🍃1. BÖLÜM ~BAŞLANGIÇ~

367 31 324
                                    

Selam canlar☺️

Bu benim ilk hikayem o yüzden heyecanlıyım ve aynı zamanda acemiyim. Yorumlarınız benim için çok değerli olacak inşAllah. İyi okumalar.🌼☺️


İnsan bazen düşüncelerinin içinde kaybolur, ya beyninde anılar savaş verebilir ya da maziden bir anı da hayalimize misafir olabilir. Ama son zamanlarda uzaklara dalıyordu genç, kız kimi zaman hüzünleniyor kendini bir boşluğun içinde hissediyor kimi zamanda mânâsızca sıkılıyordu. Bu gün de o zamanlardan biriydi. Gökyüzüne bakarken yine bir yaprak gibi sürükleniyordu düşünceleri, sanki kocaman bir boşluk vardı ve o boşlukta yapayalnızdı. Bu düşünceler içindeyken bir ezan sesi yükseldi göğe ve hafif bir rüzgar hoş esintisi ile çehresini okşadı. Utandı genç kız, yalnız olduğunu düşünüp Allah'ını unuttuğu için utandı... Zaten böyle de olması gerekmez miydi bizi her daim seven ve bizi bizden çok düşünen Allah'ı unutmak yakışırmıydı bize. Ezan bitmişti ve son kez gökyüzüne baktı ve salavat çekerek kalktı genç kız oturduğu sandalyesinden. Huysuzlandığında annesine koşan çocuk misali koştu seccadesine.
~

-"Vera kızım getirsene şu tabakları." bıkkınlıkla söylenmişti bunu Zeynep hanım. kaç dakikadır kızının tabakları sofraya getirmesini bekliyordu. Titiz ve düzenli bir kadındı Zeynep hanım ve bu akşam daha bir özeniyordu yemek masasına. Bu özeni anlamamıştı Vera.

-" Ama valideciğim sen de bu kaşık uymadı şunu getir yok bu tabak uymadı diğerine koy diye beni sürekli geri gönderiyorsun. Hayır kraliçe Elizabeth gelecek de benim mi haberim yok?" dedi Vera annesine takılarak.
-" Terliğimi çıkarttırma kız bana!!!" Sahte bir kızgınlıkla söylemişti Zeynep hanım bunu. Yoksa 21 yaşındaki kızı terlikle kovalayacak değildi.

Masa hazır olmuştu nihayet. Vera son bir top atmak istedi annesine geri sekeceğini de biliyordu.
- "Anne Elizabeth için hazırlanmaya gidiyorum ben, odamdayım."
- "Elizabeti bile ağırlarım ben canım ne varmış, hem sen kendine bak kız daha tabakla çatalı düzgün koyamıyorsun bir de annene laf ediyorsun."

Kıkırdayıp odasına çıktı Vera. Annesini çok seviyordu. Her ne kadar annesi ile böyle şakalaşsalar da kimi zaman bir arkadaş oluyordu annesi kimi zaman da tam bir anne! Telefonuna baktı ama pek işe yarar şeyler yoktu . Bir kaç reklam bildirimi ve okul gurubundan arkadaşlar yazmıştı. Onlara cevap verip Hüma'ya mesaj atmıştı Vera. İki yakın arkadaştılar Vera ve Hüma, yıllardır aynı üniversitede farklı kampüslerdeydiler. Vera psikoloji okuyor Hüma ise mimarlık okuyordu. Ama yine de birbirlerine zaman ayırıyor ve güzel arkadaşlıklarını devam ettiriyorları. İkisi de birbirlerine şükrediyordu çoğu zaman. Kapı çalınca ayaklandı genç kız. Babası ve kardeşleri gelmiş olmalıydı. Kardeşlerinin bir kaç ihtiyacı olduğu için kırtasiyeye gitmişlerdi malum bir kaç gün sonra okullar açılacaktı. İki kardeşi vardı Vera'nın Musab ve Meva. Meva 17 yaşında lise son sınıf öğrencisiydi. Musab ise 15 yaşında lise ikinci sınıf öğrencisiydi.Vera her iki kardeşini de çok seviyordu.
- "Hoşgeldiniz," dedi Vera. Babası hoşbulduk deyip içeri geçmişti. Normalde bir tebessüm dahi ederdi, çok kızdırmış olmalılar diye düşündü genç kız.
- "Hoş bulduk bacım," deyip tokalaşıp kafalarını tokuşturdu Musab. Çoğu zaman nazik ve yaşından olgun davranan Musab ablası sinir olduğu için böyle takılıyordu. Onun bu hareketine göz devirdi Vera.
-" Hoş bulduk ablacım."
-" Babama ne yaptınız bakalım?"
-" Ablam bütün simli süslü eşyalarını zorla babama seçtirdi" .dedi Musab alaylı şekilde.
- "Ama kararsız kalmıştım napiyim hem onlar da saatlerce beklemesinler bana yardımcı olsunlar istedim." Küçük bir çocuk edasıyla söylemişti Meva. Bazen yaşından küçük davranabiliyordu. Gözlerini kocaman büyüttü Vera ufak bir kahkaha patlattı. Babası süslü eşyaları hele simli kız eşyalarından nefret ederdi. Zaten kimin babası sever ki :)

PÂYE (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin