Bugün 23 Kasım 2020. Uzun denilebilecek bir süredir planladığım, zihnimde yazıp çizdiğim, tasarladığım ve bir yandan da hazmetmeye çalıştığım bölüm sıfırın ve dolayısıyla da kurgunun ölüm günü bugün.
16 Ağustos 2020'de bilinçaltımın ışık vurmayan taraflarında doğdu, "İblisi Öldürmek".
23 Kasım 2020'de, Rüya'nın 16 Ağustos'ta verdiği son nefesin tanığı olduğunda öldü.
Gömülecek.
Sonra da gidecek.
Doğduğunda korktum. Öldü, canım çok yanıyor.
Gömülecek, ağlayacağız.
Sonra bir gün gelecek, gidecek. O gün güleceğiz. Söz veriyorum.
Lütfen başladığınız tarihi ve saati buraya not edin. Bir gün dönüp geriye baktığınızda kendimizden parçalar düşürerek yürüdüğümüz bu yola ilk adım attığınız tarihi bilmenin iyi hissettireceğinden eminim. Bana güvenin.
İBLİSİ ÖLDÜRMEK -- BÖLÜM SIFIR
bölüm şarkısı "The Cinematic Orchestra - To Build A Home"
"Günahkar, iblisi üzerine giydiği zırhı delerek öldürdü. Göğsündeki paslı siperin ardına gizlediği melek, yalnız güvenmeyi bilen kalbi parçalanarak öldü."
Merhaba. Tamam, bu biraz garip.
Bugün 16 Ağustos.
Ne düşündüğünüzü ya da ne yaptığınızı bilmiyorum. Yalnızca yarım yamalak tahminlerim var. Derin oturmamıştır. Bir köşede, duvara yaslanmıştır. Ve hiçbir şeyi umursamıyordur. Ne düşündüğüne gelince. Ağlarsam nereye kaçarım diye düşünüyordur. O üzülünce değil sinirlenince ağlar, ve bugün hepinizi çok sinirlendireceğim.
Can... Can herkesten uzakta, bana en yakındadır. Hiçbirinizin yüzüne bile bakmamıştır. Belki de bana kızmayan tek kişi, hepinize birden öfkelendiği için yalnız bıraktığınız o kişidir. Belki- Belki de... Beni özleyen tek kişidir.
Işık ağlıyordur. Gerçekten. Bunca yıl sonra ağlıyordur. Çünkü eminim görememiştir. Benim, her seferinde onun kafasından kovaladığım düşüncelere kendim esir düştüğümü görememiştir. Işık'ımın canı yanıyordur. Sakın gitmeyin üstüne, onun canı yanıyordur. O numara yapmaz.
Umut hiçbir şey söylememiştir. Herkesin yüzüne teker teker, uzun uzun bakmıştır. Hiçbir şey söylemeden bir yere oturmuştur. Ve yüzüme bakmıyordur. Benim yüzüme kimse bakmazken bakan Umut, şimdi bu kıytırık ekrandan parlayan yüzüme bakmıyordur. Kendini suçluyordur. Göremedim diye. Ben bile göremedim Umut. Size nasıl göstereyim?
A-... A-asil. Asil geldiğinden beri hiç susmamıştır. Kimsenin, benim bile cevabını bilmediğim sorular sormuştur. Biri bir açıklama yapsın istemiştir. Ben... Geleyim de, anlatayım istemiştir. Sesimi duyduğu an, gözlerini kapamıştır. O bir şeyden korktuğu zaman kapar gözlerini. O kadar mı korkuttum seni de, ben gittikten sonra size kalan yüzümden kaçıyorsun? Asil... Bana bak, sevgilim. N'olur. Gözüme bak.
Hiç aklına da mı gelmiyor, gittiğim yerde gözlerini özleyeceğim? Gerçi, sen gözlerine aşık olduğuma bile inanmamıştın ki. Bir çift mavi gözün kendine aşık olduğuna ikna olmayan bir çift kahverengi göz. İronik değil mi? Komik aslında. Yüzüne seni sevdiğini haykırdığımda sadece susayım diye öperdin çünkü beni. Gözyaşlarım dudaklarına değecek ve ağladığımı anlayacaksın diye korkardım ama yine de öpmeyi bırakmazdım seni. Gözlerimizin rengi de en az senin kadar kırdı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İBLİSİ ÖLDÜRMEK
FantasyÖlümün öpücüğü kanlı bir iz bırakır. Soğuk dudaklarının izi, iblisin eceliyle meleğin felaketini tenine kazır. Ölmek biter de yaşamak biter mi? Şeytanın kurduğu oyun masumu da günahkarla birlikte ağına çeker mi? Arkanda bıraktıklarını bir kıyame...