Bölüm 2-Yolculuk başlasın

1.5K 36 1
                                    

Alex'in bu umutsuz sözlerinin ardından kanım donmuş gibi hissediyordum.O sırada bir asker odanın kapısını aceleyle açtı ve telaşlı bir şekilde şöyle dedi;

-Kara derililer dış nöbet noktamızı yok ettiler!

Bu talihsiz haber üzerine Alex ve Hunter'la beraber nöbet noktasına doğru koşmaya başladım.Ulaştığımızda ne mi gördük ? harap olmuş siperler ve parçalanmış askerler.Etrafta herhangi bir tehlike görülmüyordu.Cesetleri dikkatli bir şekilde inceleyen Hunter bana dönüp

-Dışarıda neler olduğunu şeytan bilir,görüş alanının ötesinde.Ben durumu keşif için gitmeliyim.Dikkatlice dinle,Artyom Sabaha kadar buraya gelmezsem,Polise(Metronun merkezi olan istasyona)  gidip Miller adındaki bir adamı bulmalısın.Bana ne olduğunu ona anlat ve kuzey tünellerinde neyin uyandığını!

Bu sözlerinin ardından bana bir künye verdi.Bu künyeyi Miller'a gösterince bana yardımcı olacaklarını ve bana güvendiğini söyledi.Arkasını döndü ''Sakın beni yüzüstü bırakma Artyom'' dedi ve metronun derinliklerine doğru ilerledi...

Hunter sabah geri dönmedi.Bir mazeret bulup polise gitmek pek kolay değildi ama bir söz vermiştim.Kervanın ertesi gün Riga'ya gideceğini duydum ve korumalara ihtiyacı varmış.Yolculuk için yazıldım.

Ulman sabah beni uyandırdı.Kafası güzel gibiydi şarkı söylüyor ve her zamanki gibi alaycı ve küfürbaz bir şekilde konuşuyordu.Platforma gitmemi,beni orada bekleyeceğini söyledi.Yanımdaki masanın üzerinde askeri sınıf bir fişek vardı.Metroda ticaret bu fişeklerle yapılıyordu.Bunlar bizim para birimimiz.Platforma gitmeden önce teçhizat almak için metrodaki cephaneliğe gittim.Ve favori silahımı aldım.

Makineli tabanca,5.45 kalibre mermi--cephanelikte yapılmış.Doğruluğu vasat ve mangal gibi ısını veriyor-Bu yüzden buna ''piç silah'' diyorlar,hahaha.Ardından el fenerim için evrensel bir şarj aleti aldım,Bu karanlık tünellerde çok işime yarayacak.Ve bir gaz maskesi eğer radyasyonlu bölgelerden geçersem çok küçük bir olasılık olsa da yer yüzüne çıkmam gerekirse maskesiz hayatta kalamam.Ve tabi ki ufak ilk yardım çantası,her ihtimale karşı.Tamam! iyice hazırlandım artık platforma gidebilirim.

Platforma gittiğimde Alex orada bekliyordu.Riga iyi bir müttefiğimizdi.Onlara birkaç drezin ile insani gereçler götürecektik.Bu benim koruyacağım kargo uzun değil,ve o kadar zor olmamalı demek isterdim ama görevim çok daha farklı ve tehlikeliydi.Sonunda aracımızın yanına geldim ulman içinde oturmuş beni bekliyordu.Diğer askerlerle beraber yaklaşık yirmi kişiydik.Araç hareket etmeye başladığında Ulman şunları söyledi;

-Vohhoo,Artyom sonunda kurtulduk...Yani yolculuğun aldığı süre kadar.Neyse eğlenceli olabilir ya da tehlikeli,Belkide daha iyi değil mi ?

Ona başımı oynatarak cevap veriyordum.Ulman iyi huylu ve savaşmayı çok iyi bilen bir adamdı,tek kötü huyu vardı.Her zaman sarhoş gibiydi onunla ciddi konuşmak imkansız gibi bir şeydir.Yolculuk boyunca kafamı aptal şarkılarıyla doldurdu.

Ev istasyonumuzun güvenliğini bırakıp gittiğim ilk seferdi.Rigadan doğruca geriye dönmeyecektim.Ama Hunter bana güveniyordu.Riga'ya az bir yol kala askeri bir birlik aracımızı durdurdu.Bir asker geldi ve askeri konvoyun gideceğimiz tünelde mahsur kaldığını söyledi ya tünel çöktü ya da başka bir boklar oldu.Her neyse Riga'ya gitmek için bu tüneli kullanamazdık.Tren başımız bize diğer yol olan servis tünelini kullanmamızı söyledi.Bu haberin üzerine Ulman bana dönerek şöyle dedi;

Metro 2033 - Son Işık Dimitry GlukhovskyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin