Oldukça uzun geçen 30 dakikanın ardından Lisa ne var ne yoksa toplamış acele ile amfinin üstündeki terasa koşturmuştu.Demir merdivenlerden ikişer ikişer çıkan Lalisa düşmesin diye çantasını daha sıkı tutmuştu. Demir merdivenlerin sonuna geldiğinde genç kız duvara dayalı dik merdivenin kenarlarına tutunarak kendini terasa atmıştı.
Lalisa demirliklere yaklaşırken Jungkook'u gördü. Ayaklarını demirliklerin arasından boşluğa sallandırmış parmakları ile demirliklere tutunmuş ve kafasını da tutunduğu eline yaslamıştı.
Jungkook'a sessiz adımlarla yaklaşan Lalisa, aynı çocuk gibi ayaklarını demirliklerden aşağıya sarkıtmış ve kafasını çocuğa çevirmişti.
Lalisa ne kadar sessiz adımlarla gitsede Jungkook anında Lalisa'yı farkederken kafasını kıza çevirmiş ve incelemişti.
Küt siyah saçlar ve derin, siyaha yakın koyu kahve gözler.
"Söz verdiğim gibi, tam 30 dakika sonra geldim."
"O kadar acele etmene gerek yoktu nefes nefese kalmışsın."
"Lalisa,"
Kızın naif sesinin şaşkınlığı çocuğun üzerindeyken mırıldandı Jungkook "Ne?"
"Gerçek adım Lalisa, Lizzo takma ismimdi."
"Demek o yüzden isim listesinde adını arattığımda bulamadım, yalancı seni."
"Sen ciddi ciddi sınıflar arasında adımı mı arattın? Ayrıca yalan falan da değildi, Lizzo takma ismim. O da isim değil mi aynı şey."
"Sen hep böyle saçmalar mısın?"
"Farkettim ki konudan gittikçe uzaklaşıyoruz; buraya senin için geldik Jungkook, sıkıntı nedir?" Kafasını tekrar Lalisa'ya çevirdi Jungkook ve gözlerine baktı.
İlk defa Jungkook'un gözlerine bu kadar dikkatli bakan Lisa çocuğun sağ gözünün beyazının kıpkırmızı olduğunu farketti. Gözleri çok yorgundu ve damarlar belirginleşmişti fakat bu kırmızılık damar değildi, kandı. Kan resmen gözünün beyaz kısmının çoğunu kaplamıştı.
Genç oğlanın gece hiç uyumadığı göz altı çizgilerinden belli oluyordu. Ayrıca düzgün durmasına rağmen kafası hiç dinç değildi. Gözleri sürekli kapanıyor kendini uyanık kalmak için zorluyordu.
Lisa daha net görebilmek için telefonun fenerini çocuğun sağ gözüne tutarken aynı zamanda sol eliyle de gözün içine dikkatlice bakıyordu.
Jungkook ise aniden suratına doğrultulan ışık ve suratındaki el sayesinde far görmüş tavşan gibi kalmıştı.
"Jungkook gözün kanlanmış." Jungkook gözlerinin içine bakan kızın elini tutarak suratından çekti. "Sıkıntı yok Lalisa, sağ gözümde damar çatlaması var gözümü gün içinde fazla yorunca kan dışa vuruyor."
"Görmeni engelliyor mu?"
"Hayır, herhangi bir ağrı vesaire de vermiyor."
"Nasıl geçiyor bu şey?"
"Biraz dinlenmem gerekiyor o kadar."
"O zaman neden burada buluşmak yerine eve gidip dinlenmiyorsun mankafa?"
"Evde dinlenemem Lalisa, bu hale gelmemin sebebi ev zaten." Hava iyice kararmış gökyüzü kapalı kutusundan yıldızlarını salmıştı. Derin bir iç çekti kız, yardımcı olacağını söylemişti fakat şu an eli ayağı birbirine girmişti. Tam olarak neye yardımcı olmalıydı?
Aklına gelen bir fikirle çantasını açtı Lalisa ve içine koyduğu ceketini çıkardı. Yünlü olduğu için oldukça yumuşaktı ve üzerine yatmak için ise oldukça idealdi.
Lisa hızla ceketini katlayarak Jungkook'un arkasına yerleştirdi ardından kendi arkasınada çantasını koydu.
Jungkook, Lalisa'nın ne yaptığını merakla izledi. "Bana demiştin ki, anlatmakta pek iyi değilim o yüzden seni anlatman için zorlamayacağım. Şu an yapabileceğim en iyi şeyi düşünüyorum ve aklıma sadece sana kafanı koyabilecek bir yastık hazırlamak geliyor." Gülümsedi kız, kook bunu kısılan gözlerinden anladı.
"Rahat değil ama eminimki yıldızlar üstümüzü bir yorgan gibi örterken rahatça dinlenebilirsin. Şimdilik sana dokunabilecek en büyük yardımım bu." Aklına yeni gelmiş gibi cümlesine devam etti Lalisa. "Ve uyurken sakın endişelenme seni gece gelecek olan uzaylılardan koruyabilirim."
Kıkırdadı Jungkook, Lalisa kıkırdayan Jungkook'un kolundan yavaşça çekerek kafasını kendi ceketinin üstüne dayadı. "Şimdi uyu çünkü ruhunu görebiliyorum Jungkook o da çok yorgun ve dinlenmek için seni bekliyor."
Jungkook kafasını cekette biraz geriye kaydırıp eliyle ceketin boş kısmına iki kere vurarak kızı yanına davet etti. "Seninde uyumaya ihtiyacın var Lalisa, eğer olurda uzaylılar baskına gelirse pekte bir şey yapabileceğini sanmıyorum."
Genç kız, genç oğlanın gözlerine bakan bakışlarını çekti ve sırt üstü uzandı. Bir süre yıldızları izleyen Lalisa, Jungkook'un uyuduğunu düşünüyordu ki sesi geldi. "Lalisa."
"Hm?"
"Bu beton yerde bana bir yatak yaptığın için teşekkür ederim." Derin bir iç çekti. "Sana yemin ederim ki rahat değil dediğin bu yatak evimdeki yataktan daha yumuşak ve sıcak."
"Her zaman yanımda kafanı koyabileceğin bir şeyler bulunacağından emin olabilirsin, Jungkook."
"Lalisa."
"Uyu artık Jungkook."
"Lalisa."
"Efendim."
"Son bir şey söyleyeceğim."
"Söyle."
"Arkadaşın olabilir miyim?"
Umarım tatmin edici bi bölüm olmuştur.Pek kişilerin duygularını vermemiş olabilirim.
Sonraki yazılı gelecek bölümler kişi ağızından olur ve daha fazla duygu veririm diye düşünüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geist / Liskook¹
Teen Fiction"21 inde genç ve 21 inde yaşlı olmanın arasında çok fark var Ama sen korkma senin ruhun yaşlı değil, Sadece biraz paslanmış."