7

773 95 65
                                    

1 ay sonra
Namjoon

Jin'in ameliyatının üzerinden 1 ay geçmişti. Bu kadar kısa zamanda iyi toparlanmıştı açıkçası. Hatta test sonuçları gayet iyi çıkıyordu artık. Ameliyat ve tedavi işe yarıyordu.

Bu süre zarfında bizde daha çok yakınlaşmıştık. Şikayetçi değilim tabii ki. Yani onunla zaman geçirdiğimde çok mutlu oluyordum. O da mutlu oluyormuş hatta. Öyle demişti.

Şimdi de işim yoktu. Bütün işlerimi hallettikten sonra Jin'in yanına gidiyordum. Elimde de ona aldığım çilekli dondurma vardı. Uzun zamandır yemediğini söylemişti ve bende onun için almıştım. Kapıyı tıklayıp içeri girdim.

"Hyung!"

"Merhaba."

"Hoşgeldin~"

"Hoşbuldum~"

Aegyolu konuşmasını taklit etmeme gülmüştü. Yanında ki koltuğa oturup ona baktım.

"Nasılsın bakalım?"

"İyi hissediyorum. Dünkü yorgunluğum yok."

"Çok iyi o zaman. Sana bir şey getirdim."

"Ne?"

Elimde ki poşeti ona uzattım. Poşeti açıp içinde ki dondurma paketini eline aldığında yüzünün hızla aldığı mutluluğu gördüğümde ben de mutlu olmuştum.

Ah.. ona gülümsemek çok yakışıyordu...

"Hyung! Çok teşekkür ederim~"

"Önemli değil. Afiyet olsun. Erimeden ye hadi. "

"Peki~"

Yetişkin yaşta ki bebeği izledim bir süre. Gerçekten de çok mutlu olmuştu. Böyle küçük şeylere de mutlu olabiliyormuş demek ki?

O dondurmasını yerken, büyük gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Aynı... pembe dolgun dudakları gibi...
Neyse.

Onu izlerken aklıma hastaneye ilk geldiğinde ki hali gelmişti. Şimdi ki halinden çok daha zayıf, çelimsiz ve solgundu. Şimdi ise biraz daha kilolu ve yüzü ışıl ışıldı. İlk geldiği zaman, ilk birkaç hafta hiç gülümsemesini görmemiştim. Sadece altları morarık gözleri ile yorgunca tebessüm ediyordu. Şimdi ise gülümsemeyi bırak kahkahalar atıyordu.

Kahkahasının çok komik bir sesi vardı doğrusu. Sanki...cama sürten bi bezin sesi gibi? (Kgdmfkdkfkd) Kahkahasını ilk duyduğumda ilk bunu düşünmüştüm ve bu beni daha çok güldürmüştü.

Yani... herşey yavaş yavaş oluyordu. Önce gülümsemesi sonra kilosu ve şimdi de morali.

O dondurmasını yerken onu izlemeye devam ettim. Dudaklarını büze büze yiyordu. Hamstera benziyordu gerçekten de.

Dondurmaya da aşkla bakıyordu. Pekala tabii ki de kıskanmadım. Bir dondurmayı mı kıskanacağım. Hıh! Hadi canım ordan!

"İyileştiğimde ilk işim sana muhteşem yemekler yapmak."

"Yemek yapabiliyor musun cidden?"

"Evet~ Hemde çok lezzetli yaparım."

"İyileştiğin zamanı iple çekiyorum."

Bana şaşkınca bakmıştı. Sonra kocaman gülümseyip bakışlarını kaçırmıştı. Yanakları da pespembe olmuştu. Onu daha çok utandırmamak için daha konuşmadım. Hastane telefonuna gelen çağrı ile ayağa kalktım.

"Benim gitmem gerekiyor. Uslu uslu dondurmanı ye. Sonra bol su içmeyi unutma tamam mı?"

"Tamam hyung ~"

My Little Hamster ~ Namjin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin