KAHVALTI

25 1 0
                                    

Otoparka indik. Harika kapıyı açtı Tülin Hanım'a, Bennu'nun yanına otursun diye. Tülin Hanım ''sen geç Harikacığım, allahaşkına'', dedi.  Öne kimin oturacağı konusunda bir süre şakayla karışık tartıştılar.En son Bennu; ''Hepiniz arkaya şoförünüz olacağım bugün, deyip kahkahayı basınca,Tülin Hanım ikna olup Bennu'nun yanına oturdu. Ne ilginç kadın varlığıyla kimseye yük olmak istemiyor.Bennu arabayı çalıştırdı, elini vitesin üstüne götürürken Tülin Hanım, elini tutup, öptü.

_Kızım sen olmazsan ne yaparız biz?, dedi, sesi titreye titreye

Bennu uzandı sarıldı; ''Annem benim, ben burdayım, geçecek herşey'' , dedi.

Harikayla gözgöze gelip, önümüze baktık sonra. Tülin Hanım'ın Bennu'nun hasta olduğundan haberi yoktu. Sanırım olmayacaktı da.

Yollardan geçtik.İzmir'in bu kısımlarını görmemiştim daha önce. Benim için varsa yoksa okuldu. Hareketli şarkılar çalıyordu bennu cd çalardan, direksiyona vura vura eşlik ediyordu bazen.Harika eğildi kulağıma; ''En sevdiği şey bu, bazen beni korkutsada, sadece araba kullanmak rahatlıyor onu. Bazen akşama kadar bir şehre gidiyor, neresi olursa, hava kararınca orda konaklayıp, sabah geri dönüyor.''

Kahvaltı yapacağımız yere geldiğimizde Bennu, giriş kapısının önünde arabayı durdurdu.iki kişi koşarak geldi yanımıza, Bennu'nun elinden anahtarı aldı biri. Diğeri ''hoşgeldiniz'', dedi.Sanırım işletme müdürüydü.

_Hoşbulduk Okan bey nasılsınız? 

_Bennu Hanım iyi ki geldiniz nasıl sevindik geldiğinize o kadar merak ediyorduk ki sizi.

_İyiyim Okan Bey daha iyiyim.

Tülin hanım'ın elini öptü. Harika'yı da tanıyor olmalıydı. 'Siz ne zaman geldiniz' diye sordu çünkü. Benimle de kibarca tokalaştı hoşgeldiniz derken. 

Kapının önünde yaklaşık 20 kişi vardı.bennu hepsiyle konuştu tek tek. Tülin Hanım da aynı şekilde. Harika'nın gelişini de sevindikleri belliydi. Benimlede yakından ilgilendiler.

  Kapıdan içeri girdik. Karşıdaki iki kanatlı kapıdan yine merdivenle bahçeye ve denize iniliyordu. İçerise doluydu boş masa yoktu. Haftasonu için kahvaltı yapmaya gelmişlerdi.Hafif bir müzik kahvaltı için hazırlanan mis gibi kokan yiyeceklerin kokusuna karışıyordu.Bir kaç masadan ayağa kalkıp Bennu'ya seslenenler oldu.Gülümseyerek el salladı.Bazılarıyla konuştu. Havada süzülür gibi yürüyordu yine anılarının arasından geçiyordu. Ne düşündüğünü kimse bilmiyordu.Duvarın bir tanesinde Erdem Bennu ve çalışanlarla beraber çekilmiş birebir ölçülerde bir fotoğraf vardı. Önünde durdum.Bennu arkamdan gelip, koluma girdi. ''Geçen sen yılbaşı günü. Hepberaber bütün ekip aieleriyle birlikte kahvaltı yaptık burada. Fotoğraflar kalıyor bir tek, ne acı değil mi?''Yüzüne baktım ama diyecek bişey bulamadım.

Bahçeye geçtik denizin kenarına konulmuş tek masa bizimkiydi. Bennu oturur oturmaz bir fincan çay geldi önüne. Sonra bize dönen garson, ne içmek istediğimizi sordu. Söyledik. Bennu ilave olarak bir de portakal suyu istedi. Masamız hazırdı. Herşey vardı. Özene bezene hazırlanmıştı. Özellikle Bennu'nun ne sevdiğine dikkat etmişler bu arada Harika'nın en sevdiği böreği hazırlamayı da ihmal etmemişlerdi. Bennu daldı bir ara denize bakarken. Eğildi. Spor ayakkabılarının bağcıklarını çözdü, ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardı. 'Geliyorum şimdi', dedi. Denize doğru yürüdü. Hafif bir esinti vardı. Kollarını açtı, saçlarını çözdü, ayakları suyun içinde bir süre durdu. Kmbilir ne düşünüyor dedim içimden, kimbilir?

_''Daha su ısınmamış'', dedi gülerek geldiğinde, ''Geçen sen bu zamanlar üstümüz başımızla girmiştik ya suya havalara belli olmuyor hiç.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 11, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Rüzgarın Ayak İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin