Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|Lee Eun Ji|
"Evet şimdi indik uçaktan", elimde ki pasaportları çantama tıkıştırmaya çalışırken bir yandan da kulağımda ki kulaklıkla konuşuyordum.
"Bir sorun çıkmadı değil mi?" Bir yandan bavullarımıza almaya giderken bir yandan da telefondaki sese cevap veriyordum.
"Ne gibi bir sorun olabilir Mina? Bir sakinleş artık lütfen. Bak zaten uykusuzum, kahvesizim, açım yani sinirlerim bozuk."
Elimde ki bitmis kahve bardağına üzgün bakışlar atıyordum. Yine bitmişti. Bitmeyen kahve yapma imkanımız yok mu yahu?
"Wooow.. Durum ciddi diyorsun yani."
Elimde ki son aşkımı çöpe attım ve kafamla diğerlerini işaret verdim. Artık açık alana geçmek istiyordum.
"Yani."
"Eun Ji seni de anlıyorum ama içim de kötü bir his var. Dikkat edin lütfen. İçim hiç rahat değil."
"Mottomuz neydi bizim? Just relax. Bir sorun çıkmayacak. Babe, kapatmam gerekiyor diğerleri beni bekliyor. Sen de dinlen artık."
Tek elle bavulumu sürüklerken diğer elimle ayarladığım adama mesaj atıyordum.
Derin bir iç çekme sesi geldikten sonra Mina ikna olmuş olacak ki kapatmayı kabul etti.
"Iyi öyle olsun ama bak herşeyi rapor edeceksin bana unutma. Yoksa ilk uçağa atlar hiç birşeyi umursamadan yanına gelirim."
Kapıdan çıkınca saçlarım rüzgarla dans etmeye başladı. Kıkırdayarak cevap verdim.
"Yaparsın Mina biliyorum. Hiç şüphem yok bu konuda. I love you, babe. See you."
"Bye."
Aramayı sonlandırdıktan sonra telefonumu da çantama attım. Derin bir nefes alırken karşımda ki kazık kadar olmuş ama hala büyümemiş arkadaşlarıma baktım.
Min Ho, Da Mi'nin çantasıyla koşarken Da Mi onu kovalıyordu. Seung Woo ve Tae Pyung durdukları yerden onları izleyip destekliyorlardı.
Yoona ve Yoon Soo müzik açmış kimseyi umursamadan dans ediyorlardı. Soo Ah büyük ihtimalle Dong Jae az önceki hosteslere gülümsediği için onu azarlıyordu.
Yeol ile Ha Joon köşeye oturmuş ellerinde ki tabletten video izliyorlardı. Na Yeon ve Jae Young ise selfie çekme peşindeydi.
Benim onların arasında ne işim mi var? Ben de onlardan farklı değilim ki. Hayat ciddi olmak için çok kısa. Lider olarak ortalığı toparlamam gerekmediği sürece ben de onlara katılıyordum ama bazen ağırlığımı korumam gerekiyordu.
