Geceyi aydınlatan alevlere karşı yanan kırmızı ışıkların eşliğinde, rıhtımın girişine yanaşan siyah renkli araba alevleri kontrol altına almaya çalışan itfaiyelerin yanından geçerek yanan hangardan bir kaç metre uzağa park etmişti.
Arabadan inen kot pantolon giyen, üzerinde siyah renkli bir kısa kollu bulunan siyah saçlı mavi gözlü yirmilerinin sonunda gözüken adam. Pantolonunun sol cebinden çıkardığı paketten bir dal sigara alıp dudakları arasına yerleştirmişti, adam sigara paketini tekrar cebine koyduktan sonra sağ arabanın yan koltuğunda duran çakmağı ile sigarasını yakmıştı.
Sigarasının ucunu alevlendiren adam, elinde ki çakmağı tekrar arabanın içine fırlattıktan sonra kapıyı kapatarak hangara doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Beyefendi lütfen uzak-..."
"Polis burada ne oldu?"
Sigarasını dudaklarından ayırarak sol elinin parmakları arasında sıkıştıran adam itfaiye erinin sözünü kestikten sonra sessizce alevlerin hala aydınlatmaya devam ettiği hangarı izliyordu.
"Tam bir bilgimiz yok, bir hafta önce bu rıhtım kapatıldı ancak hala boşaltım işlemleri bitmemiş gibi gözüküyor. Yangının sebebi bilinmiyor."
Siyah saçlı adam sigarasından derin bir nefes almıştı, siyah saçlı adam yavaşça nefesini verirken dudaklarından kaçan dumanlar ile birlikte gözlerini yavaşça kapattığın da zihninde canlanan görüntüleri izlemeye başladı.
Alevler içerisinde kalan bir kişi ve hangara bakmadan kaçan iki kişi, yavaşça gözlerini açan siyah saçlı adam sigarasından tekrar bir nefes almıştı.
"Her hangi bir ceset buldunuz mu?"
"Üç kişilik bir ekip hızlıca kontrol etmek için içeri girdi, yerde belli bir kısımda ki yanık genele göre daha yoğun olsa da her hangi bir şey bulamadılar."
"Anlıyorum."
Siyah saçlı genç sağ elini cebine attıktan bir kaç saniye sonra çıkardığı telefonunu incelemeye başladı, telefonuna baktığı her saniye yüzünde ki gülümsemesi büyüyen genç sigarasından tekrar bir nefes almıştı.
"Kadıköy şubesi cinayet bürodan Murat, bir durum olursa beni bildirin."
Murat isimli genç arkasını dönerek arabasına uzaklaşırken telefonunu tekrar cebine yerleştirmişti, arkasından onu izleyen itfaiye eri ilk başta ne olup bittiğine anlam veremese de şu an daha büyük bir sorun vardı. Arkasında hala yanmaya devam eden hangarı kaplayan alevleri söndürmek.
Bu esnada arabasına binen Murat, arabanın dikiz aynasına baktıktan sonra arabayı çalıştırarak rıhtımdan uzaklaşmaya başlamıştı.
"Beyaz ölmüş, bu kibir yığınlarına güzel bir darbe bence."
"Kim yapmış?"
Dikiz aynasında gözüken karartı ile birlikte Murat tekrar aynaya kısa bir süre bakmıştı.
"Bilmiyorum tek bildiğim iki kişi oldukları, rıhtımda ki rüzgar sebebiyle kokuları büyük oranda kaybolmuş ancak oyunda ki duyuru menüsünde söylenene göre: Sıra A-758 de olan Beyaz'ın öldürüldüğü yazıyor, ancak bir düello kaydı mevcut değil.
Yani birileri Beyaz'a meydan okumadan saldırmış ya da Beyaz birisine saldırdı ve diğerleri kendini korumak için Beyaz'a saldırdılar."
"Nasıl ölmüş?"
"Ortamda aşırı miktarda benzin kokusu vardı, bir de garip bir koku daha karamele benziyordu."
"Karamel mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopatalog
Fantasi"Düşünsene gerçek dünyada geçen bir oyun, kişilerde fantastik güçlerin olduğu, bölge ele geçirme hakkı olan, muhteşem bir oyun. Peki psikopat bir psikologun böyle bir oyunda ki rolü ne olabilir?" Yüzünde ki gülümseme ile birlikte sessizce beklemeye...