Orta büyüklükte ama gayet dağınık olan bir odada yağmur yağıyordu. Yağmurdan nasibini açıkta bırakılmış evraklar da alırken arada bir gök gürültüsünün de duyulmasıyla her şey daha kasvetli bir hale bürünüyordu. Yağmur şiddetini artırmışken içeriye hızla bir cadı girdi. Siyah ispanyol paça bir pantolon, üstüne beyaz bir gömlek giyen genç cadı üstüne de bir seherbaz olduğunu belirten siyah cübbesini giymişti. Saçları sımsıkı bir şekilde at kuyruğu yapılmış, yüzünde ise hafif bir makyajdan başka bir şey yoktu.
Oldukça sinirli görünen cadı dışarıdaki birkac kişiye hitaben yüksek sesle konuşmaya başladı.
“ Malfoy nerede?! Ofisi ne hale gelmiş kendisi hâlâ teşrif edemedi! Harry cidden bir şey söyle şuna. Sen Seherbaz Bürosunun başkanısın.” diye yakındı cadı.
Koridordaki ufak kalabalıktan sıyrılan gözlüklü bir büyücü yağmurun yağmakta olduğu ofisin kapısından beri içeri bakmakla yetindi. Sonra genç cadıya döndü.
“ Ne söylesem fayda etmiyor biliyorsun. Kovsam kovamam çünkü işini gayet iyi yapıyor Hermione.”dedi Harry.
Hermione isimli cadı yüzünü buruşturarak ofisten çıkıp kapısını kapadı. Ve kapının önündeki arkadaşıyla beraber kendi ofisine doğru yürümeye başladılar.
“ Işte sinir olduğum da bu. Bu kadar dağınık ve sorumsuz olmasına rağmen nasıl ‘ başarılı’ bir seherbaz olabiliyor?” dedi Hermione.
Harry cevap vermedi ama koridorda büyük başarılar gösteren seherbazların tablolarının önünden geçerken hepsine tek tek selam verdi. Bu artık bir sabah rutini halini almıştı Harry için. Bir tabloda mor ve kısa saçlara sahip bir cadıyı görünce biraz duraksadı ve ona bir gülümseme gönderip Hermione'nin peşine takıldı.
Hermione odasının kapısını büyü yoluyla açtıktan sonra Harry'e içeri geçmesi için eliyle işaret verdi. Oda son derece düzenli ve temizdi. Her şey yerli yerindeydi. Tek bir düzensizlik ya da çok bulamazdınız bu odada. Masanın üstünde ise birkaç tane hareketli fotoğraf vardı. Birinde Hermione, Harry ve arkadaşları Ron'un küçüklük hallerinin onlara gülümseyerek el sallıyordu. Bir diğerinde ise yıllar önce Grimmauld Meydanı 12 Numara’da çekilmiş Zümrüdüanka Yoldaşlığı ve Harry, Hermione ve Weasley ailesinin Yoldaşlık'a katılamamış çocukları yer alıyordu. Hermione, Sirius, Lupin, Tonks ve Fredi orada görünce uzun uzun onlara bakakaldı. Bir diğer fotoğrafta ise Dumbledore'un Ordusu vardı. Sonuncu ise hareketsiz bir fotoğraftı. Hermione ve ailesinin evlerinin önünde çekilmiş bir fotoğraftı bu.
Genç cadı fotoğraflara dalmışken Harry bir sandalyeye oturmuş ve cebinden iki kutu Çikolatalı Kurbağa çıkarmıştı. Birini Hermione'ye uzattı ama kız kibarca reddetti. Ayağa kalkıp kitaplığından bir dosya çıkarıp masaya koydu ve birkaç saniye aramadan sonra içinden bir kağıt çıkarıp Harry'e uzattı.
“ Bu ayki yapılan tüm tutuklamalar burada. Aslında bu görev Malfoy ile ikimize ait ama tabi ki de bana kaldı.” dedi Hermione.
Harry, bir yandan elindeki kağıdı incelerken bir yandan da Çikolatalı Kurbağa’sını yiyordu. Içinden çıkan kartı ise cebine atmıştı. Bu ay üçüncü kez kendisi çıkmıştı. Kendi kartlarını biriktirmek gibi bir hobi edinmişti genç büyücü.
Kapının açılmasıyla ikisi de o tarafa döndü. Bakanlıkta bulunurken giymeleri gereken Seherbaz cübbesini giymemiş, nefes nefese bir Draco Malfoy girdi içeri. Kendini bir şey söylemeden Harry'nin karşısındaki sandalyeye attı ve az önce Harry'nin Hermione’ye uzattığı Çikolatalı Kurbağa kutusunu alıp açtı ve yemeye başladı. Içindeki karta baktı bir adet ‘ Hermione Granger’ çıkmıştı.
“ Yine hangi ünlü güzellik çıktı bana?” dedi gülümseyerek Hermione’ye ama Hermione’nin ona olan sınırlı bakışlarını görünce sustu.
“ Hayır, ben bir şey demeyeceğim bu sefer. Çünkü ben senden sorumlu değilim. Ne halin varsa gör. Senden sorumlu olan birisi varsa o da Harry. Ben artık sadece kendi işimi yapacağım. Siz ikiniz de kovulur musunuz kovulmaz mısınız hiç umurumda olmaz.” dedi Hermione önündeki bir dosyayı doldurmaya çalışırken.
“ Ne yapmışım yine?” dedi Draco oldukça rahat bir şekilde.
“ Hmm... Düşünelim. Her sabah geç kalmak, işlerini bitirmemek, ofisinin berbat olması dışında bir sorun yok sanırım. Aaa... Bir de aşırı derecede gevşek olduğunu biliyor muydun Malfoy?” dedi Hermione.
“ Niye seni büro başkanı yapmadılar da Potter oldu ki Granger? Ah, anladım çünkü o Seçilmiş Kişi.” dedi alayla Draco.
“ Hey!” dedi Harry. “ Seçilmiş Kişi olduğum için değil başarılarımdan dolayı büro başkanı oldum.”
“ Tabi tabi (!). Granger’ın senin yerine yönetmesi dışında hiçbir sorun yok.” dedi Draco elindeki kartta kendisine bakmakta olan Hermione’ye bakarak.
“ Rica etsem konuşmanızı başka yerde yapsanız. Son derece meşgulüm.” dedi Hermione. “ Bu arada Malfoy, odanı düzelt. Yoksa kapımda yatsan da bir daha sana yardım etmem.”
“ Hey! Tamam senden evrak işlerinde yardım istesem de sahada senden iyiyim unutma.” dedi Draco.
“ Ne?” diye şaşırdı Hermione. “ Istersen fazla saçmalama. Eğer elindeki kartı okursan benim kim olduğumu hatırlarsın.” diye ekledi yüzünde yapmacık bir gülümseme ile.
“ Iddiaya girelim. Ne dersin Granger? Potter da şahit olur.” Dedi Draco.
Hermione ve Harry birbirlerine bakıp bir kahkaha attılar. Draco bunun üzerine bozulmuş gibi görünüyordu.
“ Peki girelim. Bir ay içinde en fazla kim sahada başarı gösterirse o kazanacak. Eğer ben kazanırsam o yeni aldığın pahalı süpürgeyi alırım.” Dedi Hermione yüzünde büyük bir gülümseme ile.
“ Olur. Ama sen uçmakta pek iyi değilsin Mükemmel Küçük Hanım. Ama tamam diyelim. Eğer ben kazanırsam benimle randevuya çıkacaksın.” dedi Draco da.
“ Hayır!” diye itiraz etti Hermione. “ Bu kadar da olmaz Malfoy. Biliyorsun ki Ron ile ilişkimize yeni ara verdik. Ne olacağı belli değilken seninle randevuya çıkmak en son istediğim şey bile değil.”
Draco kaşlarını çatıp birkaç saniye düşündü ve kapıya doğru ilerledi. Çıkmadan önce arkasına dönüp konuştu.
“ Eğer fikrin değişirse Granger, ben her zaman hazırım.”dedi ve gülümsedi.
Hermione gözlerini kısarak onu süzdü birkaç saniye boyunca ve kararını verdi.
“ Kabul ediyorum Malfoy. Nasıl olsa ben kazanacağım için sıkıntı yok.”dedi Hermione ve ayağa kalkıp Draco'nun yanına geldi. Elini sarışın büyücüye uzattı. O da sırıtarak onun elini sıktı.
“ Ben de şahitim o zaman. Ama artık işimizin başına dönsek daha iyi olur.” Dedi Harry ve Draco’’yu da iteleyerek Hermione’’nin odasından çıktılar. Hermione onların arkasından alaycı bir şekilde güldü ve tekrardan masasına geçerek yapmakta olduğu işlere döndü.
Merhaba!
Umarım beğenmişsinizdir!
Tanıtım bölümü olduğu için kısaydı.
Oy ve yorumlarınızı unutmayın :)
Herkese iyi günler:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seherbaz | Dramione
FanfictionSihir dünyasının en tanınan ve güçlü cadılarından biri olan Seherbaz Hermione Granger'ın başı kendisi gibi Seherbaz olan Draco Malfoy ile dertte. Ikilinin girdiği iddia ve Seherbaz Bürosunun düzenini değiştirmeye çalışan yeni bir Sihirli Yasal Yaptı...