Bu kelimeyi duyduğum anda çok şaşırmış bir şekilde kafamı çevirdim. Kapının yanında gözleri kıpkırmızı bir kız duruyordu, esmer ve kahverengi gözlüydü. Boyu 1.65-1.70 arasıydı.
Bu beni oldukça etkiledi, Bay Adrian'da çok şaşırmış bir şekilde kıza baka kalmıştı.
Oturup biraz konuştuk, bize sihirbaz olduğunu söyledi. Uzun zaman önce özel güçlerinin olduğunu farketmiş, sürekli bunu araştırmıştı.
Benim gazetelerde yayınlanan haberlerimi görüp buraya kadar ulaşmayı başarmış, adınında Teresa olduğunu söyledi. Güçlerini kullandığı zaman, gözleri kıpkırmızı kan çanağına dönüyormuş.
Bay Adrian her sihirbazın güçlerini kullandıktan sonra bir kusurun geçici olarak ortaya çıktığını söyledi. Mesela Bay Adrian eskiden güçlerini kullandığı zaman poposunda benekler oluşuyormuş.
Bende kendi kusurumu merak etmedim değil. Her neyse Teresa ile biraz konuştuktan sonra güçlerini sordum heyecanla. Bana şunları söyledi;
-Az öncede gördüğünüz gibi zihin gücümle elementleri kontrol edebiliyorum, kırabiliyor ve şekillendirebiliyorum.
Bu gerçekten havalı ve etkileyiciydi, büyük bir heyecanla;
-Bay Adrian! Hadi benim güçlerimi test edelim?
Bay Adrian heyecanımın farkındaydı, çoğu platformu denedik. Ancak hiçbir sonuca varamadık, Bay Adrian inanmadığımı, inanırsam olacağını söyledi ama ben son inancımla inanıyordum.
Birkaç deneme daha yaptık ve en sonunda yorulup başka bir güne ertelemek istediğimi söyledim. Bay Adrian olmaz dedi ve bugün tüm güçlerimi ortaya çıkaracağımızı söyledi.
Bıktım ve istediğim tek şey o an zamanın durması oldu.
V-Ve çok ilginç bir şekilde beynimin içinde zaman durmuştu. Bay Adrian'ın içtiği bira boğazından geçtiği an durmuştu. Ordan oraya dolaştım, hatta Marti'ye çok sert bir tokat bile yapıştırdım ancak hiçbir tepki yoktu. Beynimce zamanın geri akmasını düşündüm ancak hâlâ donuktu, çok korktum ve "ZAMAN! AKKK!!!" diye bağırdım ve şükürki aktı.
Marti büyük bir çığlık attı;
-H-Hey o da neydi? Yanağımda büyük bir acı hissettim.
Arkadan birazcık sırıttım ve çok büyük bir heyecanla gücümün bu olduğunu söyledim, Bay Adrian çok şaşırarak bunun üzerinde birkaç deneme gerçekleştirdi, denemelerin üzerine gücümün bu olduğu ortaya çıktı.
Marti ona zamanı durdurduğumda vurduğumu anladı ve büyük bir kızgınlıkla bana kızı verdi. Onu biraz sakinleştirdim ve saatin gece 11 olduğunu farkettim hemen Marti'yi alıp yarın tekrar geleceğimizi belirttim. Eve gittiğimde odamda çok fazla eğlendim.
Ancak eğlenirken çok fazla kırıp döktüğümü farkettim, suyu yere döküp havada içtim falan ama halı su içinde oralar buralar dağınık bir hâl aldı.
Odaya doğru yürüyen annemi farkettim ve bu dağınıklığı görmemesi için elimden geleni yapardım.
Annem odaya girdi ve;
- Heyy Alexxx! Odan ne kadarda düzenli böyle, aferin oğlum bunun için yarın sana en sevdiğin yemeği yapıcam güzel evladım.
N-Ne dedim içimden, bu nasıl olabilirdi. Bay Adrian'ın bir sözü aklıma gelmişti "Keşke herkese istediğim görüntüyü gösterebilme gücüm olsaydı." şaşırarak 2. gücümün bu olduğunu düşünmeye başladım. Denemek amaçlı ablamın yanına gidip ablamın en korktuğu canlı olan örümceğin arkasında olduğunu söyledim.
Ablam arkasına dönüp baktığında korkudan çok büyük bir çığlık atı verdi.
Bu gücümü diğerlerine söylemek için sabırsızlanıyordummm!
Eveeet canlar, 4. bölümüde bu şekilde bitiriyorum. Oylayanlar benim için çok değerliler buraya kadar okudun emeğime karşılık bir oy atmayı büyük görme can kardeşim😊😊
MUCK😘 MUCK😘 MUCK😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MONTAUK PROJESİ
Ciencia Ficción"Direnen insanlar güçlü olurlar ancak ezilenler hep ezilmeye mâhkumdur" derler değilmi insanlar, bu hikaye bu sözün yanlış oluğunu kanıtlayan bir bilim kurgu hikayesi olacak! Okulda ezilen bir karakter, özel güçlere sahip olan bir gençti Alex. ancak...
