"işte, geldik!
jaehyun karşısında gördüğü manzara ile bir süre bekledi. burası çok güzeldi. her yerde kiraz çiçekleri vardı, yerde çimler vardı ve bir tane de bank vardı. ve karşılarında ise bir göl. sadece bunlar vardı ama yine de çok güzel bir yerdi.
etrafta nerdeyse hiçbir şey yoktu. sadece çimenlik, kiraz çiçekleri, ve göl vardı. ve bir de eski bir bank. taeyong jaehyun'u banka doğru çekiştirdi. ikisi de yan yana oturdu. ve tam da bankın önünde bulunan göle baktı. burası huzur verici bir yerdi.
"seni özlediğim zamanlarda buraya gelip senin bana söylediğin şiirleri okuyorum." dedi taeyong. jaehyun kafasını çevirip ona baktı. ağlamak istiyordu tam da şuan. gözleri dolmuştu. keşke daha önceden gelseydim yanına taeyong. diye geçirdi içinden.
"özür dilerim." dedi. "ne? neden?" jaehyun devam etti. "özür dilerim, yanına daha erken gelmeliydim. sözümü yerine getirmedim. bu yüzden özür dilerim." taeyong gülümsedi. Jaehyun'nun yüzünü avuçları arasına aldı. ona doğru yaklaştı.
ve Lee Taeyong'un dudakları Jung Jaehyun'nun dudakları ile buluştu..
🎐
![](https://img.wattpad.com/cover/234439626-288-k943241.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ya'abrunee, jaeyong
Short Storyya'abrunee, yokluğu ile yaşamanın acısına dayanamayacağın kişiden önce ölmeyi dilemek anlamına gelir.