BeGüM

VAZGEÇMIYECEGIM

Sabah oldu. Ahmet dışarı çıkıp ırmaga doğru yürüyordu. Dünki olanlardan üzgündü. Begüm köyde kendini biraz daha iyi hissediyordu. Yatagından kalkıp yüzünü yıkamak icin lavaboya girdi. Kahvaltı masasına geçmek icin aşagıya indi. Herzamanki gibi (Günaydın)  diyip kahfaltıya başladı. Hava cok güzeldi  dısarı çıkıp yürümeye başladı. Beyza yı çagırmak icin seslendi. Beyza ile gezmeye başladı. Irmagın ordaki  büyük kavakta oturan ahmet üzgündü. Begüm ve beyza da büyük kavaga oturmak icin  yol aldılar. Ahmet  begüm gilin geldigini görünce heycanlanmıştı. Beyza ahmeti görünce

-BEYZA: Aaa!  Ahmet sendemi burdaydın?

-AHMET: Evet kafa dinlemek icin mükemmel bir yer.  Peki siz neden geldiniz?

-BEGÜM: Ne var canım yürüyemez miyiyiz. Geziyoruz.

-AHMET: Tamam  gelin oturun.

Ahmet begüme baka kalıyordu. Bisey demek istiyor ama diyemiyor gibi oluyodu. Begüm cebinden paketi çıkarıp ahmete uzattı. Ahmet onunkini almayıp kendi paketini ona uzattı. En sonunda ikiside kendi paketlerinden içtiler. Beyza içmiyordu ama arada begümden alıyodu. Begüm ırmak yoluna bakarken birilerini gördü.

-BEGÜM: Su gelenler kim?

-AHMET: nihat gil.

-BEYZA: Bu daha ne istiyor ya dayagı yedi hala begümün yanına geliyor.

-AHMET: Yanındakilere güveniyor. Ben bir telefonla konuşup geliyorum.

Ahmet  en yakın arkadaşlarını aradı.

-AHMET: Tayfun kanka sen bizim grubu topla büyük kavaga gel.

-TAYFUN: Hemen geliyoruz kanka.

Nihat büyük kavagın önünde durmus begüme bakıyordu. Nihat ahmeti burda oldugunu bilmiyordu. Telefonla konuşmasını bitirip nihatın yanına geldi.

-AHMET: Noldu lan?  Dünkü dayak yetmedimi.  Yani benim icin bi sorun olmaz ama senin icin sorun olur. 

-NIHAT: Yetmedi lan. Ben bu sefer yemeye degil atmaya geldim.

-AHMET: Lan köpek geldim deme bari. itini getirmişsin.

Nihat ahmetin yakasından tutup yere fırlattı.

-BEGÜM: Durun ya dur!

Ahmet yerden kalkıp nihatın suratına yumruk geçirdi. Nihat yerdeyken ahmet üstüne gelp suratını yumruklamaya başladı.  Arkadan nihatın yanındaki kişi ahmetin sırtına tekme attı. Ikiside ahmeti tekmelemeye başladı. Begum yere inip  yerden bir deynek buldu. Nihata ve yanındakine iyice vurdu. Nihat arkasını dönüp begüme tokat attı. Ahmet nihatın yaptıgını görünce  sinirden nihatın yanındaki kişiyi dövüp suya attı. Nihatın üzerine koşarak ilerledi. Nihatı ağaca dayayıp boğazını sıktı öldürürcesine. Tam o sırada Tayfun gil gelip ahmeti çekti. Tayfun nihatı arasına çekip dövmeye başladılar. Ahmet hemen begumun yanına gidip yerden kaldırdı.

-AHMET: Iyi misin? 

-BEGÜM: Evet iyiyim  sen iyimisin?

-AHMET: Iyiyim. Özür dilerim ya benim icin geldi sanada vurdu şerefsiz.

-BEGÜM: Yok ya biseyim yok.

Ahmet begümü kaldırırken begüm ahmetin üzerinde kan gördü.

-BEGÜM: Ahmet ne oldu?  Neden üzerinde kan var?

Ahmet tam bakarken birden yere düstü.  Nihatla dövüsürken nihat çakı ile yaralamıs ahmeti. Begümün dizlerine yattı.

-AHMET: Yok bisey sadece bi kesik. Bir an gözüm karardı.

-BEGÜM: Ahmet ya ölürsen ne olacak yaa!

-AHMET:  Begüm insanlar okadar canzız degildirler. Alt tarafı bi kesik. Senin kolundaki gibi. Ne oldu oraya?
-BEGÜM: Yok bisey önemli değil.  Sana bisey olmaz dimi?

-AHMET: Olmaz.

Hep beraber köye yürümeye başladılar…