Merhabalar...😇
Yepyeni bir bölümle karşınızdayım.✌
Keyifli okumalar biricik okurlarım ;)🌟
Nihayet yorucu bir günü daha geride bırakmıştım. Bir ara bugünün neredeyse hiç bitmeyeceğini bile düşündüm. Bayan Kramn'la olan yürüyüşümüz tahmin ettiğimden çok daha uzun sürmüştü. Bayan Kramn eve dönüş yolunda beni, birbirinden renkli makaronlarla birlikte çok lezzetli tatlılar yapan sevimli bir Fransız pastanesine götürmüştü. Daha önce gelmediğim bu yere büyülenmiştim. Paris'in ara sokaklarında kalan bu dükkanın oldukça şirin bir görüntüsü vardı. Buram buram nostalji kokan mekanda gözüme çarpan ilk şey, eskimiş ahşap kapı girişindeki tabelada büyük harflerle yazılmış 'Laduree' yazısıydı. Yaldızlarla süslenmiş bu ismi aklımın bir köşesine not etmiştim.
Dış dekorasyonu tamamen Fransız kültürünü yansıtırken, mekanın içi bu görüntüye zıt dekore edilmişti. Rengarenk makaronlara uyum sağlamak için birbirinden farklı renklerin bir araya gelmesiyle döşenilen bu mekanda kendimi bir masal kahramanı gibi hissetmekten alıkoyamamıştım.
Henüz mekana girer girmez gözüme kestirdiğim, boydan boya cam pencere olan duvarın, yanına yerleştirilmiş çift kişilik masaya ilerledim. Bakışlarım arkamda kalan Bayan Kramn ve Minik'i buldu. Önümde duran sandalyeyi kendime doğru çekerek Bayan Kram'ın oturması için yer açtım. Bayan Kramn seçtiğim masaya ulaştığında sağ bacağımı sol bacağımın arkasına getirip hafifçe bedenimi öne doğru eğdim. Birkaç saniye sonra başımı yukarı kaldırdığımda Bayan Kramn ile göz göze gelmiştik. Ona yaptığım reveransı komik bulmuş olacak ki neşeli kahkahası bu minik dükkanı sarmalamıştı.
" Mersi, güzel bayan. " demişti kulağa çok hoş gelen Fransız aksânıyla.
Masada hepimiz yerimizi almıştık. Bakışlarım etrafta gezindi. Dükkanın pek dolu olduğu söylenemezdi. Sadece iki masada müşteri vardı. Masalardan birinde yirmili yaşlarında gözüken bembeyaz tenli bir kız , kızıl saçlara sahip aynı yaşlarda gözüken bir erkekle konuşuyordu.
Yüksek sesle hararetli bir şekilde konuşan bu çift, bir şeylerin pekte yolunda gitmediğini hissettirmişti. Bakışlarımı dikkatimi çeken bu çiftten ayırıp mekanda gezdirdim. Nedense bu mekana kimsenin çok uğramadığı hissine kapılmıştım. Gecenin bu saatlerinde aktif olan diğer mekanların aksine burası oldukça sessiz ve sakindi.' Davit'le de buraya gelirsiniz, ha Beren? '
Aklıma tekrar üşüşmüştü , Davit'le bugün aramızda olanlar. İçimde bir yerler Davit'e hala çok kızgınken, Dav'e kıyamayan yanım da azımsanamayacak kadar büyüktü. Fakat bunu düşünmenin ne yeri burasıydı ne de zamanı şuandı.
Verdiğimiz makaron siparişini beklerken Bayan Kramn ile birlikte sohbet etme fırsatı yakalamıştım. Genç yaşlarda eşiyle buluşmak için sık sık Laduree'ye geldiklerinden bahsetmişti. Burası zamanla, eşiyle ailesinden gizli saklı buluşup sığındıkları bir mekan halini almış. Tüm bunları anlatırken ışıl ışıl parlayan gözleri eşine duyduğu aşkın ne denli büyük oluğunu haykırıyordu. Bir kez daha hayran kalmıştım onların aşkına.
Akrebin çok çabuk geceyi gösterdiği bu saatte günün ne kadar hızlı geçtiğini anlayamamıştım. Bayan Kramn'la olan keyifli sohbetimiz bana zamanı unutturmuştu.
Mekandan ayrılıp ana caddeye ilerledik. Ara sokaklarda kalan Laduree'nin önünden geçen taksi bulmak neredeyse imkansızdı. Kucağımda uyuklayan Minik'i anlaşılan epey bir yormuştum. Bakışlarım az ilerimizde hareket eden taksiyi buldu. Bayan Kramn elini öne doğru uzatıp taksinin bizi görmesini sağladı. Az sonra yanımızda duran taksiye atlayıp evin yolunu tuttuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN'LIĞA HAPİS İMERA
Romance"En beteri böyle Araf'ta beklemekti.Anlat bana,Araf ülkesi mi bu? Bir taraf yasak elma diğeri çarmıha gerilmek... Söyle, hangi zindanına kabul edersin beni..." -İMERA-