4.bölüm

212 23 3
                                    

(kapak  tasarlanmıştır)

(Yaş:18)
Balo günü;

Jennie kai ile gidiceği için jin beni almaya gelicekti.
Jin'nin aramasıyla aşağı indim arabaya yaslanmış beni bekliyordu.
Gözleri kocaman açılmış bana bakıyor.
"Harika görünüyorsun"
"Sizde öyle"
Kapımı açmıştı
"Buyrun"
Gülümseyip arabaya bindim.

"Jisoo biliyorsun ki artık eskisi gibi çocuk değiliz bu balodan sonra herkes kendi yoluna gidicek"
Jin bunu söyleyince yüzüm düşmüştü.
Elliyle yanağımı okşadı.
"Üzülmen benim en son isteyeceğim şey"
Yutkunmuştum.
"Jisoo bu balodan sonra dost kalamayabiliriz"
"Bunun anlamı ne?"
"Şimdi söyleyemem"
Bu bende bir anıyı canlandırmıştı:

Flashback:
(Yaş:13)

"Tek misin jin?"
"Evet jennie'den kaçtım"
"Yine makyaj vakası mı?"
"Maalesef buna engel olmalıyız"
Kahkaha atmıştı.
"Tanrım bu seferki makyaj cidden fena olmuş kırmızı ruj senin için yaratılmış jin"
Kahkaha atmıştı.
Ellime temizleme mendili alıp jin'nin yanına oturdum.
"Buraya gelde silelim"
Yaklaşmıştı bana.
"Hey jisoo büyüyünce hiç ayrılmıyıcaz demi?"
"Bu nerden çıktı?"
Jin kolay kolay bu tür sorular sormazdı.
"Bunu söyleyemem"
"Hadi ama söylersin nerde çıktı bu?"
"Olmaz şimdi söyleyemem"
"Öyle mi?"
Jin'nin tiki vardı.
Tiki ile uğraşmaya başladım.
Sonra bu bir savaş halline döndü.
"Tanrım jin beni öldürüceksin"
"Önce sen başlatın"
Kahkaha attıyordum.
Sonra başımızın üstünde birşey hissettik
Tae gelmişti ve bize garip bir bakış attıyordu.
"Bensiz gıdıklama savaşı he"
Diyip jin'le aramıza girip ikimizide gıdıklamaya başladı.
Bir süre sonra yorulmuştuk yere uzandık
İkisin'nin arasında yatıyordum.
"Çoçuklar sonsuza kadar birlikte olucaz"
İkisinin ellinde tutmuştum.
Onlar ise sessiz kalmayı tercih etmişlerdi.

(Şimdiki Zaman)

Gülmeye başlamıştım.
Jin ise anlamsız bir ifade ile bana bakıyordu.
"Geldik."
Kapıyı açıp arabadan indim.
"Yaa jisoo-ya kapıyı ben açıcaktım"
Gülümseyip arabaya geri bindim ve kapıyı kapattım.
Jin ise gülümsemişti.
Kapıyı açıp.
Buyrun kraliçem demişti kolunu uzattarak.
Kolundan tutup arabadan indim.
Balo solununa girdik.
Ne taehyung vardı nede jennie.
"Taehyung'dan haberin var mı?"
"Neden bana soruyorsun?"
Jin ile tae'nin arasında bir sorun olduğu belliydi. Daha öncede olmuştu ama bu farklıydı jin bunu söylerken içinde kin olduğu belliydi.
"Soğuk birşeyler getiricem"
Kafamı salladım.
Jennie'nin anlattığı şeyler içime dert olmuştu. Üzerinden bir ay geçmişti fakat halla içimde bir acı bir soğukluk var kendimi avuttuyordum kandırıyordum.
"Biz yakın dostlarız jisoo."

Jennie ve kai balo kapısından içeri girmişlerdi.
Cidden şık duruyorlardı.
Jennie bana el salıyıp kai ile soğuk birşeyler almaya gittiler nede olsa partneri vardı. Umarım mutlu olur.
"Al bakalım bu balonun en güzel kızına"
"Teşekkürler"
Alkol almayı sevmezdim ama bu bizim mezuniyettimizdi.
"Jin Amerikaya gitmekte kararlı mısın?"
"Evet orda jimin diye bir dostum var biliyorsun hayallim gerçekleştirmeliyim ama birinide yanımda götürmek istiyorum"
Bir anda rose ile taehyung kapıdan girdiler.
Rose çok havalı bir kızdı.
Tae'nin kolunda mutlu görünüyorlardı.
Gözlerimi kaçırdım.
Jennie'ye odaklandım.
Sinirli olduğu belliydi ama fark ettirmemeye çalışıyordu.
Ellimde bir el hissettim.
"Dans edelim"
Kafamı salladım.
Jin kırılgan bir eşyaymışım gibi tutuyordu beni.
Üsttümüzde bir göz hissettim.
Bu tae'yeydi ellindeki şarap bardağı ile bizi izliyor alaycı bakışlar attıyordu jin'e.
Tabi rose somurtuyordu tae'nin dansa kaldırmasını bekliyor gibiydi.
Bizim balo'nun bir geleneği vardı.
Işıklar kapanınca 20sn boyunca sevdiğinle öpüşürsün tabi istersen.
"Jin şarap almaya gidelim"
Kafasını sallıyıp ortadan çekilmiştik.
Gözüm jennie kaydı.
Tae'yeye bakıyordu arzulu gözlerle.
Kalbimi hissettmiyordum.
Gözlerimi hepsinden çekip şarap bardağına bakmaya başladım.
Ve ışıkların sönmesi için çalan dans müziğiyle herkes dans için balo salonun
Ortasına geçmişti.
Ben ise şarap içip jin ile konuşuyordum jin bugün herzamankinden çok farklıydı.
Işıkların kapanmasına 1dk vardı.
Taehyung'un bize doğru yürüdüğünü gördüm jennie ise arkasından geliyordu.
Bir anda ışıklar kapandı ve dudaklarımın üstünde bir dudak hissettim nazikçe öpüyordu.
"Bugün çok güzelsin jisoo"
Kalbim hızlanmıştı ve bu sefer ben öpücüğüne karşılık vermiştim bu seferki sertti.
Bir anda ışıklar açıldı.
Bir anda aklıma jennie geldi taehyung'u ittirdim.
Jin ve jennie bize bakıyorlardı.
Tae ise jin'e kitlenmişti.
"Sizden iğreniyorum yalancılar"
Diyip jennie koşarak balo salonundan ayrıldı.
"Jennie"
Tae ve jin birbirlerini yiyicek gibi bakıyorlardı.
Aldırış etmeden jennie peşinden gittim.
Ama çoktan gitmişti.
Tanrım ben ne yapmıştım.
Jin ve tae bir hışımla balo salonun çıktılar
Tae jin'e birşeyler söylüyordu tartışıyorlardı. Öylece onları izliyordum bir anda jin tae'nin yüzüne yumruk attı.
Ne olduğunu anlamadım bile tae ise karşılık vermiyordu jin ise yumruklamaya devam ediyordu.
En son hatırladığım tae'ninde jin'e karşılık verdiğiydi.

Gözlerimi açtığımda evde yattıyordum.
Ne olmuştu öyle.
Annem içeri girdi.
"Uyandın tanrıya şükür"
"Başımın ucunda serum vardı.
Aile hekimimiz eve uğraşmış gibi gözüküyordu.
"Anne iyim ben"
"Üç gündür uyuyorsun."
"İyim şimdi"
Aklıma jennie gelmişti.
Telefonuma uzandım. Ve aramayı denedim ama "aradığınız numara kullanılmamaktadır"

"İşte o an anladım biz dostluğumuzu ellimizle parçalamıştık. Bunu biz istedik"

"Selamlar efendim kitabın ana kapağı ve bu bölümün kapığını özel tasarladım kitabın kapağını diğer bölümde koymayı planlıyorum hikayenin sonuna umarım beğenmişsinizdir bu bölümü yıldızlarsanız sevinirim:)"

Our childhood memories (VSOO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin