Bu da poyraz arkadaşlarDüşündüm ki her hikaye karekterlerinin
O kadarda yakışıklı olmasına gerek yok değil mi ama , bı de türk oyuncusu seçtim, hem bizim yabancılardan kalır yalnız yok değil miiiiHsjsjdjdjdjdj saçmaladım sanırım ....
Arkadaşlar bu seferlik Peyan'nın ağzından yazacagim .
İyi okumalar.
Peyan
Sabah annemin bağırıp çağırmasıyla , kıyameti koparmasıyla yatağımdan fırlamıştım . Her zaman ki gibi bir tek anneme yalan soyleyemediğim gibi , kem küm ettiğim saçma sapan sözlerimede aldanmamıştı. Anneler işte doğruyu ve yanlışı ayırt edebiliyorlar . Zaten son bir ayda ki bende olan değişiminde farkındaydı , neyse ki bunun babamın ölüm yıl dönümünün yaklaştığna varsayıyordu .
Elbette bir kısmı öyleydi , ama beni en çok etkileyen yakın zamanda bir ölüme daha tanık olmamdı.Ölüm, gerçekten sevdiklerini kaybeden kişilerin anlayacağı bir şeydi .
Onu sonsuza kadar kaybedeceğini biliyordu .
Küçük bir umutla diğer dünyayı , bir ihtimal sevdiğine kavuşacağı günü bekler.Kafama geçen binbir düşünce ile yavaş yavaş okula gidiyordum , gerçekten sınavına bir kaç ay kala aklımı bı şeylerin meşgul etmesi benim canımı çok sıkıyordu. Dün ki telefon konuşmasından sonra umit edebileceğim hiç bir şey yoktu .
Düşünceler beynimi kemirirken çarptığım sert cisimle daha ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum .
Kafamı yavaş yavaş kaldırdığımda kadrajıma giren siyah parlak ayakkabılardan sonra vücudunu es geçerek direk yüzüne baktım ...Gördüğüm yüzün sahibini dün o odaya girerken de görmüştüm , ama ben odaya girerken o yanımdan gecip gitmişti .
Bana kaşları çatık bakarken , midem kasılmaya başladı , sonra kalbim ritmini değiştirip , sanki maraton koşusundaymışım gibi atmaya başladı.Kıvırcık saçlı adam , yavaş yavaş yanıma çökerken , bedenim sürüne sürüne geriye bir iki santimlik geriledim . Sanki vücudumun tüm kasları yay gibi açılıyordu , korku beni ele geçirmişti .
Dün o adamın yanına giderken bile bu kadar gerilmemiştim. Ama bugün ister istemez karşımdaki adamdan korkuyordum .P:" pardon küçük , seslendim ama cevap vermedin o kadar uzaklara dalmışsın ki karşındaki kişiyi bile görmedin"
Diye sonlara doğru sırıtması , gülümsemeye dönüşmüştü . Evet sırıtma ... Bana çarptığından beri yüzünde bulunan mide bulandırıcı sırıtma.
Dilim lal olmuş gibi hala saf korku ile adama bakıyordum. Yardım için elini uzattığında , eline eş geçip yerden destek alarak ayağa kalktım . Siyah pantolunuma bulaşan tozu silkelerken sonunda kendimi biraz toplayıp cevabını vermiştim .
P:" sorun değil benim hatam "
Diyip , adamın yanından geçmek için harakete geçtim çünkü biraz daha burda kalırsam ilk derse geç kalacaktım, ve bunu ilk dersin Mahmut Hoca ile olması daha kötüydü .
Fakat kolumu tutmasıyla , yanında durakaldım . Hemen kaşlarımı çatıp kolumu ellerinden kurtardım .P:" ne yaptığınızı sanıyorsunuz !"
Bağırmamla kıvırcık saçlı adam tam karşıma geçerek ,
P:" daha söylediklerim bitmedi küçük hanım"
Demesiyle kan beynime sıçradı. Bu ne cürrettti , bunlar ne böyle elleri kolları serbest rahat rahat ortalıkta dolaşan katiller olmaları bı yana , emir vermeleru bı yana ne oluyor yaaa, böyle insanlardan nefret ediyordum gerçekten . Hep kadını ezip erkek sözü tekrarlatmaz deyip geçiyorlar . Onu geçtim daha insanlığı bilmiyorlar dağ başı mı burası emirler havada uçuşuyor .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatsız Meleğim
Teen FictionPeyan ömrünün kalanını geçireçeği adamın gerçek yüzünü görmüştü önce , Âhi ise bu cennetten gelen meleğine gerçek yüzünü göstermeden seveceğini sanmıştı..... Oysa bu hikaye onlar için yazıldı...