song|jaymes young - ınfinity
bir tane daha kitap şarkısı :'), iyi okumalar <3
Bazı anılar vardır, hayatımızda sadece o an, zamanı durdurmak isteriz. Hiçbir nesneyi görmeden, duymadan, umursamadan, düşünmeden, konuşmadan, sessizce izleriz o içinde bulunduğumuz anı, gerçeklik ve rüyalık arasındaki çizgideyken, elimizin altından kayan o zamanın, bir an için durmasını isteriz.
Çünkü bazı anılar özeldir, eşsizdir ve sanki bize son kez yaşayacakmışız gibi gelir. O anılar, bir doğum gününde, dinlediğimiz müzikte, ilk öpücüğümüz de olabilir. Tek başına değilsindir, sevdiğin vardır yanında o anıyı yaşarken.
Yaşadığımı gerçekten hissettiğim bu anda, yanımda Jimin vardı. Bu anı özel kılan ise, onun benim odamda, yatağımda uzanıyor olmasıydı. Bir saat gibi zamanda, kokusu burnumdan ayrılmadan, dibimde uzanıyordu. Kolundaki mürekkep izlerini okşuyordum.
Gözlerimi o mürekkep izlerinden ayıramıyordum. Dövmelerine dokunduğum an, hiç silinmesin istiyordum. Elimin altında, parmak uçlarımda hissettiğim teninin sıcaklığı, tüm bedenimi yakıyordu.
Dövmelerine dokunuyor, her birine dikkatlice bakıyor ve aklıma kazıyordum. Renklerini, şekillerini, veya desenini seçmesindeki sebebi soruyordum.
Oyun oynar gibi dokunduğum her dövmesinin anlamını ona soruyordum. Cevap verirse eğer,bu sefer ne zaman yaptırdığına, neden yaptırdığına ilişkin sorular soruyordum.
Hepsine cevap veriyordu.
On üç yazılı dövmesini sormaktan az da olsa çekiniyorum. Anlatmayacağını biliyorum. Belki de o dövmenin, özellikle de o dövmenin anlamını ve neden yaptırdığını sormaktan korkuyorum.
Sorarsam cevap verir mi, yoksa önceki gibi konuyu değiştirir miydi, bilmiyordum. Bu bilinmezlik beni korkutuyordu, bu bilinmezlik yüzünden ağzımı açamıyordum.
Susuyordum çünkü elimin altında ılık su gibi kayan renklerinin solmasını istemiyordum. Jimin'in ensenindeki dövmeyi neden yaptırdığını bu akşam sormayacaktım, belki başka bir zaman, bilinmezlik ve kuşku havuzundan kurtulduğum zaman, aramızda oluşan boşlukları, cevapsız ve geriye itilen soruları çözecektik.
Park Jimin karışık, darma dağın kırık ve yaralı bir bulmacaydı, zamanı gelince çözecektim.
Bundan sonra yapmak istediğim asıl şey buydu.
İşaret parmağımla sol kolunun dış kısmındaki orta boyda, siyah mürekkepli kelebek dövmesini ve onun altından kelebeğin dökülen kanatlarını okşuyordum. Yaşadığım en güzel anıydı. Sessizdik, başımı karnına yaslamıştım, elleri, dokunuşları saçlarımda bazen de tişörtümün içinde geziyordu.
Sırtını yatağımın başlığına yaslamıştı. Çoktan yemeğimizi yemiş, Jimin evine kısa bi uğrayıp üzerini değiştirmişti. Ona evinde kaldığım gün giydiğim tişörtünü de getirmesini istemiştim.
Gözlerime en sıcak tebessümü verip, tişörtü de getirmişti. Tişört şuan üzerimdeydi. Jimin ise bu sefer siyah bir tişört giymişti. Siyah renk eşorfmanı, bilekliklerine, kömür karası saçlarına baktığımda ona siyahın ne kadar çok yakıştığını fark etmiştim.
"Nereden aklına geldi kelebek dövmesini yaptırmak?" diye sordum, hafif uykulu bir sesle. Kokusuyla mayışan bedenim, onun yanındayken bulutların üstündeymiş gibi gevşiyordu.
Parmak uçları bel çukuruma ufak dokunuşlar bırakırken, derin bakışlarıyla yüzümü inceliyorken gözlerine baktım. Koyu kahveleri gecede odanın ışığı ile daha da koyu bir ton alıyorken gözlerimi halkalı dudaklarına indirdim kısa bir an.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sillage | jikook
FanficYüreği kanayan bir çocuk tanıdım, ne zaman deşsem yarasını bende kanadım. 25\05\20 25\10\20