2.4

1.6K 131 19
                                    

parkjimin: dışarı çık

jennierubyjane: bana yazma demiştim

parkjimin: evin önünde seni bekliyorum
illa güvenliği geçip
cama taş mı atayım

jennierubyjane: aptal bekle

***

Jennie, yaval ve tedirgin adımlarla dışarı çıktı. Tedirgindi, çünkü yıllar sonra onu bir daha görecekti. Değişip değişmediği konusunda çok meraklıydı. Hala eskisi gibi miydi, yoksa bambaşka mı? Aklındaki bu soruları bir kenara bırakarak güvenliği geçip, arkası dönük adama doğru ilerledi ve durdu. Ona çok yaklaşmamıştı. Arada belki iki metre vardı.

"Ne istiyorsun?" diye sordu usulca. Ne istediğini Jennie'de biliyordu aslında ama önce onu görmeliydi. Adım atmak için önce onu tanımalıydı.

"Seni." diyerek arkasını döndü Jimin. Kahverengi saçların yerini sarı platin rengi saçlar almıştı. Dudakları hala dolgundu, ve bir o kadar da parlak. Fiziksel olarak o kadar değişmişti ki, Jennie içten içe ona hayran kalmıştı.

"Ha?" diyerek afalladı Jennie. Ona bakarken tıpkı bir heyekel inceliyormuş gibiydi.

"Benimle ol Jennie. Sadece benimle." dedi Jimin. Onu sevdiği sesinin tonundan bile anlaşılıyordu aslında, ama Jennie bunu yapmak istediğinden emin değildi.

"Bilmiyorum. Tanımadığım birine güvenmek ne kadar doğru?" diye sordu.

"Arkadaşların bana, odanın penceresini açacak kadar güveniyor. Bence sen düşün bir tekrar, güvenmeli misin diye." dediğinde Jennie donmuştu. Ne yani, pencereyi kızlar mı açıyordu?

"Penceremi sana kızlar mı açıyordu?"

"İçerdeki hizmetliye açtıracak halim yok ya kızım, herhalde kızlar açıyordu." dediğinde avcunun içini alnına sert şekilde vurdu. Canı da acımıştı anlaşılan, çünkü acı sesi duyulmuştu.

"Alına vurma Jennie, canını yakıyorsun." dediğinde Jennie elini çekip ona baktı. Jimin aradaki mesafeyi hiç kapatmamıştı. Sadece olduğu yerde elleri vebinde bekliyordu.

Jennie ona biraz daha yaklaştı. Aradaki mesafe bir metre kadar kapanmıştı.

"Yarın işin var mı?" diye sordu Jennie bir anda.

"Hayır, niye ki?" Jimin şaşırmıştı. Jennie ona adım atıyor gibiydi. Bu kadar hızlı olacağını düşünmemişti.

"Yarın sabah 9.00'da gel al beni, kahvaltı yapmaya gidelim." dediğinde Jimin'in yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Ama Jennie içten içe bu durumdan memnun değildi. Gülmemesi gerektiğini düşünüyordu.

"Gülme, sadece yarın gel. İşin varsa da ertele."

"Bakarız." dediğinde Jennie umursamadan arkasını dönüp gidiyordu ki Jimin kolundan tuttu. Kendisine çevirip, avucuyla vurduğu alnına sıcak bir öpücük kondurdu.

"Kendine vurma Jennie, içim gidiyor." dediğinde Jennie ona baktı ve kafa salladı. Eve doğru ilerlemeye başladı. Konuşamıyordu, çünkü tam bir domatese benzemişti. Tatlı pembe bir domates.

Jennie bir şeyler için karar vermişti, sanırım vakti gelmişti..

vaveyla | jenmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin