|4|

652 77 23
                                    

  Medya: Shoto Todoroki

  Yui uykusuzluktan kırılıyordu. Gece boyu Dabi'nin söylediklerini düşünmüştü. Ve Shinsou'yu gerçekten önemsediğini fark etmişti. Daha kötüsü, onu sadece önemsemiyordu. Yui, bu önemseme duygusunun yanında adlandıramadığı bir duygu daha hissediyordu.

  Bu onun için tehlikeliydi. Sonuçta o bir villaindi. Shinsou ise bir kahraman olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Ona daha ne olduğunu bile bilmediği duygular beslememeliydi. Yoksa kendi kendini bitirebilirdi. İntikamını almadan ölemezdi.

  Yui düşüncelerini bir kenara bırakıp aşağıya indi. İndiği anda da eline iki tepsi tutuşturuldu. Eline tepsileri tutuşturan Toga, Yui'ye "Bunları rehinelere verecekmişsin. Onlar yiyene kadar kelepçeleri çözebilirmişsin. Tabii özgünlük engelleyici bileklikler hariç. Bir de onlar yemeği bitirene kadar başlarında duracakmışsın. Tomura-kun söyledi." dedi. Yui Toga'ya gülümsedi ve "Peki Himiko. Ben hallederim." dedi. Yui, Toga'yı Dabi kadar olmasa da severdi.

  Beyaz saçlı kız elindeki tepsilerle rehinelerin kaldığı yere gitti. İçeri girdiğinde iki oğlanın da uyuduğunu gördü. İstemsizce yüzüne küçük bir tebessüm yerleşti. Ama daha sonra bu tebessümü hemen yüzünden sildi ve kendisine onları uyandırması gerektiğini hatırlattı. İlk başta Dabi'nin kardeşi Shoto'yu uyandırdı. Çocuk, birkaç kez dürtünce hemen uyanmıştı.

  Yui onu uyandırınca hiçbir şey demeden Shinsou'yu uyandırmak için ona doğru yöneldi. Shinsou da tıpkı Shoto gibi birkaç kez dürtünce hemen uyanmıştı. Yui, iki oğlanı da uyandırınca karşılarına geçti ve düz bir sesle "Size yemek getirdim. Siz yemeği bitirene kadar ellerinizi çözeceğim. Tabii özgünlüğünüzü kullanamayacaksınız. Sakın bana saldırmaya çalışmayın. Aksi takdirde boğazınızı kesmekten çekinmem. Eğer yemek istemezseniz aç kalırsınız. Karar sizin." dedi. İki çocuktan da ses çıkmayınca Yui onların ellerini çözdü ve tepsileri onlara uzattı. İki oğlan sessizce yemeklerini yemeye başladılar.

  İkisi de herhangi bir saldırı hareketi yapmamıştı. Çünkü karşılarındaki beyaz saçlı kızın dediğini yapacağını biliyorlardı. Sakince yemeklerini yediler. Ardından kızın tekrar onları bağlamasına izin verdiler. Beyaz saçlı kız onları bağladıktan sonra, bu sefer kendisi kahvaltı yapmak için geri döndü.

  Yui sessiz ve hızlı bir şekilde kahvaltısını yaptı. Daha sonra eline kitabını aldı ve koltuğun bir köşesine kıvrılıp elindeki kitabı okumaya başladı.

  1 saat sonra:

  Yui, yanına Dabi'nin oturmasıyla kafasını kitabından kaldırdı.

  "Yui, ben bir hata yaptım."

  Beyaz saçlı kız kaşlarını çattı ve arkadaşına baktı.

  "Ne yaptın?"

  "Shoto'ya Touya'yı hatırlayıp hatırlamadığını sordum."

  "NE?!"

  Yui'nin bağırmasıyla Dabi hafifçe irkildi. Beyaz saçlı kız sinirle "DABİ SEN NASIL BÖYLE BİR ŞEY YAPARSIN?! YA SENİN TOUYA OLDUĞUNU ANLASAYDI! HEPİMİZİ TEHLİKEYE ATTIN!" diye bağırdı. Ardından sakinleşip "Peki o ne dedi?" diye sordu. Dabi sessiz bir şekilde "Hatırladığını söyledi. Onu özlemiş." diye mırıldandı.

  Yui Dabi'ye kızgındı ama onun şu anda ne kadar üzgün olduğunu görebiliyordu. O yüzden ona kızmayı sonraya bıraktı. Siyah saçlı arkadaşının yanına biraz daha yaklaştı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Dabi'nin gözyaşlarının tişörtüne damladığını hissedebiliyordu. Dabi kardeşini gerçekten çok özlemişti. Onun yanında olup sarılamamak onu mahvediyordu.

  Dabi, gözyaşları durunca Yui'den izin istedi ve odasına çekildi. O gidince Yui de yavaş adımlarla odasına gitti. Uykuya dalmadan önce içinden "Umarım her şey yoluna girer." diye geçirdi.

✨✨✨

  Bir bölümün daha sonuna geldik. Oy verip yorum yaparsanız sevinirim. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum 💙

HERO [BNHA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin