Namjoon
Seokjinle ayrıldıktan sonra eve döndüm ve duş aldıktan sonra üzerimi giyinip koltuğun başına geçtim ve ne zamandır izlemek aklımda olan filmi açıp izlemeye başladım.
Bugün cidden harika bir gündü. Sevdiğim adamla bir gün geçirmiştim. Onunla birlikte olmuş, yemek yemiştik. Akşama kadar utangaçtı Seokjin ama onu daha da utandırıp sinirlendirmek çok ama çok hoşuma gidiyordu. O sinirlenirken ki bir anda sesinin değişmesi ve klasik "YAH!" demesi çok komiğime gidiyordu.
Onu seviyordum. Gerçekten de çok seviyordum. O... eski sıkıcı ve otoriter beni değiştirip, daha da sosyal ve enerjik biri haline getirmişti. Ondan önce fazla da gülmezdim mesela. Sadece sevimli çocuk hastalarımın yaptığı tatlılıklara gülerdim. Ama şimdi ise neredeyse herşeye en azından gülümser ve kıkırdar olmuştum.
Bunların hepsi onun sayesindeydi...
Seokjin
Eve gittiğim de annem daha eve gelmemişti. Gelmesine az kalmıştı aslında. O gelene kadar duş alıp, anneme yemek hazırladım. Sonra da odama geçip, biraz ders çalıştım. Biraz sonra kapının sesiyle annemin geldiğini anlamıştım.
"Jin?"
Odadan çıkıp annemin yanına geldim. Ellerinde ki poşetleri aldım.
"Hoşgeldin ~"
"Hoşbuldum. Neler yaptın bugün okulda?"
Okulda mı? Siktir...
"Ee... normal şeylerdi yani."
"Hmm. Öyle mi?"
Biliyor...
"Peki neden bugün beni okulda olmadığın için aradılar? Ve neden Namjoon oğlum bugün onunla olduğunu söyledi?"
Sıçtım...
"Özür dilerim..."
"Bak Seokjin. Namjoonla birlikte olmana itirazım yok fakat okulu bu şekilde asamazsın. Bu ilk olduğu için birşey demiyorum. Ama eğer bir daha böyle birşey olursa sınavlarının hepsinin 100 olana kadar senin onunla görüşmene izin vermem. Bugün neler yaptığınızı öğrendim. Aferin sana ayrıca."
Neler yaptığımızı mı? Anlatmış mı bir de!!!
"Onu yalnız bırakmamışsın yaralı haliyle. Aferin sana oğlum. Sevdiğin insana sahip çıkmışsın. Sonra o da kendini iyi hissedince seni yemeğe götürmüş. "
Kalbim öldü... şuan resmen ecel terleri dökerken bir anda rahatlama geldi. O şapşalın işi akıl ermez. Anlatadabilir yani beklerim.
Ben hala şaşkınlığımdan bir türlü bir şey diyemedim. Sadece başımı salladım.
"Şey... sana yemek hazırladım. Soğumadan ye."
"Sen?"
"Ben Namjoonla yemiştim."
"Pekala."
Elimdekileri mutfağa yerleştirip odama girdim yine. Tanrım öleceğim sandım. Çok utandım cidden....
....
Akşam olduğunda anneme iyi geceler dileyip odama geçtim. Uyuduğumuz vakit gecenin bir vakti çığlıklarla uyanmıştım. Etraf dumanlarla ve alevlerle kaplıydı. Annemin de dahil birçok kişinin bağırışları vardı. Hemen yatağımdan kalkıp pencereye yöneldim. Ama her yerde dumanlar ve alevler vardı. Etraf görülmediği gibi nefes almamı da engelliyordu.
"ANNE!"
"SEOKJİN!"
Annemin sesini dışarıdan duyuyordum ama ona gidemiyordum. Kapımı alevler kapamıştı. Pencerenin olduğu yere zorlukla geldikten sonra camı açmaya çalışırken kolum aleve değmişti. Canımın acısıyla çığlık atarken, korkum yüzünden de ağlamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Little Hamster ~ Namjin✔
FanficANGST DEĞİLDİR!!! Zayıf vücuduna, olmayan saçlarına, büyük güzel gözlerini çevreleyen kirpiklerinin olmamasına ve sık sık yorgun olmasına rağmen yine de göz kamaştırıcı biriydi o. Sadece doktoruydum ben onun. O ise hastamdı. Ama ben onun hastası ol...