just look at me the same

321 9 3
                                    

Evelyn'den

Evinin kapısını açarken çok gerilmiştim. Kapıyı açtıktan sonra geri çekilerek bana geçmemi işaret etti. Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye doğru yürüdüm. İlk önce dikkatimi koyu renk tahta masa çekti. Üzerinde birkaç kitap vardı. Onun sağ tarafında ise bej renginde L koltuk vardı. Koltuğun üstündeki kırmızı battaniye çok hoşuma gitmişti. Televizyonun yan tarafında bir bitki vardı. Tam arka tarafımızdaki mutfak minimal olsa bile hoş duruyordu. Evini genel olarak beğenmiştim. Ben evi incelerken Ashley yanıma geldi. "Ee nasıl buldun?" dedi.

"Gerçekten güzel. Diğer odaları görmemiş olsam bile görsel olarak tatmin ediyor." Yağmur artmış olmalıydı ki dışarıdan gelen ses çoğalmıştı.

Oturmam için işaret etti ve kahve yapmaya gideceğini söyledi. Gerginliğim yavaş yavaş gidiyordu. Açıkçası şuan duygularımı tam olarak bilmesem bile ondan hoşlanıyor olabilirdim. Ama onun cinsel yönelimini bile bilmiyordum. Az zaman geçirmiştik ve belki de sadece hayranlık duyuyordum. Aslında ağzını arasam fena olmazdı. Tabii belli etmeden yapabilirsem.

Ayak seslerini duyunca ona doğru döndüm. Kahveleri sehpaya koydu. "Teşekkür ederim."

"Yağmur henüz dinecek gibi değil. Hem bende sıkılıyordum, iyi oldu." Hafif tebessüm edince karşılık verdim. Kendime cesaret vermeye çalışıyordum. Çok yakın değildik henüz ama sorular sormadan yakınlaşamam zaten değil mi?

"Erkek arkadaşın var mı?" diye sordum. Özellikle belirtmiştim ki işim kolaylaşsın. Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Senin?"

"Yok." Daha önce hiçbir erkekten hoşlanmamıştım. Kızlara her zaman bir ilgim vardı ama bunun cinsel yönelimimle ilgili olduğunu iki yıl önce anlamıştım. Biraz düşünür gibi yaptı ve "Harry Potter izleyelim mi?" diye sordu. Aniden atılıp "Sever misin?" diye sordum. Tepkim komik gelmiş olacak ki güldü. "Bütün filmleri tekrar tekrar izledim. Buna rağmen hala hiç izlememiş gibi heyecanla izliyorum" dediğinde güldüm. "İzleyelim o zaman" dedim.

Kucağımıza patlamış mısır dolu kapları alıp rahat bir pozisyona geçtik. Yan yana oturuyorduk ve kalbim hızlanmıştı. Daha yeni fark ettim de çok güzel bir kokusu vardı. Göz ucuyla ona baktığımda dikkatle filmi izlediğini gördüm. Bende dikkatimi filme yönelttim. Drarry shipliyordum. Açıkçası onun shiplerini merak etmiştim. Kolumla onu dürtüp "Ashley" diye fısıldadım. "Efendim" dediğinde Drarry shipliyor musun?" dedim. İçimi sıcacık eden bir gülümseme sunup kafasıyla onayladı. Gülümseyip filme döndüm.

Akşam olmuştu ve biz hala izliyorduk. Bunun bir sonu var mı merak ediyordum ama yok gibiydi. Birbirimize daha çok yakınlaşmıştık. Neredeyse tek parça gibiydik ve rahatsız olup olmadığını bilmiyordum. Yüzüne baktığımda kafasını kafama yasladı. Bunun üzerine kafamı omzuna yasladım. Demek ki rahattı. Aynı şekilde izlemeye devam ettik.



En sevdiğim bölüm bu oldu :)

🏳️‍🌈 Oh Hannah 🏳️‍🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin