Yui'yi uykusundan uyandıran şey, bir kapının kırılma sesiydi. Beyaz saçlı kız sesi duyar duymaz yerinden kalktı ve aşağıya koştu. Yanına bıçaklarını almayı tabii ki de unutmamıştı.
Aşağıya indiğinde bütün arkadaşlarının yakalandığını görmeyi beklemiyordu. O daha bu şoku atlatamadan duyduğu ses Yui'ye bir başka şok yaşattı.
"Kızım?"
Beyaz saçlı kız kafasını yavaşça sesin geldiği yöne çevirdi. Ardından babasının mavi gözleriyle karşılaştı. Alayla güldü ve "Kızım? Kızım ha? BANA YAŞATTIĞIN ONCA ŞEYDEN SONRA NASIL HALA BANA KIZIM DİYEBİLİYORSUN?!" dedi. Babası ise sakince "Hadi kızım. Benimle gel. Eğer benimle gelirsen senin ceza almamanı sağlarım." dedi.
"CEZA ALMAMAMI MI SAĞLARSIN?! HAH! ARKADAŞLARIMI BU HALDE BIRAKIP SENİNLE GELECEĞİMİ Mİ DÜŞÜNDÜN?! ONLARI BIRAKACAĞIMI MI SANDIN HA?!"
"Yui, biraz sakin olmalısın."
Yui şokla gelen kadın sesine döndü. Ardından delirmiş gibi bir kahkaha attı.
"BUNU DA MI GETİRDİN?! BANA BENİMLE GEL DİYORSUN AMA BENİ BU HALE GETİREN KADINI DA YANINDA GETİRİYORSUN ÖYLE Mİ?!"
"AİRİ SANA HİÇBİR ŞEY YAPMADI YUİ! BÖYLE DAVRANMA! BU SEN DEĞİLSİN!"
Beyaz saçlı kız bir kez daha kahkaha attı. Ardından aniden ciddileşti ve öfkeden kararmış gözlerini babasına dikti.
"O zaman sanırım gerçek Yui'yi gösterme vakti geldi."
Beyaz saçlı kız o kadar korkutucu görünüyordu ki Toga ve Shigaraki dahil herkes irkildi. Yui'nin iki kişiliği vardı. Birincisi herkese gösterdiği kişiliğiydi. İkincisi ise bu kişiliğiydi. Yui bu kişiliğini kimseye göstermemişti. Dabi'ye bile.
Beyaz saçlı kız kimsenin beklemediği bir anda bıçağını Airi'ye doğru savurdu. Bıçak kadının boğazına saplandı ve onu oracıkta öldürdü. Yui ardından bıçağını babasına doğru uzattı ve ürkütücü bir sesle "Sana bir teklifim var. Ya yanındaki diğer kahramanları da alıp gidersin ya da hepinizi hemen burada öldürürüm. Bunu yapabileceğimi biliyorsun. Eğer giderseniz, yarın sabah rehineleri serbest bırakacağız. Sakın 'Sana nasıl güvenebiliriz?' tarzı şeyler zırvalama. Bana güvenmekten başka çareniz yok. Ayrıca ben sizin gibi verdiği sözü tutmayan bir insan değilim. Söylediğim şeyi yaparım. Şimdi ölmek istemiyorsanız gidin." dedi.
Babası bir süre hafif bir korkuyla Yui'ye baktıktan sonra diğer kahramanlara seslendi ve geri döndüler. Beyaz saçlı kız, onlar gittikten sonra yakalanmış arkadaşlarını çözdü. Kızın hala sinirli olduğu belli oluyordu. Bu yüzden kimse ona bir şey söylemedi.
Yui onları çözdükten sonra rehinelerin kaldığı yere gitti. Onların her şeyi duyduğunu biliyordu. Kaldıkları yere geldiğinde onların yüzüne bakmadan "Sizi yarın sabah bırakacağız. O yüzden şimdi sizi serbest bırakmamda bir sakınca yok. Lütfen bu gece bir yere gitmeyin. Yarın zaten sizi serbest bırakacağız." dedi. Ardından ikisini de çözdü. Özgünlük engelleyici bileklikleri de çıkarmıştı.
Onları çözdükten sonra "Bana söylemek istediğiniz bir şey yoksa ben gidiyorum." dedi.
"Şey... Gitmeden önce Dabi'yle konuşabilir miyim?"
Yui, Shoto Todoroki'nin sorusunu kafasını olumlu anlamda sallayarak yanıtladı. Ardından "O zaman ben onu çağırayım." dedi ve Dabi'yi çağırmaya gitti.
Dabi'nin yanına geldiğinde sakince "Shoto seni görmek istiyor." dedi. Dabi kafasını salladı ve kardeşinin yanına gitmek için hareketlendi. Yui onu durdurdu ve dolu gözleriyle "Dabi... Benden korkuyor musun?" diye sordu.
"Tabii ki de hayır! Senden korkmam için hiçbir sebep yok. Bir insana boşuna zarar vermeyeceğini biliyorum."
Yui bu cevapla hafifçe gülümsedi ve Dabi'ye sarıldı. Ardından ondan ayrıldı ve "Hadi Shoto'nun yanına git." dedi. Dabi gidince odasına çekildi ve düşünmeye başladı.
Rehineleri serbest bırakmak istemişti. Çünkü Shinsou'yu burada esir tutmak, ona böyle davranmak onu üzüyordu. Buna daha fazla dayanamayacağını düşünmüştü. Bir yandan da onu bırakmak istemiyordu. Onu serbest bırakırsa Shinsou'yu bir daha göremeyeceğini düşünüyordu. Onu tekrar görmek istiyordu.
O düşüncelere dalmışken odasının kapısı tıklandı. Ardından Dabi içeri girdi. Yui şaşkınca "Ne kadar çabuk konuştunuz." dedi.
"Ah, hayır daha konuşmadık. Şimdi konuşacağız. Shinsou seninle konuşmak istiyormuş da. Onu söylemeye geldim."
Yui bir süre şaşkınca Dabi'ye baktı. Shinsou neden onunla konuşmak istesin ki? Bunu sorgulamamaya karar verdi ve Shinsou'nun yanına doğru gitmeye başladı.
🍃🍃🍃
Öncelikle size bir şey söylemek istiyorum. Ben bu kitaba başlarken çok uzun bir kitap yazmayacağımı kararlaştırmıştım. Ve öyle de olacak. Kitabı çok fazla uzatmayacağım. Her an final yapabilirim. O yüzden aniden "FİNAL" başlıklı bir bölüm görürseniz lütfen şaşırmayın.
Neyse, ben yine çok konuştum. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERO [BNHA]
Fanfiction[Tamamlandı] "Bence ileride çok iyi bir kahraman olacaksın." |Mini fic| Shinsou x Oc