyledi , tabi herşeyi detaylı anlatması onu çıkmaz bir yola götürecekti .
Zaten mafya kılıklı pis insanlarla uğraşacağı da yoktu .

Âhi ise şuan incelediği dosyaya kendini veremiyordu . O gün hatırladığı an boynunda ki damar atıyordu . Hele tanımadığı şahıs ve bir türlü bulunamayan şahıs .  

"Âhi Bey  , İtalyanlar'la yapacağınız toplantı saati geldi  adamlar sizi bekliyorlar "

Diye söylenmesi ile kafasını önüne eğen adama baktı. Kapıyı iki kez çalsmasına ve içerde olduğuna dair şüphe duymayarak içeriye girmişti . Ahu şüphesiz işini yerine getiren en iyi asistanlardan biriydi .
Böyle olmasının nedeni tabi ki de otoriter bir patronunun olması, kimse onun gazabına gelmek istemez zaten , tersi pis bir adamdı gerçi düzü nasıl bilinmezdi hep aynıydı bu adam .

" Kapı çalmadan nasıl içeri girersin , çık dışarı "

Diye bağırması ile Ahu nun kapıdan çıkması bir oldu .  'aman aman yine formu yerinde ' diye içinden söylendi Ahu ,işte boğa gibi patronun asistanı olmak tabi kide zordu .
Ama yine de katlanıyordu , çünkü yakışıklı bir patronu vardı , Ahu bunun üzerine hayalden hayele atlıyordu . Elde etmesi kızgın bir boğaydı o tabi kide hayalle anca avuturdu kendini .

Peyan okul  açılmasıyla kendini zorda olsa biraz toparlamıştı. Babasının gözünün önünde ölmesinden sonra herhangi bir ölüm dikkatini çekmiyordu zaten , tek rahatlamayan vicdanıydı.
O gün orda o adamların yüzünü net görmesine rağmen susması vicdanını rahat bırakmıyordu ama kendini ' o gün zaten polisi aradım' diye telkin ediyordu .
Ve tatili boyunca buna kafa yormuştu.

Okul açıldığından beri biraz kendini toplamıştı nihayet bu seferde ' geçti gitti , bu nu hiç kimse bilmeyecek ' diye telkin ediyordu .

Açtığı kitaba bir türlü konsantre olamıyordu .
Oysa ' incir kuşları ' onun en sevdiği kitaptı .
Bazen kendini Suada kadar güçlü bir kadın olarak görüyordu , ve onun gibi asla pes etmeyecek gibi...
Tarık ise  onu  hayatına  döndürecek adamı , kendisi gibi güçlü ve onu son anına kadar sevecek geleceği gibi ....

"Peyan burda mısın heyyy !!"

Birden irkilerek adını haykırana baktı .  Ahh tabi ki Pelinsu , bu kıž gerçekten deli .
Peyan için Pelinsu arada bir takılmak istediği bir arkadaşken,
Pelinsu için Peyan  onun tek arkadaş , hayat suyu  ,can yoldaşıydı.
Peyan ne kadar soğuk ve kasıntıysa, Pelinsu o kadar tatlı ve kibardı veya sevecen veya yahut fazla konuşan insan.
Aralarda tam adını koyabamadığı bir şey vardı . Bu tabi ki Pelinsu için kankalıktı ama Peyan için bilinmezdi .

P:" zil çaldı zil !! Geliyor musun kantine minnoşum ???"

Ahh minnoş , tabi kide buzlar kiraliçesinin kaşlarını çatacağı sıfatlar , 'Pelinsu hiç akillanmayacak lan minnoş ne be minnoş nee! ' diye içinden soylendi Peyan .
Şüphesiz en nefret ettiği şeylerden di .

"Geliyorum ,Pelinsu "

Yerinde kalkıp , kapı pervasında sırık gibi duran uzun boylu minyon tipli dışardan bakınca benim evimin kadını diyebileceği ama biraz tanıyınca Allah'ım bizi bu beladan kurtar diyebileceği  kişiydi  Pelinsu .

Ama arada bir de olsa takılması onun dolu zihnini boşaltıyordu . 

Kantine indiklerinde , sıraya girmekten nefret eden Peyan kenara çekilip , oysa sırakapmaca oynunu çok seven Pelinsu ya parayı uzatıp etrafına bakındı. Özel Kiraân koleji her zaman cıvıl cıvıl di .
Peyan'nın maddi durumu onları iyi bir yaşam sunacak kadar iyidi.
Peyanda parayı severdi , para demek güç demekti , her zaman şunu da beyninin bir kenarında bulundururdu ' Babam öldükten sonra yüklü bir miktar bırakmasaydı , bu dünyada dost bildiğin tüm o sosyeti beyin yoksunlarının yüzlerine bakmayacğını çok iyi biliyordu .' oysa şimdide bağlarını koparmışlardıda neyse .

Sırada , hafif yana dönük Pelinsu arkada ki kişiyle dedikodunun alasını yapıyordu , Peyan bu duruma göz devirip pelinsuya seslendi .

"Pelinsu hade çabuk "

Pelinsu takmayıp dedikodusuna devam etti .Peyan dişlerini sıkıp ,sınıfına yol aldı ,ne de olsa Pelinsu getirir deyip,  zaten bir Pelinsu olmasa ordan çıkmazdı da neyse .

  Bir kaç dakika sonra Pelinsu sınıfın içinde belirdi .
Kaşlarını çatıp  Peyan'a baktı .

P:" niye gittin ki "

Diye somurta somurta sordu .

" Offf Pelinsu orda durup senin
dedikodunu çekemem "

Demesi bile Pelinsu'nun heyecanını bastıramadı . Pelinsu hemen konuya girdi .

P:" Haftaya bu okulun sahibi buraya gelecekmiş teftiş için , ayyy düşünebiliyor musun ÂHİ KİRAÂN bir hafta boyunca bizim okulun okul müdürü olarak gelecek . Çok merak ediyorum şuan acaba nasıl biri hiç bu okula gelmişliği yoktu , acaba benim için mi geliyor , o gün en sevdiğim elbi...."

Peyan ise  basit bir " banane Pelinsu "

Dedi sadece oysa bu adam senden sonraki başkarekter Peyan cığım.....






Valla bölüm yazmaya üşeniyorum , bu aralar hep okuma taraftarıyım hep oyleyimde neyse

İYİ OKUMALAR.....





Kanatsız Meleğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin