4.Bölüm

38 2 1
                                    

Alya oturduğu yatağından hızla kalktı. Daha fazla burda kalamazdı. Kendisinin sorumlukları vardı. Ailesi vardı. Arkadaşları vardı. Hepsinin kendisini aradığını biliyordu. Bir plan kurmalıydı ve burdan kaçmalıydı. Polis kendisini arıyordu nasıl belalara bulaştığını düşünüyordu Alya. Acaba Mert ile kaçmayı  kabul etmeseydim nasıl olurdu diye düşünmeden de geçemiyordu. Ailesi ona kızar ,cezalar verirdi evet ama en azından tanımadığı insanlarla aynı evde durmak zorunda kalmazdı. Pişmanlık bedenini kaplarken kapı tıklatılmadan açıldığında zaten ayakta olan bedeni kapıya döndü ve karşısında elinde yemek tabakları ile kendisine bakan Mert'i görünce şaşırmadı. Zaten en çok Mert ile konuşuyor onla iletişime geçiyordu.

"Mert kapıyı çalarak girmelisin."

Alya'nın sözlerine karşı Mert biraz daha sesini yükselterek Alya'nın yatağına oturdu.

"Pardon Alya ama burası benim evim sayılır ve istediğim odaya istediğim gibi girebilirim."

Mert Alya'nın yatağına elindeki tepsiyi koydu ve cebindeki telefonu çıkarıp oyalanmaya başladı. Telefona odaklanmadan önce Alya'ya kafasıyla yemekleri işaret etmişti. Alya telefonu gördüğü an gözleri parıldadı. O telefonu alması gerektiğinin farkındaydı. Hızla kapıya yöneldi ve aşağı doğru yol aldı.Bu hareketindeki tek amaç Mert'in kendisinin peşinen gelirken telefonu yatağa bırakmasıydı. Beklediği gibi de oldu Mert en az onun kadar hızlı bir şekilde peşinden geldiğinde elinde telefon yoktu.

"Alya! Kaçmaya mı çalışıyorsun?!"

Mert hızla kapıya yönelip kapıyı kilitlemeye çalışırken Alya çoktan tekrar odasına girmiş ve odanın içindeki küçük tuvalete kendisini telefon ile beraber kilitlemişti. Polisi aramak en iyi fikirdi o an kendisine göre ne kadar polisten kaçmak için bu yollara başvursada kimi arasa polise haber verirdi. Arkadaşlarının numaralarını bilmiyordu, ezbere nasıl bilebilirdi. Polisin numarasını tuşladığı ve polisin sesini duymasıyla kapının yumruklanması bir oldu Mert sinirle bağırıyordu.

"ALYA! NE YAPIYORSUN?! AÇ ŞU KAPIYI"

Alya polise cevap veremeden kapı kırılmış ve elindeki telefonu alan Mert polisin sesini duyunca telefonu direk duvarda parçalamıştı. Alya korkulu gözlerle deliye dönmüş Mert'e bakarken Mert kendisine bakmadan hemen aşağı inmişti.

...............

Kızlar artık endişeliydi Alya'dan hala bir haber yoktu. Son çare olarak karakola gitmişler ve Alya'nın nezarethaneden kaçtığını ve aranan bir şüpheli olduğunu duyunca tekrar ufak çaplı bir şok yaşamışlardı. Polisler Alya'yı nerden tanıdıkları gibi sorularla kızları sorgulamışlardı. Karakoldan çıkıp bir cafede oturmaya karar vermişlerdi. Aceleyle değil mantıklı bir şekilde Alya'yı aramaları gerektiğinin farkındaydı.  Esim aklına bir şey gelmiş gibi bir anda cafede bağrdığında birkaç kafa onlara dönmüştü.

"Işıl hatırlıyor musun beni ezen iki kişi Alya'dan bahsediyorlardı. Bence onlarda bir şeyler vardı hemen yanımızdan ayrılmışlardı üstelik."

Kızlar merakla Esim'in ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu.

"Kızlar Esim'i ezen iki kişi bize Alya gibi birini tarif etti ve biz olayı daha anlayamadan kaçıp gittiler."

Lamia Esim ve Işıl'ın dedikleri üzerine kafasını düşünceli bir şekilde salladı.

"Yani onlardan mı şüphelenmeliyiz?"

Bu soruya Işıl ve Esim aynı anda kafa salladıklarında. Kızlar ne yapmaları gerektiğini gayet iyi bilyordu.

Planlanmış GelecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin