2.9

1.2K 93 14
                                    

Jimin'in aklı cidden karışmıştı. Nasıl olabiliyordu? En önemlisi bunu nasıl bu kadar geç öğrenmişti? Jennie'yi herkesten çok tanımıyordu. Araştırmayı unuttuğu bir şeyler vardı.. Aklındaki bu sorularla evinden çıkıp arabasına bindi. Biraz kafasını dağıtmalıydı yoksa cidden kafayı yiyecekti.

Son model arabasına bindi ve bir bar'a doğru sürmeye başladı. Pek gittiği bir yer değildi çünkü çok sessizdi. Sesli yerleri tercih ederdi ama şuanda ne ses ne de kalabalık kaldırabilecek durumu vardı. Vardığını fark ettiğinde arabasını girişteki vale'ye verdi ve içeri girdi. Tahmin ettiği gibi nerdeyse kim yoktu. Tek gecelik kızlar, eşlerinden kaçan kocalar, barmenler ve Jimin dışında hiç kimse. Onun için problem değildi, tek gecelik kız bulmaya gelmemişti. İçeri geçerek barmenin tam önüne oturdu.

"Bana ağır bir şeyler ver lütfen, aklımı kaybettirmeyecek ama beni sakinleştirecek." dediğinde barmen onu başıyla onayladı ve en üst raftaki içkilerden birini indirdi.

"Muhtemelen daha önce hiç içmedin, biz üretmiyoruz. İthal içki, ağırdır." dedi barmen ona. Jimin hiç umursamadan barmenin onun için doldurduğu bardağı kafasına dikti.

"Fazla hızlısın, çabuk sarhoş olacaksın." dediğinde barmen, Jimin güldü.

"Beni sarhoş edecek tek şey, beni sevmiyor. Beni sarhoş edecek tek kadın ona deliler gibi aşık olduğumu anlamak istemiyor. Ben daha ne kadar sarhoş olabilirim ki tanrı aşkına?"

Barmen kafa sallamakla yetindi, 5 dakika sonra sarhoş olacağına adı gibi emindi.

"Araban var mı?"

"Niye?"

"Bu halde araba kullanamazsın." dedi barmen.

Jimin ise umursamadan;
"Şoför çağırırım, sorun mu?" dedi. Asla şoför çağırmayacaktı.

"Bana bir bardak daha ver."

Barmen hiç karşı çıkmadan doldurdu. Ona güvenmemişti ama başına iş açmak istiyorsa umrunda bile olmazdı. Barmen doldurduğu bardağı ona uzattı. Jimin bardağı yine kafasına dikti.

"Onu bir çocuğun annesine olan aşkı gibi seviyorum, ama umursamıyor. Sence neyim eksik?"

Barmen cevap vermedi.

Jimin cebinden birkaç bin won çıkardı ve tezgaha bıraktı ve daha fazla konuşmadan kalktı. Kafası yavaş yavaş sakinleşmişti ama hala tam olarak sessizde değildi. Bardan dışarı çıktı ve valeden arabasını getirmesini istedi. Taksi çağıracak değildi, o kadar sarhoş olduğunu düşünmüyordu ama sarhoş olduğunun farkında bile değildi.

Vale'nin getirdiği arabasına bindi ve gaza basarak ana yola doğru çıktı. Gecenin bu saatinde tüm yollar boştu, hız yapabilirdi. Ana yola çıktı ve basabildiği kadar gaza bastı. Bastı, bastı ve bastı. Bu kadar hızı en son yarışa katıldığında yapmıştı. Ama bu seferki ondan da fazlaydı. Jimin daha fazla gaza bastı ama fark edemedi...

****

Jennie hissetti. Bir anda salondaki koltukta oturken ürperdi ve içini bir korku kapladı. Rosie'ye seslenme ihtiyacı duydu.

"Rosie!" "Jennie!"

Ama ikisi de birbirine aynı anda seslenmişti.

"Korkuyorum Rosie, kötü bir şey oldu."

"Hoseok aradı Jennie." dediğinde, Jennie şaşırmıştı. Hoseok, Rosie'yi aramayalı uzun zaman oluyordu.

"Eee Rosie?"

"Jimin..." dedi ama devamı gelmedi. Jennie daha çok korkmaya başladı.

"Ne, noldu? Jimin'e bir şey mi oldu? Rosie susma!"

"K-kaza geçirmiş." diyiverdi.

Demekki Jennie bunu hissetmişti ama şuan da kendisi ölüyor gibiydi. Oturduğu yerde kalakaldı. Ne kalbi atıyordu, ne de aklı çalışıyordu. Ölüme uçan bir kuş gibiydi.

Ve Jennie fark etti, ona bağlı olduğunu fark etti..

---

Geç bölüm geldiği için üzgünüm,başka şeylere takılmıştım ama artık aksatmadan devam edeceğim. Kısa olduğu için üzgünüm..

vaveyla | jenmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin