1.TANIŞMA: ALKIM

30 3 3
                                    

Lisenin ilk günü eller cepte yürüyorum. Saat 6 civarı okulun bahçesine girip etrafa bakındım. Herkes şimdiden arkadaş edinmiş gibi görünüyordu. Derin bir nefes alıp ilerliyecektim ki biri yanımdan geçerken omzuma sert bir şekilde çarptı. Özür dilemesin beklerken neredeyse arka tarafını gösterecek kadar kısa olan mini eteğini düzelterek,

" Önüne baksana yaa" diye çemkirdi.

Yüzüne bile bakmadan yoluma devam ettim. Okulun ilk günü istemediğim tek şey kendini beğenmiş bir kızla tartışmaya girmek. Okulun kapısından geçtiğimde nedense biraz korktum. Ve umarım bu lise bana iyi gelir. Ve sorun çıkartmadığım, uslu durabileceğim tek okul olarak adını altın harflerle yazabileyim. Kendi kafamda düşüncelere dalarken anonsun sesiyle irkildim.

" Birinci sınıflar lütfen konferans salonuna" diye iki, üç kere tekrarladı.

Bende salona doğru yöneldim. En arka sırada kapının hemen yanında oturdum. Ve etrafa bakınca insanların neden en ön koltukları kapmaya çalıştıklarını anlamıyorum. Belki kürsüde konuşan adamın salyası suratınıza düşerse ya da ter damlaları iğrenç! Neyse herkes oturduktan sonra ne kadar az olduğumuzu fark ettim. Yani arka sıra hizasında sadece ben ve bir çocuk oturmuştu. Bir anda ışıklar kapandı ve sahne aydınlandı. İlk başta şişko, kel bir adam kürsüye yaklaşarak,

" Merhabalar canım öğrencilerim, ben Hikmet Coşkun bu okulun müdürü hem de sahibiyim. Ve siz canım öğrencilerim sizin kişisel gelişimlerinizi, akademik ve sosyal becerilerinizi iyi analiz yapmak ve size uygun mesleğin seçimine bir alt zemin oluşturmak gerekli" bılabıla

devamını duymak istemediğim için kulaklığımı taktım.
Yirmi dakika geçti adam hala konuşuyor tanrım bir değişiklik olsun ya uykum geldi. Derken arkamdan yanımdaki koltuğa atlayan çocuk oturup bana bir şeyler söyledi. Ama kulaklıktan dolayı duyamadım. Ve hiçbir şey olmamış gibi önüme döndüm. Bir kulaklığımı çekip kendi kulağına koydu. Ben ne olduğunu anlamadan,

" Vay Rauf ve Faik'ten Eto Li Schastye ( bu mutluluk mu?) güzel seçim!" dedi.

İzin almadan kulaklığımı takıp üstüne dinlediğim şarkının güzel olduğunu mu söylüyor bu!

"Pardon ama siz kimsiniz de izinsiz kulaklığımı takmış şarkımı dinliyorsunuz" biraz şaşırdı. Ve devam etti.

"İzin aldım ki daha demin." Dedi

yüzünde komik bir yüz ifadesiyle galiba az önce izin almıştı.

"Sormuş olabilirsin, tamam ama ben izin verdim mi? Of neyse seninle uğraşamayacağım"dedim

ve kalkıp salondan çıktım. Şansa zaten arkamdan herkes çıkmaya başladı. Listeden hangi sınıfta olduğuma bakıp sınıfa yöneldim. Şansıma sınıf boştu. Cam kenarındaki en arka sıraya oturup kapüşonumu takıp uyudum. Birinin beni dürtmesiyle uyandım. Kafa mı kaldırıp beni dürten kişiye baktım. Mavi gözlü sarışın dalgalı saçı olan çocuk

"Sınıfta bir tek bu yer boş burada oturabilir miyim?" diye sordu.

Hiçbir şey söylemeden yana kaydım ve o da yanıma oturdu. Uyumaya devam edecektim ki içeri hoca girdi. Hoca yoklama alırken herkesle tanışıyordu. Hoca adımı söylediği anda "Alkım" ben ayağa kalkarken yanımdaki çocuk ta kalktı. Bana dönerek

"Adın Alkan mı?" dedi şaşkınca

"Hayır Alkım ve bence hoca benim adımı söyledi."Sırıtıp hocaya döndü.

Hoca beni onaylama manasında kafasını salladı. Çocuk pardon diyerek yerine oturdu.

"Kendinden bahset bakalım kızçem".

.Aklı Bir Karış Havada.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin