Umursamamaya calisiyordu O'nu. Cünkü imkansiz oldugunu biliyordu.
Ali manken gibiydi.
Uzun boylu.
Fizigi düzgün.
Kültürlü.
Kendinden emin hareketleri onu daha da karizmatik yapiyordu.
Oturusu, kalkisi, gülüsü, konusmasi sanki "Hey! Dünyanin en havali erkegi benim!" der gibiydi.Etrafinda birsürü kiz vardi. Hepsi birbirinden güzel.
Oysa Selin kisa boylu ve 75 kiloydu.
Kendinden nefret ediyordu.
Aynaya bakmak istemiyordu.
Bazen yorganin altina girip saatlerce üzüntülü müzikler dinleyerek agliyordu.Sonra aglamaktan sismis ve kipkirmizi olmus suratina bakip icinden "Su tipe bak! Sen niye yasiyorsun ki?! Ali seni nah begenir!" deyip aglamaya devam ediyordu.
Sinifta da popüler birisi degildi. Iki tane günlük konustugu kiz vardi. Didem ve Eda.
Didem pek konuskan degildi. Genelde Selin ona birseyler anlatirdi o da dinlerdi sessizce.
Eda ise hirsli ve dedikoducu bir kizdi. Kimsenin arkasindan iyi konusmazdi. Hep insanlarin kötü taraflarini bulup elestiren bir tip idi.Bir gün spor dersinde hoca iki direge bir ip gerdi ve herkese onun üzerinden tek hamlede atlamasini ve atlayamayana kötü not verecegini söyledi.
Herkes tek tek atladi. Selin denedi, ipe takildi. Tekrar denedi yine olmadi.
Bacaklari oradan atlamak icin fazla kisa ve kilolu idi. Herkes atlayip notunu aldi ama Selin son bir sans istedi. Hoca izin verdi. Herkes kenara dizilmis izliyordu. Selin utancindan kipkirmizi olmustu. Icinden dua etti ve kostu.
Ve yine atlayamadi.
Icinden "Yer yarilsa da icine girsem orada aglasam!" diye geciriyordu.Kizlar birbirlerinin kulaklarina fisildayip kikirdemeye baslamislardi.
Selin iceri gidip üzerini degistirdi ve eve gitti. Üzülüyordu. Kilosunun gercekten fazla oldugunu ilk kez burada anlamisti.
Artik bir diyete baslamaliydi. Ama nasil? Diyet hakkinda hicbir bilgisi yoktu.
Ertesi gün Didem yanina geldi;"Selin sana birsey söylemem lazim. Dün sen ciktiktan sonra ne oldu biliyor musun?"
Selin: "Ne oldu hoca bisey mi dedi?"
Didem: "Ya hayir. Öyle degil. Hoca notlari tekrar okuyordu. Senin notunu söyleyince Eda diger kizlarla gülüp seninle alay etti!"Selin cok üzülmüstü. Gercek arkadasi olmadigini zaten seziyordu ama....
Aglamaya basladi. Bu duygular hic yabanci gelmiyordu. Sanki kaderi böyleymis gibi iclendi. Artik bikmisti. Insanlar neden kendinden baskalarinin da kirilabilecegini, bir kalbi oldugunu anlamiyorlardi?
Bir kalp kirmak bu kadar basit miydi?Üstelik Selin onlara hic birsey yapmamisti. Aksine hep iyi niyetle yaklasiyordu.
Zaten basina ne geldiyse bu aptal iyi niyet yüzünden gelmiyor muydu?!!!Birkac saat sonra Eda geldi yanlarina. Piskin piskin selam verdi ve oturdu.
"Ee napiyorsunuz kizlar?"Selin ve Eda cevap vermediler. Eda ne oldugunu anlayamadi. Selin'in onun iki yüzlülügünden haberi oldugunu nerden bilecekti.
Eda tekrar sordu; "Ne oluyor ya? Kafayi mi yediniz? Selam verdik surda!"
Bir de utanmadan üste cikmaya calismasi Selin'i cileden cikardi. Dayanamadi ve patladi.
"Sen ne bicim arkadassin be!? Senin gibi arkadas olmaz olsun! Pis iki yüzlü! Senden nefret ediyorum!..."
Bir yandan hickirarak agliyordu. Bu kacinci hayal kirikligiydi Selin'in?
O günden sonra Eda'yla iki yabanci gibi oldular. Birbirlerinin yanindan gecerken sanki hic yokmus gibi davraniyorlardi.
Aradan birkac ay gecti. Eda okulu birakmisti. Zaten derslerine hep Selin yardim ediyordu. Selin sayesinde bircok dersten gecebiliyordu. Artik yardim almayinca dersleri iyice kötü olmustu. O'da daha fazla sürdüremeyecegini anlayip birakmisti.
Didem ise yurtdisina ailesinin yanina tasinmaya karar vermisti. Burada halasinin yaninda pek mutlu degildi.
Okulun ilerki zamanlarinda Selin iyice yalniz kalmisti. Artik hic arkadasi yoktu.
Bir gün eve bir davetiye geldi. Selin acip okudu.
"Aman Allah'im!
Ali nin kuzeni evleniyormus!"Selin bu dügüne gitmek ve Ali'yi tekrar görmek istiyordu. Fakat yine bir hayal kirikligi yasamaktan cok korkuyordu.
"En iyisi gitmemek! Gidip te ne yapacaksin? O kesin kiz arkadasiyla gelir zaten. Kesin vardir kiz arkadasi. Niye olmasin ki? Yakisikli cocuk. Hem gitsem beni farketmez bile." deyip davetiyeyi masanin üstüne birakti.