3.BÖLÜM

45 7 27
                                    

Keyifli okumalar💜
Oylarınızı bekliyorum ;)


🌟


  Kapının ardına sığındım. İçimdeki savaştan yara almamak benim için mümkün gözükmüyordu. Sırtım dış kapının soğuk metaline dayandı. Tenime işleyen soğuk içimdeki koru küle çevirmeye yetmemişti. Bilhassa bana yalnızlığımı hatırlatmıştı...Kahrolası yalnızlığımı. Bacaklarım ayakta durabilmeye güç bulamazken bedenim usulca yere çöktü. Şimdi sırtıma değen soğuk tüm bedenimi esir almıştı. Üşüyen tenime kollarımı sardım. Buz tutan parmak uçlarımın değdiği yerler tenimi ürpertmişti. Başımı sol yanıma çevirdiğimde ruhumun terk edilmiş izbe sokaklarına adım atmıştım. Fakat yalnız değildim. O buradaydı. Yanıbaşımda.

" Ge-gelmişsin..."

Hiçbir şey söylemedi. Mütemadiyen ışıl ışıl parlayan gözleri derin bir karanlığa gömülmüştü. Yüzünde yeni yeni çıkmaya başlamış sakallarına dokunmak istedim. Sol elimi kaldırdığımda yüzüne yaklaştıkça parmak uçlarım titremeye başlamıştı.  Sağ elimi hızla inip kalkan göğsümün üzerine koydum. Kalbim fazlasıyla hızlıyken tek derdi özgür kalmaktı.

Gözlerimi kapattım. Yüreğim onu hissetmeye daha ne kadar dayanabilir bilmiyordum fakat bir çift maviye  geceyi seyretmek oldukça ağır gelmişti.


' Oysaki gökyüzü, gecenin karasına kavuşmak için mavi değil miydi? '

Kapalı duran gözlerimi açtığımda bir damla yaş süzüldü yanaklarımdan. Elim havada asılı kalmıştı.

" Neredesin?  Lütfen..."


Hızla oturduğum sert zeminden kalktım. Henüz birkaç dakika  olmuşken bu kadar kısa sürede gitmiş olamazdı. O hala buradaydı biliyordum. Hızla attığım adımlarım zeminde tok sesler bırakıyordu . Buradan ayrılmadan önce ona yetişmeliydim değil mi? Adımlarım yatak odamda son buldu. Açık olan kapıdan içeri girdim.  Bakışlarım odanın her yerinde gezindi. Fakat onu burada bulamadım. Gözlerim odanın içinde olan minik banyoya kaydı. Hiç düşünmeden banyo kapısına ilerledim. Elim kapı kulbuna uzandı.

' Lütfen burada ol...'


Açtığım kapının ardında kocaman bir sessizlik vardı. İçimdeki tedirginlik katlanılamaz bir hal alırken geç kalmamayı diledim. Vakit kaybetmeden banyodan ayrıldım. Az önce girdiğim kapıdan çıkıp odadan ayrıldım. Salonu göz gezdirirken adımlarım çoktan mutfağa ulaştı. Küçük mutfağımda ona dair hiçbir şey bulamazken hayal kırıklığıyla salona döndüm. Beyaz geniş koltuklara yorgun bedenimi bıraktım. Gözlerim şimdi salonun her noktasındaydı.

" HAYIR...HAYIR LÜTFEN! " bağırdım. Ona çaresiz sesimi duyurmak istedim. Belki beni duyardı diye. Lakin bu anlamsız bir çabaydı kahretsin ki bunu da çok iyi biliyordum.

Öylece koltukta oturmuş onu düşünüyordum. Ona hiçbir yerde ulaşamamıştım. Fakat kalbim ısrarlıydı. Sanki yine ansızın çıkıp gelecekti.

Ellerimi orta sehpanın üzerinde duran telefona uzattım. Dav bana yardım ederdi. Rehperimde Dav'in ismini bulmam hiç bu kadar zor olmamıştı. Titreyen ellerim bana zorluk çıkartırken elimden kayıp gitmemesi için telefonu sıkı sıkıya tuttum. Aklımı toparlamakta zorlanırken az önce yanıbaşımda duran çehresini düşündükçe gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Görüşümü kısıtlayan tuzlu su damlaları yanaklarımda yol aldı. Üstelik geçtiği yerleri yakmıştı da.

KARAN'LIĞA HAPİS İMERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin