yoonoh
üvey kardeşin mi?taeyong
evet, üvey kardeşim
benden intkam almak için yaptıyoonoh
ne intikamı?
neyden bahsediyorsun taeyong?
hiçbir şey anlamıyorumtaeyong
geçtiğimiz sene yukhei'nin babası ve annem evlilik kararı aldı
yukhei benimle üvey de olsa kardeş olmak istemediğini söyleyip karşı çıktı
yukhei ile birbirimizden nefret ediyoruz
çünkü, ben onun annesinin ölümüne sebep oldumyoonoh
ne
ne demek ölümüne sebep oldum?taeyong
sen Kore'den taşındıktan iki yıl sonra yukhei'nin babası bizim okulumuza yeni müdür olarak görev yapmaya başladı. annesi de okulumuzda resim öğretmeni olarak göreve başladı. bir kaç ay sonra tenefüste bahçede futbol oynarken topum dışarı yola çıktı. yukhei'nin annesi o gün nöbetçi öğretmendi. topu almaya gittiğimde beni durdurdu. kendisinin alabileceğini söyledi. daha sonra topu almak için yola çıktı. yolda hiç araba yoktu. eğilip topu yerden aldı, ayağa kalkacağı sırada köşeden bir araba hızla geldi ve yukhei'nin annesine çarptı. gözlerimin önünde araba ona çarptı ve metrelerce ileriye savruldu. yukhei arkam da duruyordu. her şeyi gördü. annesini gördü. yerde kanlar içinde yatıyordu. o çığlıklar atarak annesine doğru koştuğunda ben hiç bir şey yapmıyordum. yapamıyordum. top ayağımın ucundaydı ve kanlar içindeydi. sadece bir kaç dakika sonra bedenimi yerde buldum. yukhei bana bağırıyor, tokat ve tekme atıyordu. "sen yaptın!" dedi. diğer öğretmenler yanına gittiğinde çoktan öldüğünü anlamışlardı. "annemin yerine sen ölmeliydin!" dedi. haklıydı, ben ölmeliydim. o gün gerçekten ölmek istedim. öğretmenler onu üzerimden aldığında koşarak okulun içine gittim. seninle birlikte saklambaç oynadığımız bodrum katına gittim. kaç saat orda kaldım bilmiyorum. ağlamaktan gözlerim ağrımaya başlamıştı ki annem geldi. koşarak sarıldı bana. "ben senin yanındayım. korkma." dedi. korkmadım ondan sonra. ama hâlâ ölmek istiyordum. orada yatan kişi ben olmak istiyordum. nefret ettim kendimden o gün. ve ondan sonraki diğer tüm günler. senin gelmeni bekledim. "yoonoh gelecek, onunla tekrardan oyun oynayacağız. o bana güvenecek, inanacak. her zaman söylediği şiirlerden söyleyecek. bana sarılıp saçlarımı okşayacak. beni sevecek." dedim. ama gelmedin. on yıl geçti. gelmedin. ama seni hâlâ seviyorum yoonoh. her ne kadar geç gelmiş de olsan, sonuçta geldin. teşekkür ederim.yoonoh
taeyong
ben ne diyeceğimi bilmiyorum.
lütfen kendini suçlu hissetme, öyle olacağını bilseydin topu almasına engel olurdun elbette.
sen kimsenin ölümüne sebep olacak kadar kötü niyetli ve vicdansız biri değilsin. sen gördüğüm en güzel kalpli insansın,, seni seviyorum taeyong.
ve söz veriyorum bir daha seni bırakmayacağım.
iletildi
sonunda hep yayınlamak istediğim bölümü yayınladım..
thanks god...😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ya'abrunee, jaeyong
Short Storyya'abrunee, yokluğu ile yaşamanın acısına dayanamayacağın kişiden önce ölmeyi dilemek anlamına gelir.