5. bölüm

30 7 63
                                    


Bu da poyraz arkadaşlar

Düşündüm ki her hikaye karekterlerinin
O kadarda yakışıklı olmasına gerek yok değil mi ama , bı de türk oyuncusu seçtim, hem bizim yabancılardan kalır yalnız yok değil miiii

Hsjsjdjdjdjdj saçmaladım sanırım ....

Arkadaşlar  bu seferlik Peyan'nın ağzından yazacagim .

İyi okumalar.

Peyan

 

Sabah annemin bağırıp çağırmasıyla , kıyameti koparmasıyla yatağımdan fırlamıştım .  Her zaman ki gibi bir tek anneme yalan soyleyemediğim gibi , kem küm ettiğim saçma sapan sözlerimede aldanmamıştı. Anneler  işte doğruyu ve yanlışı ayırt edebiliyorlar . Zaten son bir ayda ki bende olan değişiminde farkındaydı , neyse ki bunun babamın ölüm yıl dönümünün yaklaştığna varsayıyordu .
Elbette bir kısmı öyleydi ,  ama beni en çok etkileyen yakın zamanda bir ölüme daha tanık olmamdı.

Ölüm, gerçekten sevdiklerini kaybeden kişilerin anlayacağı bir şeydi .
Onu sonsuza kadar kaybedeceğini biliyordu .
Küçük bir umutla diğer dünyayı , bir ihtimal sevdiğine kavuşacağı günü bekler.

Kafama geçen binbir düşünce ile yavaş yavaş okula gidiyordum ,  gerçekten sınavına bir kaç ay kala aklımı bı şeylerin meşgul etmesi benim canımı çok sıkıyordu. Dün ki telefon konuşmasından sonra  umit edebileceğim hiç bir şey yoktu .

Düşünceler beynimi kemirirken çarptığım sert cisimle daha ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum .
Kafamı yavaş yavaş kaldırdığımda kadrajıma giren siyah parlak ayakkabılardan sonra vücudunu es geçerek direk yüzüne baktım ...

Gördüğüm yüzün sahibini dün o odaya girerken de görmüştüm  , ama ben odaya girerken o yanımdan gecip gitmişti .
Bana kaşları çatık bakarken , midem kasılmaya başladı , sonra kalbim ritmini değiştirip , sanki maraton koşusundaymışım gibi atmaya başladı.

Kıvırcık saçlı adam , yavaş yavaş yanıma çökerken , bedenim sürüne sürüne geriye bir iki santimlik geriledim . Sanki vücudumun tüm kasları yay gibi açılıyordu , korku beni ele geçirmişti .
Dün o adamın yanına giderken bile bu kadar gerilmemiştim. Ama bugün ister istemez karşımdaki adamdan korkuyordum .

P:" pardon küçük ,  seslendim ama cevap vermedin  o kadar  uzaklara dalmışsın ki karşındaki kişiyi bile görmedin"

Diye sonlara doğru sırıtması , gülümsemeye dönüşmüştü . Evet sırıtma ... Bana çarptığından beri yüzünde bulunan mide bulandırıcı sırıtma.

Dilim lal olmuş gibi hala saf korku ile adama bakıyordum. Yardım için elini uzattığında , eline eş geçip yerden destek alarak ayağa kalktım . Siyah pantolunuma bulaşan tozu silkelerken  sonunda kendimi biraz toplayıp cevabını vermiştim .

P:" sorun değil benim hatam "

Diyip , adamın yanından geçmek için harakete geçtim çünkü biraz daha burda kalırsam ilk derse geç kalacaktım, ve bunu ilk dersin Mahmut Hoca ile olması daha kötüydü .
Fakat kolumu tutmasıyla , yanında durakaldım . Hemen kaşlarımı çatıp kolumu ellerinden kurtardım .

P:" ne yaptığınızı sanıyorsunuz !"

Bağırmamla kıvırcık saçlı adam tam karşıma geçerek  ,

P:" daha söylediklerim bitmedi küçük hanım"

Demesiyle kan beynime sıçradı. Bu ne cürrettti , bunlar ne böyle elleri kolları serbest rahat rahat ortalıkta dolaşan katiller olmaları bı yana , emir vermeleru bı yana ne oluyor yaaa, böyle insanlardan nefret ediyordum gerçekten . Hep kadını ezip erkek sözü tekrarlatmaz deyip geçiyorlar . Onu geçtim daha insanlığı bilmiyorlar dağ başı mı burası emirler havada uçuşuyor .

Kanatsız Meleğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin