# İşiniz savaş, barışınız zafer olsun!
# Öfkeyle değil, kahkahayla öldürür insan.
# Hayatın yükünü taşımak zor; Ama siz de çıtkırıldım olmayın öyle!
# Dünyayı yitirmiş olan kendi dünyasını kazanır.
# Yalnızlık, bu dünyanın en eski asaletidir.
# En korkuncudur bilinmezin özünü, yeryüzünün anlamından üstün tutmak.
# Ben, bu kulaklara göre ağız değilim.
# Yalan söyleyemeyen, gerçeğin ne olduğunu bilemez.
# İflah olmazlara hekim olunmaz. Bu yüzden geçip gitmelisiniz.
# Çok hoşuma gider ruh yoksulları da. Bunlar uykuyu ilerletirler. Mutludurlar, hele kendilerine her zaman hak verilirse.
# Hayatın anlamı olmasaydı ve ben anlamsızı seçmek zorunda kalsaydım bence de en seçilesi anlamsızlık uyku olurdu.
# Yakmak istemelisin kendini kendi ateşinde; çünkü önce kül olmadan nasıl yenileyebilirsin ki kendini?
# Olgunlaşan her şey ölmek ister fakat ham olan her şey yaşamak ister.
# Kendi düşmanınızı aramalısınız, kendi savaşınızı açmalısınız hem de kendi düşünceleriniz uğruna! Düşünceleriniz yenilse bile dürüstlüğünüz zafer çığlığı atmalıdır bunun için!
# Hayatın iyi seyredilebilmesi için oyunun iyi oynanması şarttır; ama bunun için de iyi oyuncular gerekir.
# Bir zamanlar ruh, Tanrıydı. Derken insanlaştı, şimdi ise yığınlaşıyor bile.
# Tanrı öldü, onu siz öldürdünüz!
# Tutkuların vardı bir zaman, onlara kötü derdin. Oysa yalnız erdemlerin var şimdi. Bunlar senin tutkularından ürediler... Sonunda bütün tutkuların erdemlerin oldular, bütün şeytanlarında meleklerin.
# Bir de bedel ödensin istiyorsunuz, siz erdemliler! Erdem için ödül, yeryüzü için cennet, ve bugününüz için sonsuzluk mu istiyorsunuz?
# Oysa onların erdemi çok yaşamak, acınacak bir rahatlık içinde yaşamak içindir.
# Onlara göre erdem, alçak gönüllü ve uysal yapan şeydir; böylelikle kurdu köpeğe, insanı da insanın en evcil hayvanına çevirdiler.
# Bütün soğuk canavarların en soğuğuna devlet denir. Soğuk soğuk yalan söyler.
# Gereğinden fazla insan doğuyor. Gereksizler için yaratılmıştır devlet!
# Devlet, herkesin kendisini yitirdiği yer; iyilerin ve kötülerin. Devlet, herkesin ağır ağır kendi canına kıymasına "hayat" denen yer. Üreticilerin eserlerini, bilgelerin hazinelerini çalarlar. Kültür derler hınzırlarına ve her şey sıkıntı gelir onlara. Birbirlerini yutar ve kendilerini bile sindiremezler.
# Bilgeliğim eğer beni öylece terk ederse, gururum deliliğimi alıp kaçsın öyleyse.
# Evet, kirli bir ırmaktır insan. Kirli bir ırmağı içine alması ve bozulmadan kalması için deniz olmalı kişi.
# İnsanlığın daha ereği (amacı) yoksa, yok değil midir insanlığın kendisi de?
# Her erdem kıskanır öbür erdemleri. Korkunç bir şeydir kıskançlık. Erdemler bile kıskançlıktan yok olabilirler. İnsan alt edilmesi gereken bir şeydir. İşte bu yüzden seveceksin erdemlerini çünkü onlar yüzünden yok olacaksın.
# Yüreklerinizdeki nefreti ve kıskançlığı bilirim. Nefreti, kıskançlığı tanımayacak kadar büyük değilseniz, bunlardan utanmayacak kadar büyük olun hiç olmazsa!
# İnsanlarla düşüp kalkmak bozar insanın kişiliğini, özellikle yoksa bir kişiliği..
# Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar.
# Nasıl bir devirdir ki bu; insanlar arasında olmak, hayvanlar arasında olmaktan daha tehlikeli.
# Mutsuz kişiler derim: Her zaman beklemek zorunda olanlara.
# Beklemeyi de öğrendim (hem de yürekten) ama sadece kendimi beklemeyi. Ve her şeyden önce ayağa kalkmayı ve yürümeyi ve koşmayı ve sıçramayı ve tırmanmayı ve dans etmeyi öğrendim. İşte budur benim öğretim: bir gün uçmayı öğrenmek isteyenin önce ayağa kalkmayı ve yürümeyi ve koşmayı ve sıçramayı ve tırmanmayı ve dans etmeyi öğrenmesi gerekir. Uçmak uçarak öğrenilmez birdenbire!
# Kadın, yalnız sevgiyi bilir. Kadının sevgisinde, sevmediği her şeye karşı haksızlık ve körlük vardır.
# İstediği iki şeydir erkeğin: Tehlike ve oyun. Bundandır, en tehlikeli oyuncak olarak kadını istemesi.
# Bilgelik, kadındır. O ancak savaşçıyı sever.
# Bırak korksun erkek, seven kadından; sevince gözden çıkarır her şeyini kadın, geriye kalan ne varsa, değersiz kılar.
# Bu ağacı ellerimle sallamak istesem sallayamam. Oysa bizim görmediğimiz yel, onu dilediği gibi üzer ve eğer. Bizi en çok görünmeyen eller eğer ve üzer.
# İnsan da bir ağaca benzer. Ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli yaman kök salar yere, aşağılara, karanlığa, kötülüğe..
# Ben, ırmak kıyısında bir parmaklığım. Tutunabilen tutunsun bana! Fakat koltuk değneğiniz değilim ben.
# Bir derin kuyuya benzer yalnız. Taş atmak kolaydır içine. Ama bu taş dibe inerse, deyin bana, kim çıkarabilir? Yalnızı incitmekten sakının! Ama incitecek olursanız, eh, bir zahmet öldürün de!
# Onlar haksızlık yapar ve çamur atarlar yalnızlara. Ama böyledir diye kardeşim, yıldız olmak istersen, daha az ışık saçmamalısın onlara.
# Bugün yürekliliğin ve umutların tam daha. Ama bir gün yalnızlık yoracak seni. Bir gün eğilecek gururun, yürekliliğin yılacak.
Bir gün haykıracaksın; "Yalnızım ben!"
Bir gün artık görmeyeceksin yüksekliğini, kendi yüceliğin bir hayalet gibi korkutacak seni.
Bir gün haykıracaksın; "Her şey düzme!"~~~~~~~~~~~
Evet, buna cesaret ettim. Buraya, her satırı değerli olan bir Nietzsche kitabının alıntılarını bıraktım. Ve hayır, üşenmedim. Söz konusu olan kitaplarsa ne yazmaktan yorulurum, ne okumaktan. Bu arada, sanmayın ki bu kitap bu alıntılardan ibaret. Okuduğunuz zaman burada yazılı olmayan cümleler bulup, altını çizeceğinize eminim. Her insanın okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Fazla söze gerek yok.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİTAPLARDAN ALINTILAR
De TodoOkuduğum kitaplardan ilgimi çeken cümleleri yazacağım. Belki herhangi bir cümlede birileri kendini bulur ve o kitaba başlar. Şöyle bir girin çıkın bakın isterseniz. Bazı kitaplara kendim öz eleştiri de yapabilirim.