siebzehn

1.6K 158 282
                                    

Su gibi geçen bir hafta içerisinde her gün Jungkook ile Yeonjun'u ziyarete gitmiştik.

Yeonjun'un geçirdiği fizik tedavisinde yardımcı olmuş moralinin düştüğü yerde ona moral olmuştuk.

Korktuğum başıma gelmemiş ve Yeonjun benden nefret etmemişti, eh ama her şeyde bir bit yeniği vardır...

Bayan Jeon.

Kendisi bana karşı iyi mi yoksa kötü mü bir türlü çözemiyordum. Her zaman nötr bir surat ifadesi ile bana bakıyor bir şey sorduğunda nötr bir ses tonu kullanıyordu.

Belki de hayatımda tedirgin olarak yaklaştığım nadir kişilerden biriydi.

Onuda anlıyordum, sonuç olarak zor zamanlar geçiriyordu. Bu yüzden gram bir artniyet göstermiyor ya da kötü düşünmüyordum.

Yeonjun'un iyiye giden durumu yüzünden Jungkook, son günlerde oldukça enerjikti. E haliyle bu enerjisi bana geçiyor ve etrafta iki enerji topu gibi dolaşıyorduk.

Şimdi ise uzun zamandır gelmediğimiz terasa çıkmıştık, yani ben çıkmıştım.

Jungkook, içecek bir şeyler alıp geleceğini söylemişti ve bende bu yüzden oturup bacaklarımı sarkıtmış olduğum demirliklerde onu bekliyordum.

Bugün hava kapalıydı, bulutlar patlayacakmış gibi duruyordu. Her birine sanki taşıyamayacakları kadar damla yüklenmişti ve onlar hüküm sürecekleri anı bekliyorlardı.

Neyseki bu gibi havalar beni boğmazdı. Grinin doğa ile olan etkileşimini seviyordum.

Beklemem sürerken telefonuma gelen mesaj ile telefonumu Jungkook mesaj atmıştır düşüncesi içerisinde elime aldım.

Fakat yazan isim ile ilk başta tüm vücudum donmuş sonra kalbim sanki yarıştaymışcasına hızlanmıştı.

İlk başta bunca yıl sonra ne yazmış olabileceğini düşünmüştüm fakat sonrasında ise düşünmek yerine direkt cevaba bakmayı mantıklı buldum ve mesajın geldiği uygulamaya geldim.

Anne: yaklaşık bir 6 saat sonra Kore'de olacağım.

Anne: Birazdan uçağa bineceğim, 6 saat sonra beni havaalanından alabilir misin?

Attığı mesaj ile tek elim alnıma giderken dudaklarımı birbirine bastırdım.

Şaka yapıyor olmalısın.

Lalisa: Anne ne yapıyorsun?

Anne: Biletimi veriyorum sen?

Lalisa: Anne!

Lalisa: Gelemezsin.

Anne: Yaklaşık 3 yıl önce ben de gidemezsin dediğimde başına buyruk davranmıştın, şimdi de ben davranıyorum.

Lalisa: Hadi ben başıma buyruk davrandım, ya sen? Yanıma gelmek 3 yıl sonra mı aklına geldi? Pardon ya da aklına 3 yıl sonra mı geldim demeliydim?

Anne: Geri döneceğini düşündüm.

Anne: Yapamazsın sandım.

Lalisa: Ama yaptım.

Lalisa: Üzgünüm anne, yuvasından ayrılan her birey başarısızlık içinde anne koynuna geri dönmüyor.

Geist / Liskook¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin