3.7

989 64 7
                                    

*smut içerir*

****

jennierubyjane: peki o halde.
[görüldü, 14.02]

***

Son kez hazırladığı masayı kontrol etti Jennie. Sabahtan beri bununla uğraşıyordu. Yemek yapmak ona gerçekten zor gelmişti, ama iyi bir şeyler çıkarabildiği düşüncesiyle en sonunda başarabilmişti. Ortam daha romantik olsun diye ışık kullanmak yerine, etrafa bir sürü mum yerleştirmişti. Kırmızı ve siyahın çeşitli tonlarında, uzunlu kısalı kokulu mumlar. Etraf nerdeyse çilek bahçesini andırabilecek kadar çok çilek kokuyordu. Jennie bundan rahatsız değildi, Jimin'in de olmamasını umuyordu.

Birkaç adım gerileyerek uzaktan masaya baktı. Gerçekten çok romantik görünüyordu. Kendisine yapılsa bayıla bayıla burada yemek yerdi. Fakat Jimin o kadar kalır mıydı masada?

Üzerini düzeltmek için kapı girişindeki aynaya yöneldi. Giydiği mini siyah elbisesi ve kan kırmızı rujuyla her şey o kadar mükemmel görünüyordu ki. Gecenin daha güzel geçmemesi imkansızdı. Hala aynada kendisiyle bakışırken, kapının çalmasıyla heyecanlandı. Sonunda gelebilmişti. Yavaş bir şekilde kapıyı açtı, Jimin oldukça yorgun görünüyordu. Her zamanki gibi. Nerdeyse uyuklamak üzere bile olabilirdi. Jennie'ye gönderdiği hediyenin varlığını bile unutmuş gibi görünüyordu. Bu demek değildi ki, Jennie'yle zaman geçirmeyecek.

"Hoşgeldin bebeğim." diyerek tatlı bir gülümsemeyle karşıladı onu. Jimin'in ise karşısında gördüğü şey ile nutku tutulmuşa benziyordu. Evet Jennie çok güzel bir kadındı, fakat bu kadarı da cennet için fazla değil miydi?

"Hassiktir." diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Sonra devam etti "Bunu benim yanım dışında giyersen sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilirsin."

Jennie göz kırptı, Jimin'i içeri alarak önce üzerinde ceketi çıkartmasına yardımcı oldu. Daha sonra elinden tutarak onu salona doğru götürdü.

"Acıkmış olacağını düşünmüştüm."

"Ben açım ama, bir tek sana şuan." diyen Jimin, dayanamayıp Jennie'nin dudaklarına minik bir öpücük bıraktı.

"Hayatımda gördüğüm en güzel şey olabilirsin. Bana verilmiş tek nimet olabilirsin."

Jennie duyduğu şeyler sindirmeye çalışırken, Jimin hızlı hareketlerle onu kalçalarından destek alarak kucağına aldı ve sertçe duvara yaslayıp güldü.

"O masada kalacağımızı düşünmüyordun herhalde."

J

ennie kollarını Jimin'in boynuna doladı ve ellerini ensesinde birleştirip saçlarını hafifçe çekiştirmeye başladı. Jimin daha fazla dayanamayıp soğuk dudaklarını, onun sıcak dudaklarıyla birleştirdi ve sertçe öpmeye başladı. Uyarı olarak ona karşılık vermesi için alt dudağını ısırdı. Jennie anlamış olacaktı ki, aynı şekilde ona karşılık vermeye başlamıştı.

Burada, bu halde daha fazla devam edemezlerdi. Jimin, kucağındaki Jennie'yi alıp yatak odasına doğru ilerledi ve yavaşça yatağa yatırdı. Elbiseyi yavaşça yukarı doğru sıyırmaya başladı ve gözlerini Jennie'ye çevirdi.

"İzin var mı?" demesiyle Jennie güldü ve başını olumlu anlamda salladı.

Jimin, sıyırmaya başladığı elbiseyi küçük hareketlerle üzerinden çıkarttı ve bir köşeye fırlattı. Daha sonra önce kendi üzerindeki ceketten kurtuldu. Gömleğinin düğmelerini açmaya başladı sırada Jennie engellendi.

"Ben yapmak istiyorum."

Jimin güldü ve ellerini Jennie'nin iki yanında birleştirdi. Jennie tekrar onun dudaklarına yapıştı ve gömleği teker teker düğmelerini sökerek üzerinden çıkarttı. Jimin, önündeki manzarayı sömürmemek için kendini zor tutuyordu. Fakat bunu yapmanın yanlış olduğunu fark etmiş ve dudaklarını Jennie'nin omuzlarına götürmüştü. Küçük ısırıklar ve dil darbeleriyle az da olsa canını yakmaya çalışıyordu. Bunu başarmış olacak ki Jennie, küçük bir inleme çıkarttı. Jimin, kefiyle gülümsedi ve omuzlarını lila rengine çevirene kadar devam etti.

Jennie oldukça kendinden geçmiş gibi görünüyordu, tanrı aşkına bu gerçekten bu kadar zevkli olamazdı? Değil mi?

Jimin dudaklarını omuzlarından kaldırım yavaşça göğsüne doğru indirdi. Önce ona aldığı bu mükemmel sütyenden kurtulması gerekiyordu. İçinde çok güzel görünsede, olmayınca daha güzel görüneceğine adı kadar emindi.

Elini sütyeninin kopcasına götürdü ve birkaç saniye içinde çıkartıp, elbisenin yanına doğru fırlattı. Evet, Jennie gerçekten bir nimetti. Jimin bunu her seferinde hatırlıyordu. Dudaklarını göğüslerine doğru yaklaştırdı ve omuzlarına nasıl bir işkence uyguladıysa, aynını onlara da yapmaya başladı. Jennie ise bu durumdan gayet memnundu. Jimin'den daha fazlasını ister gibi inlemeye başlamıştı. Jimin ise her duyduğu inlemeyle deliye dönüyor, ve daha fazlasını istemeye başlıyordu.

Jimin'e kalırsa bu gece asla bitmeyecekti, Jennie bu halde ona sunulmuş bir nimetken; onu bırakıp gidemezdi..

vaveyla | jenmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin