BÖLÜM 12

534 58 89
                                    

🎶🎵🎶

Tony bütün hizmetlileri ve kahyası Jarvis'e bugünlük izin vermiş, salondaki camın önünde sabırsızca Steve'i beklemekteydi. Kaçıncı kez evin önündeki mermer çeşmeyi ve içindeki heykeli incelemişti bilmiyordu. Bahçe kapısını sırf o gelecek diye otomatik açılmasını sağlayan düğmeye basıp açık bile bırakmıştı. İstiyordu ki buraya gelmesine hiç birşey engel olmasın.

Sabırsız bekleyişi karanlıkta görünen araba farının ışıklarıyla son buldu. Heyecanla saçı düzgün mü diye kontrol edip koşarak kapının önüne vardı ve açtı.

Steve elinde market poşetleriyle ona baktı. Tam da kapının zilini çalmayı düşünüyordu. Ama buna gerek kalmamıştı. Belli ki Tony yolunu gözlemişti. Nedense bu davranışı gözüne çok sevimli görünmesine neden olmuştu.

Gülümseyerek "İyi akşamlar."dedi.

Tony hemen elindeki poşetlerden birine yapışırken "İyi akşamlar Steve. Çok açım. Hadi hemen yemeği yapalım."dedi.

Steve poşetin birini ona verdi ve içeriye girip kapıyı kapattı. Sonra mutfağa kadar Tony'i izledi. Hiç bir hizmetliyle karşılaşmamaları tuhaftı.

"Hizmetlilerin nerede?"

Tony "Onlara bugünlük izin verdim."dedi.

Steve "Ben sadece Jarvis için demiştim."dedi.

Tony ona kısa bir bakış atıp "Olsun. Vermişken hepsine izin verdim. Ben çok iyi bir patronumdur."dedi.

Steve güldü. Asıl niyetinin evde onunla  yalnız kalmak olduğundan adı gibi emindi.

Mutfağa geldiklerinde Tony malzemeleri poşetten çıkarıp tezgahın üzerinde boşalttı. "Ne yemek yapacaksın?"

Steve de kendi elindeki poşeti boşaltırken "Kıymalı ve rokfor peynirli ravioli."dedi.

Tony sırıttı. "İtalyan yemeklerini çok severim. Beni kalbimden vurdun."

Steve gülümsedi. "Bunu zaten daha önce yapmamış mıydım?"

Tony ona bir bakış attı ve ağzı kulaklarında gülümsedi.

Steve ceketini çıkarıp gerekli mutfak ekipmanlarını bularak hamuru yoğurmaya başladı. Tony ada tezgahın önündeki taburelerden birine oturmuş, Steve'in hamuru her sıktığında kol kaslarının nasıl ortaya çıktığını izliyordu. Onu sonsuza dek hamur yoğururken izleyebilirdi. Hatta o hamurun yerinde olmayı bile arzu etti.

Steve hamuru doğru kıvama getirdikten sonra üzerini kurumasın diye bir bezle kapatıp iç harcı hazırladı. Ve hemen sonrasında hamurun yarısını merdane ile açıp aralıklı olarak harçtan koydu. Diğer yarısını açıp üzerine örttü. Sonra bir bıçak yardımıyla kesip, kıyma ve rokfor peyniri dolgulu raviolileri kaynamakta olan suya attı. Bir tava da da domates sosunu hazırladı ve kısa sürede haşlanan raviolileri ayrı bir tavada tereyağı ile biraz pişirdi. Sonra tabaklara paylaştırıp üzerini domates sosu, parmesan peyniri ve taze fesleğen yaprağı ile süsledi.

Tony onu alkışladı. Steve gülerek "Yemekleri yiyelim. Sonra da çikolatalı sufle yapacağım."dedi.

Tony "Ben hemen bir şarap açayım."dedi ve yerinden kalkıp içki dolabına gitti. Steve de o sırada tezgahın üstünü temizleyip bulaşıkları makinaya diziyordu. Tony gelir gelmez ikisi de hemen oturup yemeklerini yediler.

Tony yerken mutlu mutlu sesler çıkarmış ve Steve'in daha çok gülümsemesini sağlamıştı. Yemekten hemen sonra sufle hamurunu yapan Steve, tatlı fırında pişerken Tony'le oturup sohbet etti. Onu tanımaya çalıştı.

Tony, ailesini trafik kazasında kaybedince nasıl bir boşluğa düştüğünü anlattı. Onun müziklerinin kendisini nasıl ayağa kaldırdığını ki bir kısmı doğruydu. Asıl da intihar etmeye niyetli olduğu gün onunla yaptığı konuşmadan dolayı ayakta durabilmişti, yine de bu kısmı söylemedi.

Steve onun ne hissettiğini çok iyi anlıyordu. Kendi anne ve babasını aynı şekilde kaybetmişti ve toparlanması biraz vakit almıştı. Yine de kız kardeşi Natasha için güçlü durması gerekmişti. Bunları Tony'e anlattı. Onu anladığını belirtmek istemişti.

Tony bu konuları 'en mükemmel hayranım' kimliği altında daha önce onunla konuşmuştu. Bu yüzden biliyordu ve kaderin bu tuhaf oyununun sadece rastlantı olmadığını düşünüyordu.

Fırından ses gelince Steve ayağa kalkıp küçük sufle kaplarını çıkardı ve tezgahın üstüne koydu. Tony buzdolabından vanilyalı dondurma aldı ve dondurma kaşığı ile üzerlerine birer kaşık koydu. İkisi de hemen kaşıklarını alıp sıcakken yemeye başladı.

"Senin yanındayken hayatımın en güzel anlarını yaşıyorum Steve."

Steve "Senin hakkında duyduğum haberlere pek inanmasam iyi olur sanırım. Çünkü hiçte söyledikleri gibi biri değilmişsin."dedi.

Tony "Fikrinin değişmesine sevindim. Bu arada bana sık sık böyle yemekler ve tatlılar yaparsan kesin şişmanlarım."dedi.

Steve güldü. "Şişmanlayacağını hiç sanmıyorum. Zayıfsın ve tam tersine yemen lazım."

Tatlılarını bitirince salona geçtiler. Orada konuşmalarına devam ettiler ve nasıl başladığını bilmeden öpüştüler. Bu kesinlikle Tony'nin gecenin sonunda beklediği birşeydi.

Steve'in cep telefonu çalana kadar herşey güzel gidiyordu ama illaki romantik ortamın içine edecek birşeyler mutlaka olurdu.

Steve aramaya yanıt verince karşı tarafı dinlerken kaşları çatıldı. "Hemen geliyorum."deyip telefonu kapattı ve ayağa kalktı.

Tony de kalkıp "Kötü birşey mi?"dedi.

Steve "Menajerimiz aradı. Natasha ve Bucky zehirlenmiş. Şu anda hastanedelermiş. O kadar da uyarmıştım."dedi.

Tony şaşırdı. "Nasıl olmuş? Bozuk gıda mı tüketmişler?"

Steve gülmemesi gerektiğini bilse de yapamadı. "Hayır, kız kardeşim yemek yapmakta tam bir felâket. Her ne yaptıysa ikisi de zehirlenmiş."

Tony bunu duyunca önce şaşırdı, sonra güldü. Gerçekten de kötü ama komik bir durumdu. "Birlikte gidelim."

Steve "Olur."dedi ve mutfaktan ceketini alıp onunla aynı ferrariye bindi. Kız kardeşi böyle bir gecenin içine ettiğini duyunca ne tepki verecekti, işte onu bilmiyordu.

🎶🎵🎶

Natasha, keşke yemek sipariş etseydin.😂

🎸

SWEET CHİLD O'MİNE~(STONY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin