Açelya gergince elleriyle oynarken gözleri halının desenlerini ezberliyordu. Sınav puanları açıklanmış, tercihlerini yazmıştı. Ama çıkan sonuç pek beklemediği bir sıradaydı. İyi bir üniversiteydi fakat evlerine çok uzaktı ve o biliyordu, babası izin vermeyecekti. Uzak yerlere gitmesine daha önce hiç izin vermemişti. Okul gezisi dahi olsa ailesi olmadan İstanbul dışına çıkmamıştı.
Babasının sesini duyduğunda başını kaldırdı.
"Bizden uzakta okumanı istemiyorum tabi..Ama kuzenin de o okulda ve güvenilir bir yurdu olduğu biliniyor. Ayrıca iyi bir eğitimi de var. Sırf mesafe yüzünden bir seneni kaybetmeni istemem."
"Yani orada mı okuyacağım?"
Adam huzursuz bir nefes aldı.
"İstiyorsan tabi."
Kız hafifçe gülümsedi.
"İstiyorum."
Bir süre daha orada oturup babasıyla okulu hakkında konuştular. Ardından sevinçli bir ruh hâliyle üst kata, ailesiyle birlikte kaldığı odaya gitti ve telefonuna sarıldı.
"Tarık, izin verdi!"
'Harika! Ben bile strese girmiştim senin yerine. İçim rahatladı. Gerçi..neyse boş ver.'
"Ne oldu?"
Oğlan bu havayı dağıtmak için sahte bir gülüş attı.
'Boş ver boş ver, bir şey yok.'
"Tarık söyle hadi. Meraklandırma beni."
Tarık sarmaladığı yorganını biraz daha sıktı.
'Artık pek görüşme fırsatımız olmayacak gibi..'
"Elbette olacak. Bazı hafta sonları eve geri dönebilirim. Tatillerde de burada olacağım. Endişe etme."
Oğlanın yüzünde bir tebessüm belirirken iç çekti.
'Keşke planladığımız buluşmaya gidebilseydik.'
Tarık'ın bacağı iyileşmişti iyileşmesine de Açelya ailesiyle birlikte memleketlerindeydi şimdi. Yaz sonuna kadar da dönmeyeceklerinden buluşma fırsatları olmayacaktı.
"Başka bir zaman gidebiliriz eminim."
Pek de umudu olmadığını belli eden bir ses tonuyla onayladı oğlan. Mutsuzdu. Çünkü uzun zamandır gözlerinin hasret kaldığı kıvrılan dudakları görememişti. Ona kavuşacağı ilk günü hayal etmekten başka bir şey yoktu elinde. Yutkundu.
'Seni özledim.'
Kız göğsünün derinliklerinde hissettiği titreşimle duraksadı. Biraz bekledi.
"Ben de seni özledim Tarık."